Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

384 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
İnsan nasıl bir varlık? Şaşırtıyor insanı çoğu vakit, yaptıklarıyla, yapmadıklarıyla, yalanlarıyla, doğrularıyla, varlığıyla, yokluğuyla… çoğu vakit insan kendini bile tanıyamazken, nasıl tanıyabilir bir başkasını? Evet, insanın acısını insan alırmış, fakat acıları yaşatan, yine insan değil midir? Bedenen ya da ruhen, her türlü işkenceyi rahatlıkla yapmaz mı, insan insana. Hiçbir insan olamaz ki ondan bir şey öğrenmeyelim. Kiminden iyiyi, güzeli, dürüstlüğü… kiminden de kötülüğü, yalanı, zorbalığı, kaddarlığı… Dostoyevski bu eserinde İnsana dair ne varsa, müthiş psikolojik tahlilleriyle gözler önüne seriyor. Dostoyevski 1849 yılında devleti yıkmaya çalıştığı gerekçesiyle tutuklanır. İdam sehpasına çıkan, Dostoyevski son anda affedilir. Sibiryaya on bir yıl sürecek olan, sürgün cezasını çekmek için gönderilir. “ Ölüler Evinden Notlar” kitabında, Dostoyevski , bizzat kendisinin de mahkum bulunduğu bu kampta, gün içinde yaşananları , kürek mahkumlarını , idarecilerin mahkumlara yaşattığı zorbalık ve işkenceleri anlatır. Kürek Mahkûmlarının neden buraya düştüklerini, mahkumiyetten önceki hayatlarıyla birlikte ele alıp, kişilik tahlillerini ona göre yapar. Onların olaylar karşısındaki tepkilerini, korkularını, sevinçlerini, güçlü ve zayıf yönlerini, birbirlerine karşı dostça ya da düşmanca olan yaklaşımlarını, idare karşısında duruşlarını, yaşanan haksızlıklara karşı nasıl tavır aldıklarını… her hallerini, en vurucu yanlarıyla ele alıp, bir bilim insanı edasıyla irdeler. Dostoyvski kürek mahkumluğu anılarını, eşini öldürüp cezasını çekmek üzere kampa getirilen Aleksandr Petroviç isimli mahkumun gözünden anlatır. “Hapis bendeki birçok şeyi yakıp yıktı, ancak bunun yanında başka şeyleri ortaya çıkardı.” der. Dostoyevski yaptığı gözlemlerinde , katil insanların da ruhlarında asil parıltılar olabileceğini görür. Hiçbir insan yüzde yüz iyi olmayacağı gibi, yüzde yüz de kötü olamaz. Kötülük ya da iyilik yaşanılan ortam ve koşullar ile ilgilidir. Kötü olarak tanıdığımız birisi iyi bir davranışta bulunabileceği gibi, iyi olarak tanıdığımız bir insanda yanlış bir davranış da bulunabilir. Yalan söyleyebilir, hırsızlık yapabilir, hatta birini öldürebilir. Dostovevski , Sibiryada ki kürek mahkumlarından bunları öğrenir. İnsanın bir amacı ve umudu olmadan, bir gün bile yaşayamayacağını, hedefsiz ve umutsuz insanın canavarlaşacağını, buradaki insanların ise, bir gün özgür olmayı umut ettiklerini söyler. ” İnsanların yaşamak için inanılmaz derecede istekleri ve dayanma güçleri vardır.” Dostoyevski: “Mektuplar”, Mahkumiyeti boyunca mahkumlara yardımcı olmaya çalışır.Kendisini mahkumlardan farklı, “soylu” biri olarak görür. Zaten mahkumlarda onu kendilerinden biri olarak görmezler, ona sen bizim yoldaşımız olamazsın derler. Bu durum onun yalnızlaşmasına yol açar. Dostovyski’de yalnız olmaktan şikayetci değildir. Aksine insanlarla bir arada olmaktan, çok da keyif almaz. Çoğu zaman ya, hapishanenin revirinde kalarak, ya da kendisi gibi “soylu” olarak gördüğü kişilerle birlikte günlerini geçirir. Bir gün cezaevinde mahkumlara işkence eden Binbaşının rütbeleri sökülerek görevinden uzaklaştırılır. Dostoyevski Binbaşının önceki ve sonraki halini şu sözleriyle aktarır. “Üzerinde üniforması varken bir fırtına, bir tanrıydı. Ama şimdi redingotunun içinde bir hiçti, daha çok bir uşağı andırıyordu. Şaşılası şeydir, üniforma bu çeşit insanları ne çok değiştiriyordu.” “Sonuçta her şeyi söylemek lazım; bu insanlar sıra dışı insanlardı. Sonuçta bunlar, belki de, insanlarımız içinde en yetenekli, en güçlü insanlardı. Ama boşyere kayboldu kudretli güçler, kayboldular anormal, yasa dışı, dönüşsüz bir şekilde. Peki kim suçlu? Sahiden, kim suçlu?” sözleriyle yaşadığı anılara son verir. Evet gerçekten sadece buradaki insanlar mı suçludur? Varsa suçlu gerçek suçlu kimlerdir? Neden gerçek suçlular aranmaz? Neden suç işlemeye meyilli insanları var eden ortamlar, koşullar yok edilmeye çalışılmaz. Neden bizden farklı olmayan her an kendilerinin de bir suç işleyebilecek durumda olabileceklerine karşın, buradaki insanlara ceza verme, onlara baskı ve işkence etme hakkını nasıl bulurlar? Bu hakkı onlara kim verir? Neden suçlular cezalarını iyileştirme yolu ile sevgiyle iyileştirilmezde, işkenceyle cezalandırılır? İşte Dostoyvskinin bu müthiş eseri, insana insanı ve toplumu her yönüyle sorgulatmayı başarıyor. .
Ölüler Evinden Notlar
Ölüler Evinden NotlarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202014,7bin okunma
·
35 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.