Ayrılıkçı PKK terör örgütü ile ülkemiz uzun yıllardır mücadele ediyor. Ve bu mücadelenin siyasi, askeri ve sosyal boyutları bulunuyor. Gazeteci Fikret Bilâ, dönemin cumhurbaşkanları ve komutanlarıyla yaptığı söyleşilerden oluşan bu kitabında mücadelenin özellikle askeri boyutu ele alarak aşağıdaki sorulara cevap arıyor: - Düzenli bir ordu olan TSK, bu asimetrik savaşta nasıl bir yol izledi? Nasıl başarılı oldu? - Bu mücadele sürecinin etkileri nasıl oldu? - TSK’da o dönem görev yapan komutanlar bu mücadeleyi dünü ve bugünüyle nasıl değerlendiriyor? Kitap için Fikret Bilâ’nın görüştüğü kişiler ise şöyle: i. Kenan Evren, ii. Süleyman Demirel, iii. Doğan Güreş, iv. İsmail Hakkı Karadayı, v. Hilmi Özkök, vi. Aytaç Yalman, vii. Necati Özgen, viii. Hasan Kundakçı, ix. Aytan Tokat Yukarıda isimlerin o dönemle ilgili anıları, tespitleri ve önerileri; PKK ile olan mücadelenin nasıl yürütüldüğünü, TSK’nın yapısını ve donanımını nasıl değiştirtildiğini, komutanların bu süreçte neler yaptıklarını ve neler yaşadıklarını bilmek ve anlamak adına oldukça önemli. TSK, 1992’den itibaren “alan hâkimiyeti” konseptine geçiyor. Yaptığı yurtiçi ve sınır ötesi operasyonlar neticesinde PKK geriliyor. Bunun sonucunda PKK ilerleyen süreçte strateji değiştiriyor. Sözde bağımsız Kürt devleti amacından vazgeçtiğini belirtiyor ve “iki uluslu Türkiye” tezine dayanan “Demokratik Cumhuriyet” iddiasını dillendiriyor. Peki, bu strateji değişikliği ne kadar samimi? Çok şiddetli ve kanlı 27 yıldan sonra yaşananlar, Türkiye’yi ve TSK’yı askeri, sosyal ve siyasi açıdan etkiliyor. 1980’lerde devlette “Kürt yoktur” yaklaşımı söz konusu iken, 1992’den sonra “Kürt realitesi vardır.” söylemi kabul görüyor. Peki, bu kabulün sınırları neler? PKK ile mücadelede yaşanan bazı durumlar Türk generallerde ABD’ye karşı bir güvensizlik oluşturuyor. Bu duruma neden olan olaylar nelerdir? TSK’nın genel olarak ABD’ye bakışı nedir? ABD, neden Öcalan’ı Türkiye’ye teslim etti? Öcalan teslim edildikten sonra o dönemde neler yaşandı? Komutanlar “1 Mart Tezkeresi” hakkında neler düşünüyor? Tarihi bir fırsat mı kaçırıldı yoksa tehlikenin eşiğinden mi dönüldü? ABD askerlerinin 4 Temmuz 2003 tarihinde Süleymaniye’de Türk timine baskın düzenlemeleri ve kafalarına çuval geçirip gözaltına almaları ile ilgili komutanlar ne düşünüyor? Keyifli okumalar...

Komutanlar CephesiFikret Bila · Doğan Kitap · 201031 okunma

·

63 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Murat K.