Bu kitaptan önce Diana Wynne Jones’un Uçan Şato kitabını okumuştum. İkisi çok farklı havalara sahip kitaplar olmasına rağmen ikisinin de Çöl ortamında geçiyor olması kitaba daha hızlı adapte olmamı sağladı. Aynı zamanda okurken Uçan Şato’daki paralı askerle bu kitaptaki Jin karakterini çok benzetiyordum. Kitabın sonunda Jin karakterinin tahmin ettiğim bir açıklığa kavuşmasıyla da tahminlerim doğrulanmış oldu. Çöllerin Asisi’ni ilk başta kapağı için ve 10 TL indiriminden ötürü almıştım, gerçekten çok etkileyici bir kapağı var. Ve iyi ki almışım diyorum çünkü kitap beklediğim tempoda çok akıcı ve de heyecanlıydı. Bir günde bitirdiğimi söyleyebilirim. Kitapta anlatılan hikâyeler ile karakterler arasındaki ilişkiler çok hoşuma gitti. Sadece kitabın anlamlandıramadığım bir noktası var; arka kapak yazısında İslam mitolojisinin de içinde barındığını söylüyordu ama kitap, İslam’dan ziyade daha çok Arap ve çöl kültürünü barındırıyordu. Arap kültürünün İslam olarak dayatılması anlayışı pek hoşuma gitmiyor açıkçası. Kitapta klasik vampir, goblin, kurtadam vb. klasikleşmiş fantastik karakterler yerine yazara özgü Tendeğiştiren, Karabasan, Kulbastı, Burak gibi varlıkların bulunması kitabı benim için daha ilgi çekici klan şeylerden biriydi, klasik tiplemelerin dışına çıkmanın bir yazar ve kitabı için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Fakat her şeyden önce kitabı okuyucuya en çok sevdirenin Jin ile Amani karakterleri arasındaki ilişki olduğunu düşünüyorum. Kadınların hor görüldüğü bir ortamda ve Amani’nin şu ana kadar tanıdığı tüm erkeklerin yanında Jin’in çok farklı ve düşünceli olması, Amani’ye ilk gördüğü andan beri çok değer vermesi ve bunu hissettirmesi kitabı okurken beni en çok etkileyen şeydi. Son olarak kitabın, onu okurken kitabı almama sebep olan heyecan ve kaliteli kurgu ihtiyacımı karşıladığını düşünüyorum. Kitabı okurken gerçekten çok zevk aldım fakat bu kalitenin devam kitaplarında bozulmasından korkuyorum. Özellikle Jin kadar önemli bir karakter geri planda bırakılırsa gerçekten çok üzülürüm. Amani her ne kadar başkarakter olsa da Jin de neredeyse onun kadar bir başkarakterdi. Kitap ikisinin hikâyeleri üzerinden yürüyordu. Ama işte bazen bazı şeylerin sende hep aynı etkiyi bırakmasını istersin, bu da beni serinin devamını okumamaya itecek gibi gözüküyor. "Doğmak bir ruhu önemli kılmaz. Ama tanıştığımız anda senin önemli olduğunu fark ettim. Oğlan kılığına girmiş, silah kullanmayı kendi kendine öğrenmiş, o kasabadan kurtulmak için hayaller kurup para biriktirmiş bir kızdın. Oradan kaçmayı o kadar çok istiyordun ki... Tanıştığım kız, kendini önemli birine dönüştürmüştü. Hoşlandığım birine." -Jin Spoilerlı Not: Kitapta ölümü için yeterince yas tutulmayan, ölümü arada kaynayıp gitmiş gibi hissettiren bir karakter var. Hani Justice League’de Amazonların kendini feda ettiği bir sahne var ya, Joss Whedon bu sahneyi çok hızla geçip Amazon kraliçesini orada yitirdiği askerleri önemsemeyen biri gibi gösterirken Snyder Cut’ta Amazon kraliçenin tapınağın çökmesinden sonra başlığını çıkarıp saygı duruşunda durması gibi bir olay bu. Çok ince ama önemli bir şey. Burada da Whedon’ın yaptığı gibisinden bir durum söz konusuydu. Evet olaylar çok hızlı gelişiyor olabilir ama oradaki herkes için çok değerli bir yakın arkadaş olan Bahi’nin ölümü üzerinde durulmaması bana çok samimiyetsiz geldi. “Shazad’ın gözleri kızarmıştı ağlamış olmalıydı” cümlesi ve karakterin arada Bahi’nin ölümünü anımsaması dışında Bahi’nin ölümü anılmıyordu. Sayın yazarın gerekli değeri vermediğini düşündüğüm bu karaktere buradan ben veda etmek istedim. Sevgili Bahi, çok değerli ve güzel bir kalbe sahip bir karakterdin, senin ölümün gerçekten çok büyük bir kayıptı.

Çöllerin AsisiAlwyn Hamilton · Dex Kitap · 2017307 okunma

·

124 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Rumeysa ZENGİN