Gönderi

339 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 20 hours
İlk Cemil Meriç okuyuşum. Ve devamını mutlaka getireceğim. Kendisinin de tabiriyle "Umrandan Uygarlığa, Bu Ülke'nin devamı, zamanla çiçekleşen tomurcuk düşünceler..." Anlamak için çiçekleri de koklamalı. Tohum ekmek yetmez. Kitap genel ibariyle Cemil Meriç'in eleştirdiği belli bir kesimi anlatıyor. Daha doğrusu bir dönemi. Batılılaşma için çırpınan bir güruhtan bahsediyor. Bir bölümde yabancı şair ve yazarlar üzerinden konuya açıklık getiriyor.. Aydınların aydınlatamadığı halkı, soytarılar aldatır. “Bu Ülke, yarım asırlık bir tetebbuun(araştırma), bir sanatçı mizacından süzülen usaresi(öz su). Bir mesaj, daha doğrusu bir çığlık… kesif, dertli, derbeder…” Cemil Meriç bu sözlerle tanıtıyor kendi kitabını. Farklı konulara değinerek bazen bir iki satır, bazen de birkaç sayfadan oluşan ve yazarın hayatından süzülmüş cümlelerden oluşmakta. Kavramları, ideolojileri, Türk aydınının bakış açısı, batının üzerimizdeki etkisi ve bu ülkeye bakışını… ve daha birçok konuyu gereksiz kelime ve cümlelerden kaçınarak; az sözle çok meram anlattığı bir kitap. “Bu Ülke” bizim ülkemiz, bizim halkımız, bizim milletimiz için yazılmış; bizim daha iyi, sağlıklı ve doğru düşünmemiz, daha derin bakmamız ve görmemiz için yazılmış bir kitap. Bizi yolumuzdan eden, fikrimize, zihnimize ambargo koyan bütün hastalıkları bir cerrah misali ortaya koymuş. “İzm’ler idrakimize giydirilen deli gömlekleri. İtibarları menşe’lerinden geliyor. Hepsi de Avrupalı.” Cemil Meriç kitabında Türkiye’deki edebiyat ve siyaset dünyasını, Doğu’nun fikir alemini ve önemli düşünce insanlarını ele almaktadır. Meriç kitabı için şunları söylemiştir; “Bu sayfalarda hayatımın bütünü, yani bütün sevgilerim, bütün kinlerim, bütün tecrübelerim var. Bana öyle geliyor ki, hayat denen mülakata bu kitabı yazmak için geldim; etimin eti, kemiğimin kemiği” Küçüklüğünde miyop olan yazar, 38 yaşında gözlerini kaybetmiştir. Bu durumun hayatındaki etkisini “Gözlerimi yani her şeyi kaybetmiştim. Tekrar çarka takıldım. Ölümü bir münci olarak arıyordum. Meselelerimi ancak o çözebilirdi, korkak olduğum için intihar edemedim. Vazifelerim bitmişti… Beklediğim hiçbir şey yoktu. Yazdıklarım hiçbir yankı uyandırmamıştı. Ne yazacaktım?” sözleriyle ifade etmiştir. Yalnız bu durum da Meriç’i yıldırmamış ve yazı hayatına devam etmiştir. Bu Ülke’yi anlamak için bilinmesi gerekenlerden biridir Meriç’in hayatı. Cemil Meriç başka konulara da değinmiş ve Türk aydınının, Türk insanının ilim, düşünce, gelecek ve yaşantı dünyasında değişimlere etki etmiştir. Aşağıda Meriç’in Bu Ülke kitabından alıntı birkaç paragraf size kitap içeriği hakkında bir fikir verecektir. Canavarlarla dolu bir ormandayız. Yolumuzu hayaletler kesiyor. Tanımadığımız bir dünya bu. İthal mali mefhumların kaypak ve karanlık dünyası. Gerçek, kelimelerin arkasında kayboluyor. “Gerici, bir toplumun gelişmesini sağlayacak hiçbir yeniliği istemeyen, her yönüyle eskiyi özleyen ve eski düzeni getirmeye çalışan (kimse)” (Meydan – Larousse). Tarifin tek kusuru bu ucubenin hangi çağda, hangi ülkede yaşadığını söylememesi. Murdar bir halden muhteşem bir maziye kanatlanmak gericilikse, her namuslu insan gericidir. 4. Murad’a, Süleyman devrine dön! diye haykıran Koçi Bey’den Reşit Paşa’ya kadar Osmanlı Devleti’nin bütün ıslahatçıları gerici. Dante, yaşadığı çağdan iğrenir. Balzac eserini iki ezelî hakikatin ışığında yazar: Kilise ve krallık. Dostoyevski maziye şık. Dante gerici, Balzac gerici, Dostoyevski gerici! Gerici, ilerici… Düşünce hürriyeti bu mülevves kelimelerin esaretinden kurtulmakla başlar, düşünce hürriyeti ve düşünce namusu. Bu ülkenin bütün ırklarını, tek ırk, tek kalp, tek insan haline getiren İslamiyet olmuş. Biyolojik bir vahdet değil bu. Ne kanla ilgisi var, ne kafatasıyla. Vahdetlerin en büyüğü, en mukaddesi. İster siyah derili, ister sarı… İnananlar kardeştir. Aynı şeyleri sevmek, aynı şeyler için yaşamak ve ölmek. Türk’ü, Arap’ı, Arnavut’u düğüne koşar gibi gazaya koşturan bir inanç; gazaya, yani irşada. Altı yüzyıl beraber ağlayıp, beraber gülmek. Sonra bu muhteşem rüyayı korkunç bir kâbusa kalbeden meşum bir salgın: maddecilik. Tarihin dışına çıkan Anadolu, tarihin ve hayatın. Heyhat, bu çöküşte kıyametlerin ihtişamı da yok, şiirsiz ve şikâyetsiz.
Bu Ülke
Bu ÜlkeCemil Meriç · İletişim Yayınları · 201821.2k okunma
·
81 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.