Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hayal-i Kompleks
Hava soğumaya başlamıştı. Denizden gelen dalga sesleri, kamp ateşimizin çıtırtısına karışıyordu. Dolunay, tüm parlaklığıyla gökyüzünü ele geçirmişti. Ayaz, insanın içine bambaşka bir kapı açıyordu adeta. Yakamoz, denize asalet katıyordu kendince. Biramızdan yayılan arpa kokusu ile deniz tuzunun yakıcı kokusu birbirinin içine geçmişti, bu koku herkesi esrimiyle kendinden geçirirdi. Venüs, ateşi seyrederek elindeki gitarıyla oynuyordu. Elime biraz kum alıp yavaşça yere dökmeye başladım. Dökülen her kum tanesini hissedebiliyordum, bana kaybolmuş duygularımı anımsatıyorlardı. Biramdan büyük bir yudum alıp Venüs’e baktım. Elindeki gitarıyla oynarken sanki bir melez gibiydi, doğru notayı bulduğundaki o memnuniyet ifadesi içimi eritiyordu. Aptalca; bir o kadar da tatlı olan sırıtışı, bir an için olsa bile bütün korkularımı unutturabiliyordu. O anlayışlı ifadesi ile bana sarıldığında, bir anlığına zihnimdeki bütün kötülükleri silebiliyordum. Venüs, hayatımda kalan tek iyi şeydi belki de. Herkes bana sırtını çevirmişti. Aşağılanmış, küfredilmiş, kovulmuş bir haldeyken o bana kalbini açmıştı. Her şeyden sonra artık en büyük korkum, bir şekilde bu sevgiye ihanet etmekti. Onu ilk gördüğüm gün hala aklımdan çıkmıyordu. Sinemaya gitmiştim. O düz, kumral saçlarıyla oynayarak yanıma gelmişti. Deniz mavisi gözlerini bana dikip, o tatlı tebessümünü takınmıştı. “Korku filmlerini tek başıma izleyemiyorum, beraber izlesek olur mu?” diye sormuştu bana. Sesindeki kibarlık bile, beni kendisine aşık ettirmişti. Teklifini hemen kabul etmiştim. Ne olduysa o günden sonra olmuştu. Asla inanmayacağım bir şekilde hayatım iyiye gitmeye başlamış, güzelleşmişti. Yaşanan onca şeyden sonra işte buradaydık. Bir gece yarısı kumsala oturmuş, yakamozu izlerken biramızı yudumlayarak şarkılar söylüyorduk. O kadar derin düşüncelere dalmıştım ki gitar seslerinin kesildiğini fark etmemiştim. Venüs, çenesini gitara dayamış bir şekilde beni seyrediyordu. Ne zaman bunu yapsa utanıp kıpkırmızı kesilirdim. “Dünyanın neresinde olursan ol; bulunduğun yerde değil, düşündüğün yerdesin.” Dedi Venüs. Bunu bana sürekli söylerdi, yazarlardan ve filozoflardan alıntı yapmayı çok severdi. Ben ise her zamanki gibi kızarıp, yüzümü kuma gömdüm. Gitarını bırakıp yanıma yaklaştı. Yere diz çöküp, eliyle çenemden tutup, başımı narince yukarı kaldırdı. Deniz mavisi gözlerine baktığımda içinde kayboluyordum âdeta. Yavaşça bana doğru yaklaştı. O pembe, dolgun, tatlı dudakları dayanılmazdı. Dudaklarımız birbirine değdiğinde, tüm vücudumda bir elektrik dolaşıyordu. Bütün dünya yok oluyordu adeta. Sadece o ve ben kalıyorduk kaosun içerisinde. Her şey ilk defa bu kadar muhteşemdi, hem de gerçek olamayacak kadar muhteşemdi. - Mert Yeğin
·
72 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.