Gönderi

216 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 days
“Yalnız olmak özünde ne pozitiftir ne de negatif.Her şey sizin nasıl yalnız olduğunuza bağlıdır.Yalnız olmak -ben yalnız olduğumda her şey birdir- hem en iyi hem de en kötü anlarımızı yaşadığımız durumda olmaktır.” “Hepimiz yalnızlığı biliriz ama farklı tecrübe ederiz.Yalnızlık sadece küçük bir azınlıkta uzun süreli ve ciddi bir problemdir.” “Hepimiz hem birilerine hem de yalnızlığa ihtiyaç duyarız.Bu fıtri zıtlık Kant’ın tanımı ile toplumsal olmayan toplumsallaşabilirliktir.” “Yalnızlık; Lord Byron:En az yalnız olduğumuz haldir John Milton:Bazen yalnızlık en iyi dosttur. Ambrose Bierce:Kötü bir şeye düşmüş,yalnızdır. Samuel Butler:Dünyanın en kötü eşlikçisine kendine düşen,melankolik gibi pekçok tanımı yapılan yalnızlık,bir kişinin başkalarıyla bağlantı kurma gereksiniminin tatmin edilememesine verilen duygusal bir karşılıktır.Yalnızlık sosyal geri çekilmedir bu sosyal acıya sebep olur sosyal acı fiziksel acı ile bağlantılıdır ve ikisininde neticesi sosyal dünyadan kopuştur.” (s.15-20) “Yalnızlık sosyal desteğin olmayışı gibi nesnel belirleyicilerden ziyade öznel deneyim temelinde tanımlanmalıdır.” “Yalnızlık(lonely);tek başınalığı(aloneness) dile getirme halini belirtmek için kullanılır.Yalnızlık mantık ve deneyim açısından tek başınalıktan bağımsızdır.Bireyin başkalarıyla ilişkilerini nasıl deneyimlediğidir.Bu deneyimler kendimiz ile başka herkes arasında var olan nüfuz edilemez boşlukları gösterir.” (s.26-27) “Araştırmalar fiziksel yalıtılmışlık derecesi ile hissedilen yoğunluk arasında hiçbir bağlantı bulamamıştır.Böyleyken bir kişinin etrafında bulunan fiili insan sayısı yalnızlık duygusuyla bağlantılı değildir.Yani tek başına olmak ile yalnız olmak mantıksal ve deneyimsel açıdan birbirinden bağımsızdır.Yalnızlık öznel bir fenomendir.Ya kurulan ilişki azdır ya da mevcut ilişkiler yetersizdir zira sosyal ağın niteliği niceliğinden daha önemlidir.”(s.31-33) Yalnızlık, kronik;kendinden köklenir,yetersiz bağ acı deneyim geçici;tek başına olduğu ortamda kişiyi ele geçirir. Duruma bağlı;ansızın bir kayıpla olur,ani olduğu için kronikten daha yoğun hissedilebilir.(s.39-42) “Yalnızlık bir hastalık değil genel insani bir problemdir.Hem bedensel hem zihinsel bozukluk riskinde dramatik bir artışa sebebiyet verir. Bunama riskini arttırır,bilişsel yetileri zayıflatır,yaşlanma sürecini hızlandırır. Yalnızlığa rahatsızlık olarak bakmayıp onu duygusal savunma sistemimizin doğal bileşeni görmek mümkündür.Yalnızlık kendi başına patolojik değildir ancak bedensel ve zihinsel ciddi sorunlar doğurabilir.” (s.42-46, SAĞLIK VE YALNIZLIK) “Yalnızlığın hem duygusal hem bilişsel tarafı vardır.Fakat bu iki yan keskin biçimde ayrılmış değildir.Zira duygusal fenomenin bilişsel veçhesi ve bilişsel fenomeninde duygusal veçhesi vardır.” “Yalnızlığı yalnızlık yapan yani yalnız olma ya da toplumsal desteğin zayıf olmasından başka bir şey yapan fenomenin hissi boyutudur.” “Yalnızlık temelde duygu sürecinin fiziksel sonucundan ziyade bilişsel neticesine aittir ama aynı zamanda şunu da görüyoruz ki sosyal bir acı olarak yalnızlık fiziksel acıyla aynı sinir patikalarını takip eder.” “Yalnızlıkta diğer duygular gibi öznel bir fenomendir,değer yüklüdür,bir şey hakkındadır ancak uzun sürebilme ve kronikleşebilme açısından farklılaşır.” “Yalnız olmak için yalnız hşssetmemiz gerekir.Yalnız olmak belirli bir duyguya sahip olmaktır.Bu duygu bir tür kederdir.Fiilen bu halde olmadığım halde yalnız olduğumu düşünebilsemde yalnız olmaksızın yalnız hissedemem.” (s.47-54 YALNIZLIK DUYGUSU) “Yalnızlık içinde sosyalliğe duyulan özlemi barındırırken fiiliyatta sık sık sosyal geri çekilmeye sebep olur.”(s.56) “Yalnız hissetme eğiliminden sorumlu değilsinizdir ama bu eğilimle baş etmede sorumlusunuzdur.Bu yüzden belli ölçüde kendi yalnızlığınızında müsebbibisinizdir.”(s.63) “Belli bir anlamda hepimiz yalnızızdır ama bu kadar geniş bir yalnızlık kavrayışıyla hareket edersek bundan en ağır etkilenenleri ayırt edemeyiz.”(s.65) “Yalnızlık kısmen kalıtsal bir fenomendir.Bireyin ne ölçüde yalnızlık yaşadığı ülke,cinsiyet,yaş vb. etkiler.Kadınlar daha fazla sosyal ağa sahip olmasına rağmen daha yalnızdır.” “Yalnız insanlar,benlik ve ideal benliği uyşmayan,kendini daha aşağı gören,çevresini tehtidkar bulan,başkalarına daha az yardım eden ve daha az empati yapan,ben merkezli, sohbetlerde az soru sorup kendinden bahseden,olumlu sosyal deneyimden daha az tatmin olan,kendileriyle başkasının gözünde karşılaşan ne kendisi ne de başkasıyla ilşkisi olmayan kişidir.” “Yalnızlık sosyal kaçınma stratejilerine sebep olur.Çünkü yalnız insanların başkalarını olumlu ilişkierin olası kaynakları olarak görmeleri daha az muhtemeldir.Bunlar çoğunlukla başkalarına bağlanmayı başarma ihtimalini düşüren stratejiler seçecektir.”(s.72-84) “Yalnızlık bize dünyadaki yerimizi anlatır.” “Yalnızlık,toplumsal bir dert,kişinin sosyal hayatının tatmin edici olmadığını gösteren bir ağrıdır ve bu ağrı toplumsal olarak görünür olduğunda özellikle rahatsız edicidriçYalnızlık acı vermesinin yanında mahcup da eder.Genel insani bir fenomen olsada yalnız kişi eziktir.” “Yalnız olmak insan yaşamının asli bir bölümünde başarısız olmaktır çünkü bu bir ya da birden fazla insanla ilşki kurma ihtiyacının başarısız olduğu anlamına gelir.”(s.175) “Tek başınıza olmadığınız için yalnızsınız yalnız olduğunuz için tek başınıza değilsiniz.”(s.182) “Her insan yaşamının belirli ölçüde yalnızlık barındıracağı gerçeğiyle yaşamayı öğrenmelidir. İşte bu nedenle yalnızlığa tahammül etmeyi ve umutla bu yalnızlığı tek başınalığa dönüştürmeyi öğrenmek çok mühimdir.Kendine bel bağlamayı öğrenmek suretiyle yalnızlık azaltılabilr.Yine de ara ara tokat gibi yüzümüze vuracak bir yalnızlığın sorumluluğunu almak gerekir.Çünkü her şeye rağmen bu sizin yalnızlığınızdır.”(s.186)
Yalnızlığın Felsefesi
Yalnızlığın FelsefesiLars Svendsen · Redingot Kitap · 2021393 okunma
·
47 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.