Gönderi

Hüsrev ile Şirin ve Binbir Gece Masalları
En güzel Nizamî (ölm. 1203) tarafından yazılan Husrev ile Şirin'in aşkları, tamamen özel olarak sözkonusu edilmeğe değer. Bu efsanenin kadın kahramanı bir nevi Madame de Pompadour olan Şirin, zarif II. Husrev'e, ebedileşen, atasözü haline gelen bir tutku ilham etti. Soysuz ve kötü bir kadın olan Şirin, meşru kıraliçe Meryem'i zehirledikten sonra kendi saray mensuplarının büyük hayretleri önünde onun yerine kiraliçe oldu; saray bundan ötürü ona «soylu demek» olan Şehrazad alaylı unvanını verdi. Binbir gece masallarının tarihî fonunu teşkil eden dekor, gerçekte, kişiliği ve özellikie saltanatı I. François'yı hatırlatan bu kıral II. Husrev'in muhteşem sarayının tasvirinden ibarettir. Şehrazad da denilen Şirin'le II. Hüsrev'in aşk naceralarının hikâyesi saraydan şehre -Ktesifon intikal etti ve halkı eğlendirdi. Aynı tarzda hikâyeler durmadan buna eklendiler ve böylece Mas'udi'nin (ölm. 956) Pehlevî dilinden arapçaya tercümesini bize bildirdiği meşhur «Bin masal» oldular. Bu «bin masal» da baş roller daima kiral II. Husrevle güzel Şehrazat'a aitti. Onların maceraları, Mas'udi'ye göre Maniheizmle itham edilen ve Dicle nehrinde boğdurulan vezir Bahtakân'ın maceraları ile takviye edildi. X. . - XIII. yüzyıllarda Suriyeliler ve Mısırlılar bu ilk kahramanların yerlerine İslâm tarihinden seçtikleri ve kendileri tarafından daha iyi tanınan benzerlerini geçirdiler. Halife Harun al-Reşid, II. Hüsrev’in yerine geçti; Vəzir Ca'fer, Bahtkân'ın rolünü aldı; Bağdat da Ktesifon'un yerini aldı; fakat Zubeyde Sultan yakın doğulu halkıyatçıların bütün gayretlerine rağmen «Bin masal» ın biricik kahramanı olarak tanınan sihirli ve güzel Şehrazad'ı unutturamadı. Bu derleme sonradan, daha yeni maceralarla zenginleşti ve yakın duğu ortaçağ İslâmiyetinin son kuşağı olan, zevklerinin bozulması ile hemaheng olarak az çok iki anlama gelen çok sayıda müstehcen hikâyeler eklediler. Böylece VII. yüzyılda başlayıp XV. yüzyılda tamamlanan, ortaçağ boyunca doğu edebiyatının tümü gibi bir şey olup herkesin «Binbir gece masalları» adı ile tanıdığı bu hikâye gerçek bir hazine teşkil eder. Onda hemen hemen bütün «yüzyıllar» bulunur; zira bu bir kitaptan çok bir kütüphanedir; onda bir yazar değil, yediyüzyıl boyunca birbirini izlemiş çok sayıda «hikâyeci» vardır; sözkonusu olan bir düzenleme değil çeşitli düzenlemelerdir.
Sayfa 179-180
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.