Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

248 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bir Solgun Adam, üç bölümü günlük tarzında yazılmış, iki bölümü de üçüncü şahıs anlatıcının ağzından anlatılan beş bölümden oluşan bir romandır. Romanın ana kahramanı Mehmet Taşçı'ya ellili yaşlarındayken halasından bir miras kalır. Mehmet Taşçı, kendisinden beklenmeyecek denli önemli bir karar alıp bu kararını uygulamaya geçirerek bu mirasla kendisine yeni bir yaşam kurar. Bu yeni yaşamında bankadaki işini bırakıp emekliliğe ayrılır, eşini ve kızını terk ederek tek başına bir hayata adım atar. Bu arada ailesine, elde ettiği mirastan bir evin kirasını da bırakmayı ihmal etmez. Kahramanımız yeni hayatına başladıktan on yıl sonra bir günlük tutmaya karar verir. Roman bu günlükle başlar. Hayatının günlükten önceki kısmını da bu günlükte zaman zaman ele almaktadır. Ailesini terk ettikten sonraki on yılını bir çatı odasına kiracı olarak yerleşip aylak bir biçimde geçirmiştir. Mehmet Taşçı, insanlarla bağ kurmak istemeyen birisidir. Hayattan herhangi bir beklentisi yoktur. Dünyaya ve insanlara karşı bir ilgisi yoktur. Kolay kolay korktuğunu, üzüldüğünü, kaygılandığını, heyecanlandığını veya sevindiğini göremeyiz. Yalnızca birtakım alışkanlıklarını sürdürme ve gündelik hayatını yaşamanın peşindedir. Geleceği düşünmediği gibi geçmişin de hesabını yapmaz. Hayatında az da olsa önem verdiği şeyler alışkanlıklarıyla ilgilidir. Her zaman gittiği birahanedeki masası, her gün çay içtiği fincanı onun hayatında insanlardan daha fazla yer tutar. Yıllarca bir arada yaşadıktan sonra terk ettiği ailesini bir gün olsun düşünmezken, alıştığı birahanedeki değişiklik onun keyfini kaçırmaktadır. Günlüğünde daha çok insanların ilgisinden duyduğu şikayeti, her gün dolaştığı sokağa ait izlenimlerini dile getirir. Sokakta dolaşmadığı veya arkadaşlarıyla bir arada olmadığı zamanlarda ise tarih türünde kitaplar okumakta, günlük yazmakta veya Oblomov misali odasında hareketsiz bir şekilde kalmaktadır. Kendisini "Tanrıtanımaz" olarak görse de diğer taraftan Tanrı'ya inanıp inanmama meselesini de öyle etraflıca düşünmediğini itiraf eder. Zaten belli bir konu üzerinde uzun uzadıya kafa yormak da ona göre değildir. Bazen aklına içinde bulunduğu hayatı değiştirmek adına yolculuğa çıkma fikri yerleşir. Aslında yolculuk onun için soyut bir düşüncedir. Belli bir hedefi olmadan eline bir çanta alıp, sonra da bulduğu bir şosede yürümek ister. varacağı yeri düşünmez. Hareketten uzak olan kişiliği nedeniyle yolculuk da onun için kolay bir eylem değildir. Selçuk Baranın yarattığı Mehmet Taşçı karakteri bize her şeyi terk edip geçmişi ve geleceği düşünmeden, kendisini insanlardan soyutlayan, hayatı akışına bırakan bir insanın nasıl bir yaşantısı olacağını gösteriyor. Oblomov, Meursault ve Bay C. karakterlerinin bir birleşimi niteliği gösteren Mehmet Taşçı benim için edebiyatın unutulmaz karakterleri arasına girmiştir. Selçuk Baran romanın kurgusunu tamamen günlükler aracılığıyla oluşturmak yerine aralara hakim bakış açısıyla oluşturulan iki bölüm de yerleştirmiş ve böylelikle anlatımda tekdüzelikten kurulmanın bir yolunu bulmuştur. Post-modern romanların anlatım biçimini andırır bir biçimde romanın farklı bölümlerinde birinci kişi ve üçüncü kişi ağzıyla anlatıma yer vermiştir. İlk baskısı 1975 yılında yapılan bu romanın çok daha fazla bilinip okunması gerektiğini düşünüyorum.
Bir Solgun Adam
Bir Solgun AdamSelçuk Baran · Yapı Kredi Yayınları · 2010823 okunma
·
89 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.