Gönderi

Ölümünün yıldönümünde bir Kemal Tahir biyografisi:
👓📝🔎 Ölümünün 48. yılında, romanı Anadolu insanını tanıma; Türk toplumunu tarihsel süreç içerisinde anlama ve anlatma aracı olarak kullanan, özgün bir Türk romanı ortaya çıkarma çabasıyla edebiyatımıza önemli eserler kazandıran Kemal Tahir’i yakından tanıyalım. Gerçek adı İsmail Kemalettin Demir olan Kemal Tahir, Şebinkarahisarlı Yüzbaşı Tahir ve Çerkez kökenli Nuriye Hanım’ın dört erkek çocuğundan ilki olarak 13 Mart 1910 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelir. Baba Yüzbaşı Tahir Bey, II. Abdülhamit’in yaverlerinden birisi olmasının yanı sıra Yıldız Sarayı’nın özel marangozluğunu yapar, anne Nuriye Hanım ise II. Abdülhamit’in kızı Naile Sultan’ın hizmetinde bulunan, saray terbiyesi görmüş bir Çerkez’dir. 1926 yılında vefat eder. II. Meşrutiyet sonrasında Tahir Bey padişaha yakınlığı nedeniyle İttihat ve Terakki yönetimi tarafından rütbesi mülâzımlığa indirilerek emekli edilir.Balkan Savaşları ve 1. Dünya Savaşında tekrar göreve çağrılan Tahir Bey, Çanakkale Savaşı’nda yaralanır ve geri hizmete verilir. 1957 yılında eski ahşap konağında ölür. Kemal Tahir çeşitli okullarda ve illerde ikamet eder. O zamanki adı Mektebi Sultani olan Galatasaray Lisesi’ne başlar. Onuncu sınıfta iken annesi Nuriye Hanım’ın ölümü üzerine okulu bırakan Kemal Tahir, çalışma hayatına atılır. Avukat katipliği ve Zonguldak Kömür İşletmeleri’nde ambar memurluğu yaptıktan sonra gazeteciliğe başlar. Ölümünden sonra yayınlanan Bir Mülkiyet Kalesi romanı babasının yaşamı, Hür Şehrin İnsanları Romanı ise ilk gençlik yılları üzerinden kurgulanır. Bir Çalgıcının Seyahati kitabından sonra Kemal Tahir, 1955’te yayınlanacak olan Göl İnsanları’na kadar gerçek adını kullanmayacaktır. Kemal Tahir, bu dönemde yayıncıların aldığı cezadan çekinmesinden dolayı, müstear isimler kullanır. Kullandığı müstear isimler, F.M. İkinci, F.M. Duman, Körduman, Nurettin demir, Murat Aşkın, Bedri Eser, Samim Aşkın, Ali Gıcırlı, Cemalettin Mahir, İsmail Kemalettin, Celal Dağlar, TA-KA, TİPİ, Kemal Tahir Tipi, Kemal Tahir Benerci, Cevat Ayvatlı, İ. Ergülen, B. Ersoy’dur. Tan Gazetesi yazı işleri müdürlüğü yaptığı dönemde, 13 Haziran 1938 tarihinde, kardeşi Nuri Tahir, Nazım Hikmet, Hikmet Kıvılcımlı, Kerim Korcan’ın da aralarında bulunduğu isimlerle birlikte tutuklanır. Yargılama sonucunda tutuklu bulunduğu İstanbul’dan Çankırı Cezaevi’ne gönderilir. Bu cezaevindeki mahpusluğunun bir kısmını Hikmet Kıvılcımlı ve Nazım Hikmet ile birlikte geçirir. Çeşitli cezarvlerinde yatan Tahir 1949 yılında Nevşehir Cezaevi’ne nakledilir. Demokrat Parti’nin 1950 seçimlerini kazanması sonrasında çıkardığı genel af ile 1950 yılında tahliye olur. Aynı yıl gerçek adı Sıdıka Uzunhasan olan Semiha Hanım ile evlenir. Çift geçimini Semiha Hanım’ın terziliği ve Kemal Tahir’in müstear isimlerle yazdığı polisiye romanlar, tefrikalar, mizahi öyküler ve yaptığı çeviriler ile sağlar. 1953 yılında Esir Şehrin İnsanları Nureddin Demir müstear ismi ile Yeni İstanbul gazetesinde yayınlanır. 1955 yılında Önce Göl İnsanları daha sonra ise Sağırdere Kemal Tahir ismi ile yayınlanır. Göl İnsanları ve Sağırdere ile köye yönelen Kemal Tahir, daha önce müstear adla tefrika ettiği ve işgal İstanbul’unu anlattığı Esir Şehrin İnsanları romanını kendi ismi ile 1956 yılında yayınlar. Bu roman Esir Şehir Üçlemesi’nin ilk romanı olacaktır. 1957 yılında Aziz Nesin ile birlikte Düşün Yayınevi’ni kurar. Kendi kitapları da bu yayınevi tarafından yayınlanmaya başlanır. Ancak bu işbirliği 14 ay sürer. 1957 yılında yayınlanan bir diğer romanı Rahmet Yolları Kesti olur. Eşkıyalığı merkezine alan roman yazıldığı dönemde ve sonrasında Yaşar Kemal’in İnce Memet’ine yönelik bir eleştiri olarak okunur. Ancak eşkıyalık ile isyan ve kahramanlık arasında kurulan ilişkiye dönük eleştiri Kemal Tahir’in ilk köy romanlarında da vardır ve sonrasında da bu eleştiri bütünlüklü bir biçimde hem köy hem de tarihi romanlarda devam edecektir. 1962 yılında önce Esir Şehir Üçlemesinin ikinci kitabı olan Esir Mahpusu yayınlanır. Merkezdeki karakter Kamil Bey’in hapishane hayatının yanında Milli Mücadele romanın konusudur. Romanda cezaevinde bulunan İttihatçı Arif üzerinden tarihi ve toplumsal analizlerde bulunur. 1962 yılında yayınlanan diğer roman Kelleci Mehmet olur. Cezaevindeki iken Nazım Hikmet ile mektuplaşmalarında sürekli gündeme gelen Kelleci Mehmet, Kemal Tahir’in cezaevini mekân olarak kullandığı ilk romanıdır. Bu roman ayrıca diğer köy romancılarının Kemal Tahir’e yönelik köyü tanımama eleştirisine bir cevap olarak da okunabilir. Bu dönemde sinema ile de ilgilenir ve senaryolar yazar. Yazdığı senaryolardan Battı Balık (1962), Beş Kardeştiler (1962), Azrailin Habercisi (1963), İki Gemi Yanyana (1963), Yarın Bizimdir (1963), Haremde Dört Kadın (1965) ve Namusum İçin (1965) filme alınır. 1965 yılında Yorgun Savaşçı yayınlanır. Milli mücadeleyi Cehennem Yüzbaşı Cemil karakteri çerçevesinde ele alan Yorgun Savaşçı 1967 yılında Yunus Nadi Roman Armağanı’nı kazanır. Kemal Tahir’in bu romanda milli mücadeleyi ele alış biçimi bazı çevreler tarafından daha sonra tartışma konusu yapılacak, tartışmalar romanın filme uyarlanması sırasında da devam edecek ve yapılan filmin yakılmasına kadar gidecektir. 1967 yılında Kemal Tahir külliyatının en önemli romanlarından biri olarak değerlendirilen Devlet Ana yayınlanır. Devlet Ana ile Kemal Tahir Türk toplum tarihi tartışmalarına yeni bir bakış açısı getirir. Doğu’da devlet bu yeni bakış açısı ile ele alınır. Bu bakış açısı soldaki kimi isimlerle Kemalist düşüncedeki kimi isimlerin Kemal Tahir’e yönelik eleştirilerinin dozunun artmasına neden olur. Köy enstitülerini eleştirel bir gözle ele alan Bozkırdaki Çekirdek de 1967 yılında yayınlanır. Bu roman dönemin köy enstitülü yazarları ile Kemal Tahir arasındaki tartışmaları da arttıracaktır. 1968 yılında Devlet Ana, Türk Dil Kurumu Roman Armağanı’nı kazanır. Kemal Tahir ödülünü Y. Kadri Karaosmanoğlu’ndan alır. 1969 yılında, aynı yıl Sovyet Yazarlar Birliği’nin daveti ile ilk defa yurtdışına çıkarak Rusya’ya ardından da Polonya’ya gider. Moskova’da Dostoyevski’nin evini ziyaret eder, Bakü’de bazı Türkolog ve romancılarla görüşür. Yine 1969 yılında Kurt Kanunu yayınlanır. 1926 yılı İzmir Suikasti sonrası yaşanan tasfiyelerin ele alındığı romanın merkezinde İttihat ve Terakki’nin Küçük Efendi’si Kara Kemal vardır. Kara Kemal karakteri ile bu romanda Türk toplum tarihine ilişkin analizler yapar. 1970 yılının 23 Kasım’ında akciğer kanseri nedeniyle ameliyat geçirir. Başarılı bir ameliyatın ardından sağlığına kavuşur ancak artık daha dikkatli bir yaşam sürmesi gerecektir. 1971’de yayınlanan Yol Ayrımı, Kemal Tahir’in sağlığında yayınlanan son romandır. Esir Şehir Üçlemesinin son kitabı olan ve Serbest Fırka’nın kuruluşu ile başlayan roman, milli mücadeleyi yürüten kadroların geldikleri yol ayrımını ve aralarındaki iktidar mücadelesi ele alınır. 1972’de Milliyet Sanat Dergisi’nde iki roman hazırlığından bahseder. İlki Topal Kasırga’dır. 1402 Ankara Savaşı sonrası dağılma; iktidar mücadelesi ve yeniden kuruluşun ele alınması planlanır. Ayrıca romanın bir bölümü Şeyh Bedreddin İsyanı’na ayrılacak; isyanın kaynakları, yenilgisi ve sonuçları ele alınacaktır. 21 Nisan 1973 yılında kalp krizi geçirerek vefat eder. Vefat ettiği gecenin akşamında Mehmet Barlas’ın evindeki yemekli toplantıya katılmıştır. O akşam yemekte Mehmet Barlas’ın yanı sıra İsmail Cem, Mete Tuncay, Ali Sirmen, Tuncer Arıklı, Afşin Germen de vardır. Ölümünden sonra Sarı Defterlerde bulunan Namuscular (1974), Karılar Koğuşu (1974), Damağası (1977), Bir Mülkiyet Kalesi (1977), Hür Şehrin İnsanları (1978) eşi Semiha Hanım tarafından yayınlanır. Yazarın ölümünden sonra eşi Semiha Tahir’in öncülüğünde Kemal Tahir Vakfı kurulur. Semiha Tahir’in ölümünden sonra vakfın başkanlığını 2004 yılında ölümüne dek Nazım Hikmet’in kız kardeşi Melda Kalyoncu, sonrasında ise Cengiz Yazoğlu yürütür. Türk romanının güçlü kalemi Kemal Tahir’i 48. ölüm yıldönümünde saygı ve rahmetle anıyoruz. 📌 (İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü alıntıntısıdır. Bazı pasajları uzun olduğu için ve akışı bozmamak için alamadım)
·
212 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.