Gönderi
"Kurulu düzen" içinde kendi düzenini kurmaya (minik çetesiyle) çabalayan, ele avuca sığmaz 'lavuk' Alex. Ve "onun gibileri", yani "kötüleri" güya iyi hale getirmek için kurulmuş sistem. Sisteme karşıtlığını benliği yine sistem tarafından alınmış, değiştirilmiş Alex üzerinden gösteren "özgürlükçü" bir başka grup... Herkesin kendi hesabına, kendi çıkarına ve yoluna bakarken harcanan -pek tabi o yola gelene değin pek çoğunu da harcayan- sevgili Alex ana karakterimiz, biricik anlatıcımız kardeşlerim kankalarım ;) Düzene ayak uydurmaktansa kendi
düzenini kurup, ıslah evine girdiği halde "ıslah" olamamış, bir sonraki enselenişinde "kendi seçimiyle" kurulu düzene itaat etmek üzere her an sıkılmaya hazır kurulu otomatik portakala dönüşümü ve sonrasında "Ben? Peki ya ben? Ben nolucam?" naralarıyla seçme hakkını geri isteyen denek Alex...
Hak arayışı da değil bu üstelik, "iyi-kötü" arayışı, dengesizliği. Ama iyi nedir ki? Hem kötü ne? Kim belirliyor? Toplumca belirlenen kurallara veya normlara göre bireyin iyi-kötü seçme hakkını elinden almak ne kadar doğru? Ne kadar etik? Ya da tüm bunlar refahı- suç oranını gösteren sayılardan mı ibaret yalnızca kitapta bir bölümde geçtiği üzere? İnsanlar yalnızca birer sayı mı? gibi insanın kendini de iyi- kötü kavramlarıyla sorguladığı güzel bir kitap... Okurken sık sık "Ben olsaydım ne yapardım? Hangi yolu seçerdim? İnsanların iyi ya da kötü tabiatlı olması doğuştan mıdır yoksa sonradan mı olur?" vb sorular sorup durdum. En önemlisi de okumak için bunca geç kaldığıma hayıflandım.
Lafı fazla uzattım, okuyacak olanlara keyifli okumalar dilerim (pişman olmayacaksınız ;)!
·
8 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.