Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İRFAN KURUDİREK - BÜTÜN ÖLÜLERİ ~ DEVA YAYINLARI
ANKARA “Bir serum lastiği gibiydi aramızdaki şey o bunu bilmeden gitti. Ankara’ya varınca fark etti ve ondaki ucunu bıraktı. Ben kalbime bağlamıştım oysa hâlâ acıyor. Sözlerinden iki nefret, gözlerinden iki cehennem okunuyordu. Bu Ankara nefreti sokağa, binaya, ya da başka bir canlıya duyulabilecek türden bir nefret değildi. Onun hüznü çok başkaydı. Geçirdiği zamanın kalitesini nefretinden ölçtüm. Şimdi hakkında daha fazla bilgiye sahiptim. En azından adının yanında onu en az adı kadar iyi anlatan nefretini biliyordum. “Eğmir’de bisiklet sürmüştük, ertesi kış dondu orası. İnsanlar üzerinde paten yaptılar. Beter olsun o göl. Bir daha ısınmaz inşallah!” O büyük sevginin dönüştüğü nefreti şaşkınlıkla dinliyordum. Ona kızmadım aksine saygı duyuyorum. En az sevenlere duyduğum saygı kadar hem de. “Kışın üşümediğim kadar üşüdüm bu yaz. Lütfen sen söyle bana, bir şehir yaz mevsiminde kış mevsiminden soğuk olur mu? Ankara olur, hele o yoksa don olur don!” Böyle yangınlara sözlerimle itfaiyecilik yapardım, ama bu kez susarak söndürmeye çalışıyorum. Veya kendiliğinden sönmesini bekliyorum, bilmiyorum. O yangın yeri olmayı göze almış, en değerli parçalarının yanmasına aldırmamış bile. Ben neyi bilecektim ki? “Denize varmayan sokaklar bile anlamlıydı. İnsem de çıksam da onunlaydım ya, ona gidiyordum ya, ondan geliyordum ya, gülüşlerim okyanustu işte. Ankara, boğdun beni Ankara!” Nefret etmek sevgi kadar kutsal, sevgi kadar normal, kızma kendine de ona da Ankara’ya da. Kızma. “Yok, hayır, Ankara’ya kızmıyorum ben. Ankaralılarla da hiçbir sorunum yok. Ben, ben Ankara’yı çok seviyorum. Çünkü onu Ankara’ya gömecekler. Ankara benim yapamadığımı yapacak, içinde çürütecek onu, kurda kuşa yem edecek, ayazda yalnız bırakacak, şimşek çaktığında sarılmayacak ona. Sonra Ankaralılar ip gibi dizilip ağlayacaklar, ona dua edecekler, üzülecekler, geri gelmesi için yalvaracaklar, yani bana benzeyecekler ama bir –iyi bilirdik diyecekler, iki –helal olsun diye bağıracaklar. Ben bu ikisini asla yapmazdım. Velhasıl, Ankara’yı seviyorum ben, seviyorum!” Hatun kişi niyetine. S. 33-34
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.