Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

192 syf.
8/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Coelho ile daha önce hiç tanışma fırsatı bulamamıştım, simyacı büyük buluşmamızın ilk eseri oldu ve öncesinde yazarın ödüllerini, verilen nişanları, kırdığı rekorları, kitaplarının çevrildiği dil ve satış sayısını görünce ufak çaplı bir sarsılmadım değil. Daha okumaya başlamadan kalemine saygı duymadan edemedim, tabii bunun yanında şöyle bir incelemelere bakarken yazarımızın amma da beğenmeyeni olduğunu farkettim. Abartıldığını düşünenlere, beğenmeyenlere büyük bir saygıyla katılmıyorum. Öncelikle bir eleştiri vardı ki benim bile kalbimi kırdı çünkü yersiz bir eleştiriydi. Kitabın kişisel gelişimle uzaktan yakından alakası olmamasına rağmen böyle bir benzetme yapılmış. Kitabın felsefi tarafı ‘bana bakın ben buradayım’ diye size el yaparken bunu kişisel gelişim ile karıştırmak bana bir miktar komik geldi. Ben bir diğer eleştiri bombardımanına tutulan dil sadeliğini de beğendim açıkçası, çünkü vermek istediğiniz mesaj evrenselse -ki yazar buradaki başarısını dünyaya ispatlamış, o zaman herkesin anlayabileceği üslupta yazarsınız. Hatta yazar burda öyle bir başarı sergilemiş ki alt metinde yatan karmaşık konuları, üst metinde çok yalın bir dille sergilemiş, zaten alt metni göremiyorsan bu kitaptan pek de bir şey alamazsın. Bunun edebiyatta Karşıtları da çokça vardır, yazar okur bünyesine has okuyucu kilitlemek isterse, yine dev sanatkarlardan biri olan Eco gibi ‘Gülün adı’ adlı romanında yaptığı incelikli işgüzarlıkla, ilk önce sizi olduğunuz yerde saydırır ve ancak gerçek bir okuyucu gibi sabredebilirseniz kitabımı okumaya layıksınız diyerek hikayesini kitabın ortasında canlandırır. Ben her iki edebiyatçının kullandığı yönteme de açığım çünkü yapılan iş kısıtlanamaz, çizgiler çizilemez bir mecra, burada tercih okuyucudadır. Önceden uyarayım Yazar bu romanında toplumsal konuları işlememiş ya da derin konularda okuyucusunu itki altına almaya çalışmamış, benim sezdiğim daha çok yazarın hissettirmek bağlamında yaptığı vurgulardı. Şimdi bu kitabı arayış içinde olmayan, hayatı, insanları, amaçlarını sorgulamayan bir birey okursa “ya bu adam ne anlatıyor iki saattir” diye söylenir, ki çok da normaldir. Ama her ruhun farklı şiddetlerde yaşadığı kaygıları algılayabilen insanların mutlaka alıp okumasını tavsiye ediyorum. ‘İşte, ben de böyle hissediyorum. Yahu yalnız değilmişim’ dedirten kitaplar bir de bunun yanında size yol gösterdiği yetmezmiş gibi üstüne ruhunuzu okşayıp, ferahlatan kitaplar da her zaman karşınıza çıkmaz. Konusuna değinmek bile istemiyorum, arka kapakta yazanı burada okuyacaksınız bu incelemelerin manası ne? Konusuna dair bahsedebileceğim en güzel şey kitabın sonunda yaşayacağınız uyanışlar olur. Belki de aradığınız her neyse başladığınız yerdedir. Belki de önemli ve asıl güzel olan şey vardığınız yolun sonu değil de yolculuğunuzun ta kendisidir. Ve karar vermek belki de hayatımızın şekillendiricisidir. Bence keşfetmeye değer bir serüven. (Eklemekte fayda görüyorum, abartılacak bir kitap olmadığını ve bu kitap başucu kitabınız olacak diye de bir iddiada bulunmadığımı belirtmek isterim. Hayatınız boyunca böyle bir kitap okumadınız ve okumayacaksınız ya da bu kitabı hala nasıl okumazsınız diye atılan naraları da en az yersiz yergiler kadar gereksiz buluyorum.)
Simyacı
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2022206,7bin okunma
·
72 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.