Uzun zamandır okuduğum kitaplara inceleme yapmıyordum bu kitapta nedendir bilmem yapmak istedim... Kitabı okurken ilgimi kitaba karşı arttıran birkaç detay vardı.. Birincisi; kitapla ilgili olarak en ilginç olaylar Türkiye'de yaşanmış. Türkçeye bulgarcadan tercüme edilmiş Türkiye o dönemlerde kırılmalardan ve önderliğini M. K. Atatürk'ün üstlendiği modernizasyon süreçlerinde geçmekte. Kitapta yazdığına göre M. K. Atatürk bu kitabı okuyunca öyle etkilenmiş ki, ülkedeki eğitime özellikle askeri okulların müfredatına bu kitabın dahil edilmesini emretmiş. Uzun yıllar boyunca da Türk subaylarımız ülkemizde yaşamın yenilenmesi için kılavuz kitap olarak bu kitabını zorunlu olarak okumuşlar. Bir diğer detay ise 1960 yılında gerçekleşen askeri darbe ile başa geçen Cemal Gürsel'in katıldığı bir ankette "Üzerinizde en çok etki bırakan kitap hangisidir?" sorusuna Beyaz Zambaklar Ülkesinde yanıtını vermiş.. İşte bu detaylar kitabı bir an önce okuma ve sizlerle paylaşma isteği oluşturdu bende.. Kitap bir ülkenin yaklaşık 2 milyon nüfusla "vay arkadaş nereden nereye gelmişler" diye hayranlık ve takdirle tabir edeceğimiz gelişimini anlatıyor. Bu ülke neresi mi? Bu ülke Avrupa'nın kuzey ucunda, iklimi sert ve sık sık yağmur yağan ve sisi hiç eksik olmayan, ilk baharın sonuna kadar don görülen, ağustos ayında ise kışı başlayan, toprak verimliliği olmayan, ya çıplak taşlık ya da alçak bataklık vadilerden oluşan, doğal kaynağı ise yok denecek kadar az, adı Finlandiya... Ülke yoksul, her konuda yoksul... Tek bir şey hariç o da çalışma azmi ve enerjisi ile bu fakir topraklara karşı duyulan sevgi ve dürüstlük... Asırlardır süren emekleri, azimli çalışmaları sonucunda Finlandiyalılar o bataklıklar ve taşları parklara bahçelere dönüştürmüşler. Petrov diyor ki:" Finlandiya'yı tanıyınca ona imrenirsiniz." Kesinlikle! ... Okudukça bu ülkeye karşı sempatim artmadı desem yalan olur. Merakımı o kadar cezbetti ki ülke hakkında bilgi sahibi olabileceğim videolar izledim özellikle de eğitim alanındaki gelişmişliğine hayran kalmamak elde değil. İzledikçe de kendi ülkemle kıyaslamaktan geri durmadım elbette. Bu ülkedeki her şey küçük şehirler küçük, nüfus az, ülkenin kaynakları sınırlı ama refah düzeyi yüksek. Doğanın nimetler konusunda Finlandiya'ya cömert davranmadığını biliyorlar ve bu yüzden de bu eksiklikleri kendi enerjileri ile telafi etmek için çalışıyorlar, eğer okulları ellerinden alınırsa yok olup gideceklerini mayasız hamur gibi söneceklerini söylüyorlar. Ülkede eğitime bu kadar önem verilmesi ve eğitimin böylesine yaygın olmasının sonucu olarak halk okumaya meyilli, kitap ve gazeteye karşı ilgili. Bu yüzden burada halkın en alt seviyesindeki insanların bile düsturu ölü gibi uyumamak, devrilmiş bir ağaç gibi çürümemek, sefaleti kabullenmemek, kendilerini başkalarının iradesine teslim etmemek olmuş... Ne güzel değil mi? İşte bu medeniyetlerinin sahip olduğu yüksek düzey tüm halkın ortak eseriymiş. Gerçekten kitap, şiddetle tavsiye edilesi güzel kitaplar listemin arasına eklenip ilk sıralarda yerini aldı. Bence imkanı olan arkadaşlar bir an önce kitabı temin edip okumalı... Neyse bu kadar yeter, incelememize Petrov'un dünya üzerindeki tüm ülkelerin gelecekteki mimarları olan bizgillere seslenişinden alıntı yaparak son veriyorum. "Halkın zenginliğinin, Halkın ortak aklının, Halkın vicdanının oluşturulabilmesi için yapıcı olun. Hayatta ne ve kim olmak istiyorsanız onu olun, ister profesör, ister doktor, işçi, bilim adamı, tüccar, subay, din adamı, memur, köylü, isterseniz de bakan; hepsi sizin yeteneklerinize, başarılarınıza ve de başarısızlıklarınıza bağlıdır. Ama bir tek şunu unutmayın. Bedeninizin, aklınızın ve ruhunuzun tüm gücünü vatanınıza ve halkınıza vermelisiniz."

Beyaz Zambaklar ÜlkesindeGrigory Petrov · Olympia Yayınları · 202098,9bin okunma

·

47 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.