Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

141 syf.
·
Puan vermedi
·
28 saatte okudu
Okulsuz bir toplum nasıl olurdu? Kulağa ilk başta oldukça imkansız ve kabul edilemez bir düşünce gibi geliyor. Sebebi eğtim ve okulun ayrılmaz bir ikili olduğu algısı ve birbirinden bağımsız var olamayacak gibi bir düşünce oluşmasıdır. Ancak eğitim hiçbir zaman okulla sınırla kalmadı, kalmamalıdır da. Örgün eğitime, formal eğitime çok fazla odaklanıyoruz ama öğrenmenlerimizin birçoğunun informal yollarla gerçekleştiğini gözden kaçıyoruz. Okul dışında büyük bir dünya ve büyük bir bilgi kaynağı var. Bunlardan yararlanmadan bireyin gelişmesinden, iyi bir eğitimden söz etmek de mümkün olamıyor.. Kitapta eğitim ancak devletten bağımsız hale getirilirse hümanist ve evrensel bir eğitim anlayışına ulaşılabilir düşüncesi hakim genel olarak. Hatta sadece eğitim de değil her alanda 'okulsuzlaştırma' olması gerektiği savunuluyor. Yazar, çok isteyip ve çok konuşup ancak iş icraata gelince başaramadığımız yaşam boyu öğrenmenin kurumsallaşmayla olamayacağını söylüyor. Yaşam boyu öğrenme okulda öğretilen bir kavram değil, kişilerin bu öğrenme tarzını kendine ilke edinmesi gerekiyor. Örgün eğitim bizleri ancak belli bir noktaya kadar taşır. Yaşam boyu öğrenme, yaş ve mekan sınırlaması olmadan kişinin sürekli kendini geliştirmesini amaçlar. Kulağa çok hoş geliyor değil mi? Her birey kendi kendinin öğretmeni olacak. Peki okullar bu yaklaşımı bireylere kazandırabilir mi? Ya da 'okullar' tarafından bu yaklaşımın bireylere kazandırılması istenir mi? Eğer bu sorularda biraz bile tereddüt yaşıyorsak Ivan Illich'in neden okulsuzlaştırmadan bahsettiğini de anlayabiliriz.. Yazar, okul ve ekonomi ilişkisine de kitapta sık sık yer veriyor. Çarpıcı örnekler sunuyor okuyucuya. Araştırmalara göre olumsuz koşullarda olan çocukların gelişimlerini sağlamak için kurumlara büyük bir meblağ ayrılıyor. Sonuç ise hayal kırıklığı. İyileşmeyi bırakın daha da kötüye gitmesi işten bile değil. Çünkü yapılan 'yardımlar' okula yapılıyor. Kurumsal düşünülüyor. Belki eğitim programlarına belki de okulun fiziksel ortamlarına harcanıyor bütçe. Oysa olumsuz şartlardaki çocukların eğitiminde düşüş yaşanıyorsa ve bu iyileştirmek isteniyorsa ilk başta işe çocukların kendisinden ve onların yakın çevresinden başlanması gerekmez mi? Fakir ve zengin çocuğun aynı sınıfta yer alabiliyor olması o ülkede gerçekten fırsat eşitliğinin olduğunu gösterir mi? Eğitim sadece sınıfta, okulda gerçekleşen bir şey değil. Öğrencinin başarısını etkileyen birçok etmen vardır. En önemlisi de yakın çevre ve bu çevrenin zengin uyarıcılara sahip olabilmesidir. Şimdi fakir çocuklara zenginlerle aynı sınıfta yer alabiliyorlar diye eşit şartlara sahipsiniz hadi başarılı ol demek ne kadar adil olabilir? Okullara ayrılan ekstra bütçelerin gerçekten çocuklar üzerinde kullanıldığını düşünelim bir de... "Okul, genç insanları, hayal güçlerinin ve gerçekten de insanın kendisinin dahil olduğu her şeyin ölçülebileceği bir dünyanın mensubu haline getirmektedir. " Bu durumu kanıksamış bireyler, yaptığı her şeyi belli standartlara uygun hale getirmek isteyecektir. Bu da kişinin kendisini sınırlamasına ve potansiyelini yok etmesine yol açacaktır. Böylelikle kişisel gelişimin önü kapatılıyor ve tek tip bireyler yetişmesi de kaçınılmaz oluyor. Belki 'okulsuzlaşmak' kısa süre de gerçekleşebilecek bir şey değil belki de tamamen bir hayal olarak kalacak. Ama herkes kendini okulsuzlaştırabilir. Öğrenmeyi, gelişimi zorunluluktan ve bir yere bağlı olmaktan çıkarabiliriz. Kişi öğrenmeyi öğrenmeli ve kendi öğrenmesinde sorumluluk almayı bilmelidir.. Özellikle bazı konulardaki tabularımız yüzünden ortaya atılan düşünceler çok yabancı ve kabul edilemez düşünceler gibi gelebilir. Dışarıdan bir gözle, önyargılarımızı bu işe karıştırmadan kitabı okumak daha faydalı olacaktır. Umarım bir gün eğitim dört duvar arasından kurtulur, amacı da not almak ve sınıf geçmekle sınırlı kalmaz. Diplomalı ama yeterli eğitim alamamış işsizlere değil, kendini geliştirmiş ve gerçek anlamda kendini eğitebilmiş bireylere ihtiyacımız var.. ***Amerika, Kanada ve Norveç gibi bazı ülkelerde okulsuzluk modeli kullanılıyor. Daha çok evde eğitim şeklinde görülen bu modelin özellikleri şu şekilde; Okulsuz eğitimde belirli bir müfredat yok. Öğrenci eğitim-öğretim hedeflerini kendisi belirliyor. Öğretmen yok, aileler ve yardım alınan eğitimciler çocuğa öğrenimi boyunca yol gösteriyor.  Çocuk bilgiye kendisi ulaşıyor ve tecrübe ederek öğreniyor. Okullarda öğretim bir takım kitaplar ve materyallerle yapılırken, okulsuz eğitimde; öğrenmek istedikleri konuda bilgili kimselerle görüşme ve çalışma, geziler, internet, kitaplar, filmler, belgeseller, müzeler ve yaşantı ile öğrenmeyi sağlayacak her türlü kaynak kullanılabiliyor. Okulsuz eğitim esnek ve doğaçlama olarak gelişiyor.  Çocuğun değişen ihtiyaçları ve ilgilerine göre geliştirilebiliyor. Keyifli okumalar.
Okulsuz Toplum
Okulsuz ToplumIvan Illich · Şule Yayınları · 20183,959 okunma
··3 alıntı·
1 artı 1'leme
·
4.245 görüntüleme
Umut okurunun profil resmi
Güzel bir inceleme olmuş, ufuk açıcı. Tebrikler 💁‍♂️
Murat okurunun profil resmi
Bir eklenti ve başka bir deyişle okulları öğretim yapılan yerler olmaktan çıkarıp bireyin kendisi keşfederek öğrenmeyi öğrenmesi amaçlanmalı ve değerlendirme kriterleri tekrar değerlendirilmeli. Aynı zamanda Değerler Eğitimine çok daha fazla önem verilip belki de ilk birkaç yıl sadece buna odaklanılmalı ve kısa vadede sonuç alınmaya başlamak isteniyorsa özellikle kendi toplumumuz için ailelerin eğitiminden başlanmalı. İncelemeniz için ayrıca tebrik ederim.
Neslihan TÜRKMEN okurunun profil resmi
Kesinlikle katılıyorum. Teşekkür ederim :)
Selen okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme olmuş. Benim kitaplığımda da var, ben de okumak istiyorum :)
Neslihan TÜRKMEN okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. Elinizde de varsa okumanızı tavsiye ederim gerçekten . Ufkunuzu genişletecek kitaplardan biri. :)
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.