Sevgili kitap dostlarım; bu okuduğum 7. Ahmet Ümit kitabı ve artık Başkomiser Nevzat'ı, yardımcısı Ali'yi ve kriminolog Zeynep'i çok iyi tanıyorum. O kadar çok gerçekçi karakterler oldular ki yazarımız bu kitabına yazar karakteri olan kendisini kurgulayıp, Başkomiser Nevzat'la tanışıyor.
Kitabın konusu ise; yılbaşı gecesi Tarlabaşı'nda bulunan bir erkek cesedi soruşturması. Bu mahallede yaşayan karanlık insanların hayatları , uyuşturucu , eğlence sektörü , kadın ticareti v.b. hepsine yer verilmiş. Parsel parsel İstanbul'u nasıl ele geçirdikleri de gözler önüne serilmiş. Sokak çocuklarının hacim dr
amı ve sığınma evinde yaşamak zorunda kalan insanların hikayeleri yüreğinizi burkuyor okurken.
Zaten Ahmet Ümit ' in kitapları hep hüzünlü hikâyeler ile doludur. Gezi olaylarını da yer verilmiş. Gencecik insanların acımasızca terörist ilan edildiği şu malûm olaylar ve olen 5 masum gencin anlatıldığı yerler hele sizin bittiği yer. Neyse ki milyonlarca insan katıldı eylemlere ve hükümet geri adım attı ve tatlıya bağlandı sonu. Başkomiser Nevzat'a neden "Beyoğlu'nun Enn Güzel Abisi" dendiği ve bunun söylemesinin neden istemediğin acıklı hikayesi de anlatılıyor.
Başkomiser Nevzat'ın sevgilisi Evgenia 'nın Yunanistan'dan gelen akrabası Fofo yengenin 6-7 Eylül olaylarında İstanbul'dan neden gitmek zorunda kaldıklarını anlatan hüzünlü hikayesi de yakın tarihimizin ayıbı.
Başkomiser Nevzat'ın kâbusları ise, yakınlarını kaybedenlerin kâbusu ve Allah sabır versin gerçekten bu insanlara.
Cinayet çözülürken zincirleme cinayetler ile 9 kişi daha hayatını kaybediyor ve katil tesadüfen hiç umulmadık kişi çıkıyor.
Ben Ahmet Ümit'in kitaplarını okumayı seviyorum, çünkü sıradan polisiye romanlar değil toplumsal gerçekçilik ile kaleme alınmışlar.