Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

136 syf.
·
Puan vermedi
·
29 saatte okudu
Kavga İyidir, Edin!
Kurmaca ile gerçek arasında, kurmacadan ziyade gerçeğe yakın bir kitap. Woolf'un girişteki uyarısıyla kendimi her ne kadar kurmacaya hazırlasam da biraz ilerleyince sanki günlüklerinden, edebiyat üzerine yazılarından bir kesit okuyormuş hissine kapıldım. Woolf edebiyatına dair sevdiğim bir histir bu. Dönemine göre 'sivri' görüşleri ve eylemleriyle ön plana çıkan yazarın bu tavrını eserde de görüyoruz. Özellikle edebiyat, kadın, ataerkil toplum yapısının oluşturduğu cinsiyetçi ortak dil eleştirisi vb. ön plana çıkan unsurlar. Woolf'un hayatı, kafasının içinde susturamadığı seslerle ve bu unsurlarla mücadeleyle geçmiş. Kavgası hem kendisiyle hem de sistemle.. Sistemin bir parçası olmayı reddedip Kendine Ait Bir Oda'da da bütün kadınlara bunu yapmaları gerektiğini salık vermiştir. Sezdirilmeyen bir kronolojik örgüyle kadınların yazın hayatındaki yerleri, varlıkları, yoklukları, karşılaştıkları duvarları ve hatta kendi ördükleri duvarları yani serüvenleri anlatılıyor. Bu kronolojide dikkatimi en çeken noktalardan biri ilk başlarda kadınlar tarafından şiir yazma eğiliminin fazla olmasına rağmen ilerleyen dönemlerde bu eğilimin romana evrilmesi.. Bu biraz Virginia'nın içini acıtmış gibi. Benim de.. Kadınların derinliklerini ifade edebilecek türden feragat etmelerine sebep olan durum yine içine doğdukları toplumun şartları oluyor. Kitaptaki bakış açısı kadının yüceltildiği bir bakış açısı değil. Anlatmaya çalıştığı şey 'eşitliğin gerekliliği'. Kendi aile hayatında da uğradığı haksızlıkları, eğitimden yoksun bırakılışı ve bunlar karşısında aldığı tavır tüm kadınlara ayna tutuyor. Bu aynada kendini gören her kadını 'kavga'ya çağırıyor Woolf. Sadece erkek egemen zihniyetle değil, kadınların kendileriyle, pes etme eğilimleriyle de kavgaya çağırıyor. Bunun için ne gerekiyorsa yapıp o 'oda'yı inşa etme sürecini başlatmaları için yüreklendiriyor kadınları. Kitaptaki en dikkat çekici kavramlardan biriyse "karşıtların evliliği" oluyor. Çok ciddi katı sınırların çizildiği edebiyat camiasında yaratım sürecindeki bireyin sahip olması gereken en temel özelliği "İnsan erkeksi kadın ya da kadınsı erkek olmalıdır." cümlesiyle ortaya koyuyor. Bu cümle üstüne makale üstüne makale yazılabilir.. Diğer yanıyla edebiyat dünyasına dair çok da öğretici bir eser olduğunu düşündüğüm Kendine Ait Bir Oda'yı eğer kurmaca bir metin olarak ele alacaksak ve bu hikâyenin bir kahramanı olacaksa o kişi elbette ki Shakespeare'dir. V.nin ona olan hayranlığını burada da görmek beni şaşırtmadı. En afalladığı, çıkmaza girdiği, vazgeçtiği, çıldırmanın eşiğine geldiği her anda başvurduğu 'kişi' Shakespeare oluyor. Onunla durulup onunla yeniden hayata -edebiyata- tutunuyor sanki V. Gerçek hayatında hayranı olduğu sanatçıyla kurduğu bağ, bu eserdeki kuvvetli metaforu yaratmasını sağlıyor. Shakespeare'nin kız kardeşi Judith. Kitabı okuduktan sonra Judith, artık tıpkı Shakespeare gibi yaşadığına inandığımız, hatta bundan emin olduğumuz biri oluyor. Artık Judith'in kim olduğunu hepimiz biliyoruz. İyi okumalar. Özellikle Judith'i tanıyanlara..
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · Turkuaz Yayıncılık · 201837,8bin okunma
·
72 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.