Beklentimi karşılamadı
Mahşer benim ilk okuduğum Stephen King romanı oldu. Konusunu araştırarak satın aldım ve özellikle bu kitabı seçtim. Çünkü yazarın genel olarak tarzını biliyorum ve son zamanlarda gerilim romanları çok okuyamadığım için bu kitabı ilgimi çekmişti.
Kitap benim için biraz hayal kırıklığı oldu, şöyle açıklayayım.
İlk sayfada yazar kitabın aslında, yayınevi tarafından kısaltılmış metin olarak basıldığını ve bunu da tasarruf sebebiyle yaptıklarını belirtmiş. Ben tam metnini okudum. Bence kitapta anlatılan bu kadar şey kesinlikle 500 sayfaya sığarmış düşüncesindeyim.
Kitabın ilk 400 sayfası su gibi akıp geçti. Sayfaları peşpeşe çevirdim. Ama sonrasında kitapta çok fazla karakterlerin iç dünyasına giriş yapıldı. Anıları, hatıraları. Üstelik bunların hiç birisi kitaba katkısı olmayan, okuyucu için önemsiz olan ayrıntılar desem doğru olur. Ortalarda çok sıkıldım. Ne olacak diye aynı hızla devam ettim, ama neredeyse 800’lere kadar pek bir şey olmadı.
Kurgudan kısaca bahsedecek olursak, süper grip olarak adlandırılan bir salgın başlıyor. Süper öldürücü ve aynı zamanda süper bulaşıcı. Sadece bağışıklığı olanlar hayatta kalabiliyor. Hayatta kalan insanlar rüyalarında iki kişiyi görüyor. Bu kişiler iyi ve kötüyü temsil ediyor. İnsanlarda seçimleri doğrultusunda bu kişilerin yanlarına gidiyorlar. ( Burada sadece kişi demekle yetindim, aslında çok farklı adlandırılıyor kitapta. Spolier olmasını istemedim. ) Kitapta hayatta kalma mücadelesini ve insanların seçimlerini okuyoruz. Ama gereksiz bir sürü ayrıntıyla.
Sonuç olarak uzun bir süre yazarın herhangi bir kitabını okumayı düşünmüyorum. Belki bir gün yollarımız yeniden kesişir.
