··
464 views
İnsanın her ne olursa olsun kendisini, kendi fikrini küçümsemeyip nereye varacağını, kendisini bağlayan zincirlerden kopulmasını, deniz içinde yasayan onca güçlü hayvandan küçük kara balık gibi bir varlıkla hikayesini başlatıp sürdürüyor. İnsanların hep aynı yerde yaşayıp, yaşadığı yer dışından başka yerleri, insanları merak etmeyip, sadece kendini, kendi evrenini güzel bulmasını,
Bu sözlerle anlatıyor:
"Ben bilmek istiyorum, hayat gerçekten de bir avuç yerde durmadan dönüp durmak mı yoksa bu dünyada başka türlü yaşamak mümkün mü."
Daha sonra da insanların sadece kendilerini güzel bulduklarını kepçe balıklarıyla dile getiriyor.
"Eğer cahil olmasaydınız, bu dünyada pek çok farklı türde yaratık olduğunu ve hepsinin de kendi türlerini pek güzel bulduğunu bilirdiniz."
İnsanın kurnazlıklarını ve bu kurnazlıklarının ne kadar gülünç olduğunu yengeç ile dile getiriyor.
Daha sonra başladığımız bir yolda, amacımızda yolumuza ne tür engele çıkarsa çıksın o engelleri yenebilecek, o engelleri geri püskürtebilecek yolların da var olduğu o yolların öğrenilip engellere takıldığımızda kullanabileceğimizi ve hangi engel, hangi koşullarda olursa olsun kurtuluş yollarının mutlaka aranmasını dile getiriyor.
Ve her ne olursa olsun bizim gibi de düşünebilen, o yollardan geçip daha geçmek isteyen ve bizden çok farklı kültürlere, ozelliklere sahip olabilecek insanların da var olabileceğini dile getiriyor.
Kitabın sonunu getirmemiş yazar. Ama bana göre bitmiş. Çünkü kara balık öğrenmek istediği herşeyi öğreniyor. Bu öğrenme sürecinde de zorlu yollardan geçtiği gibi mutlu anıları da oluyor. E daha ne olsun zaten kim hayatında küçük kara balık gibi zincirlerini kırıp da öğrenmek istediği bütün şeyleri öğrenebiliyor. Ya da gerçekleştirmek istediği amaçlarını gerçekleştirebiliyor ki?
O yüzden bana göre hikayenin sonu mutlu bı sonla bitiyor.
Küçük bir çocuk kitap olmasına bakmayın. Çünkü ben de dün bu kitabı almak istediğimde bir an tereddüte düştüm.alıp almayayım diye. Acaba bu kitap fazla abartılmiıyor mu diye de düşünmedim değil hani. İncelememin bu kadar uzun olmasına bakmayın, inanın ciddi söylüyorum! kitab içindeki yazılardan daha çok inceleme yazısı çıkartılabilir bu kitap hakkında kesinlikle abartmıyorum.
Böyle iyi bir kitabın yazarının hayatını da bilmemek ayıp olur diye düşünüyorum o yüzden yazarın hayatından da kısacık bahsetmek istiyorum.
Samed bahrengi:
1939 yılında İran'ın Tebriz ilinde dogmustur. Gönüllü öğretmen olup öğrencilere yazı yazmayı, okumayı ve düşünmeyi öğretmiştir. Ve ne yazık 28 yaşinda, çok genç bir yaşta vefat etmiştir.
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.