Gönderi

413 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 34 hours
Her birimiz doğarız. Büyürüz yavaş yavaş ve iki yoldan birini seçeriz kendimize, bu bizim kaderimizi belirler. İlk olarak başımıza büyürken iyi ya da kötü şeyler gelir. İyi şeyler gelirse şükretmeyi unuturuz ve hep olandan bir adım fazlasını ister dururuz. Kötü şeyler başımıza gelirse ise hem Allah'a sığınırız hem de ona bir yandan isyan ederiz, neden bu benim başıma geldi, bu kader neden benim için yazıldı diye vb. İşte böyle böyle insanlıktan uzaklaşırız, gittikçe de düşüncelerimiz bu şekilde başkaları tarafından yönetilmeye başlar eğer biz kendimize sahip çıkmazsak, eğer insan olmayı unutursak ve insanlığın gereklerini yerine getirmezsek. Sonrasında ise geçmişi unutmaya başlar ve artık birer sadece şimdiyi yaşayan ve bunu geçmişi ile birleştirmeyen ve hep geçmişteki hataları yapan insanlar haline geliriz ya da kendisini insan sayan biri. Akrabaları da artık unutur ve kendi hayatımızı bu şekilde kurtarmaya başlarız kendimizce. Sadece aile de değil. Herkesi bir anda unutur gideriz farkında olmadan. Başlarız artık tek kalmaya ve derdi sadece şimdiki hayatını kurtarmak olan birer düşüncesiz, geçmişini bilmeyen ve kimseyi artık tanımayan birer "mankurt" olur çıkarız yani artık Juan Juanların elindeyizdir, onlar bizim yöneticimiz olur ama onların da insanları yönetmek ve kendi çıkarları için sadece bize bakan kişilerdir onlar da. Böyle böyle sadece biz kaçmayız artık bir şeylerden ve artık onlar, o sebepler bizden kaçmaya başlar ve tek kalırız, bir başımıza kalırız. Geçmişsiz, ailesiz, düşüncesiz, başkaları tarafından yönetilen bir mankurtuzdur artık tam olarak. Ölüm geldiğinde ise elimizde kalan hiçtir ve sadece ölür gideriz kimse farkında olmadan, kimseyi üzmeden ve bir başına. Yaşanılan şeyler sadece senin aklındadır, başka hiçbir kimsenin değil. Arkandan ağlayanın olmaz, arkandan dua edenin olmaz ve sadece ölüp gidersin yani, toprağa sadece yararın olur gidersin. İşte bir böyle yol vardır bir de: Yine bunda insan doğar, yavaş yavaş büyür ve büyürken de başına yine olaylar gelmeye başlar. Bu kişi başına gelen iyi şeyler için şükreder, Allah'ı anar. Kötü şeyler geldiğinde ise Allah'a isyan etmez, Allah'a dua eder. Yani sadece kötü anlarda Allah'ı anmaz, dua etmez. Hem iyi anlarda hem kötü anlarında Allah'la beraber olur. Bu güzel şeyler ona dayanma gücü verir, bu dünyada güzel şeylerin de olduğuna da kanaat getirir. Kötü şeyler ise onu olgunlaştırır, iyi anlarında şükretmeye yöneltir. Bir de bu insanın yanında diğer insanlar da vardı. Onlarla anılar yaşar, iyi kötü vakit geçirir ve birbirlerine destek olurlardı. Bir de bu insanlar sadece bu dünya için çalışmazdı, diğer dünya için de yaşarlardı. Ve sonunda herkes gibi onlar da ölürlerdi ama yanlarında diğer insanlara kıyasla sevdikleri vardı, onlarla vakit geçirdikleri, her an yanında olan kişiler vardı. Tek başına gitmezlerdi son yolculuklarına. Hep onu hatırlayacak kişiler vardı hayatlarında. Yani onunla zaman geçirdikleri kişiye işte bu günde, işte kendisinin öldüğü bu tek günde ona tüm geçmişini hatırlattığı insanlar vardı. Yani bu tek günü asra bedel yaşattığı insanlar. Peki bizler hangisini tercih ederiz bunlardan? Juan Juanların eline düşüp birer mankurt olmayı mı, yoksa tam anlamıyla birer insan olmayı mı? "Hayat değişmelerle, yenilenmelerle doludur. Her değişim ömrün geçip gittiğini gösterse de, hayata anlam kazandırır ve insan yaşamak ister. Senin de başına gelmedi mi, insan hastalanır ve sonra iyileşir, iyileşince hayatın değerini daha iyi anlar, ondan yeni bir tat alır.". Değişmelerden, yeniliklerden dersler çıkarıp daha güzeli için yol mu alacaktı insan, yoksa hemen isyan mı edecekti? "İnsanın yaşamak için bir amacı, bu amaca ulaşmak için tutacağı bir yol olurdu.". Amaçsız bir yaşamın kötülüğünü, sonu bitmeyen bir yolculuk olduğunu anlayacak mıydık? "İnsanların kayıtsız, suratsız, yorgun oluşlarına şaşıyordu. Nasıl da dünyalarına küsmüş, nasıl da birbirinden bu kadar uzak ve yabancı idiler!". İnsanlar gerçekten yaşamayı bilecek miydi? Minik şeyler için hemen darılacak, küçük şeyler için hemen çevresini kırmayı bırakacak mıydı? Yoksa ondan başka kişilerin de olduğunu anlayacak mıydı? Çevresindekiler sayesinde yaşamın güzelleştiğini anlayacak mıydı yoksa? "Bir tutsağın içine korku salmak için ona kafasının uçurulacağını ya da başka bir yerinin kesileceğini bildirmek; onun hafızasını silme, son nefesine kadar taşıyacağı ve başkalarının anlayamayacağı yegâne kazancı olan bilincini kökünden yok etme cezası yanında hiç kalır. İşte, göçebe Juan-Juanlar, o kısa tarihlerinde, insanın bu gizli özüne kastetmek gibi en büyük vahşet örneğini çıkardılar. Tutsakların yaşayan anılarını elinden almak usulünü bulmakla, insanlığa karşı en korkunç cinayeti işlemiş oldular.". Bir insan, sadece elinden düşünceleri alınırsa nolur ki deyip geçecek mi yoksa düşüncelerin hayatı çok büyük kısımda etkilediğini anlayacaklar mıydı? "Bir mankurt, dışı insan içi saman bir korkuluk idi. Geçmişini bilemezdi.". Bir insan mankurt olup yukarıda saydığım kişi mi olacaktı, yoksa tam anlamıyla birer insan mı? "Kendinizi yılgınlığa teslim etmeyin. Hayat böyledir, yaşamak gerek.". İnsan hemen vazgeçecek miydi, yoksa mücadele etmeye devam mı edecekti? "İnsanlar, sonu gelmez çekişmeler, kavgalar yüzünden ne kadar geride kaldıklarını, entelektüel gelişme bakımından ne kadar zararlı çıktıklarını anlayabilecekler mi?" İnsanlar artık buna bir son verecek mi? Sadece ben bundan vazgeçsem bir şey olmaz diyip yoksa bunlara devam mı edecekti? " Ölüm karşısında herkes eşittir. ". Acaba insanlar bir gün bu yaşanılan şeylerin biteceğini, yapılan şeyler haricinde her şeyin bir sonu olduğunu bilecek ve buna göre yaşayacak mıydı? Kendini üstün görmeyi, övünmeyi bırakacak mıydı? Ölümümün zengini, fakiri; iyiyi, kötüyü; zayıfı, güçlüyü ayırt etmeyeceğini bilecek miydi? Bu kitap benim hayatımda her zaman farklı bir yerde olacak ve her gördüğümde bunları hatırlayacağım. Bu alıntılar kitabın sadece çok küçük bir kısmının güzelliğini anlatıyor. Varsın gerisini siz düşünün ve bu kitabı kesinlikle okuyun, okutun.
Gün Olur Asra Bedel
Gün Olur Asra BedelCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202146.1k okunma
·
64 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.