Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

592 syf.
·
Puan vermedi
·
23 günde okudu
Masumiyet Müzesi
-Aşk nedir? -Neymiş? -Aşk, Füsun’un karayolları, kaldırımlar, evler, bahçeler ve odalarda gezinirken ve çay bahçelerinde, lokantalarda ve akşam yemeği sofrasında otururken, ona bakan Kemal’in duyduğu bağlılık duygusuna verilen addır. -Hmmm… güzel cevap dedi Füsun. Beni görmediğin zaman aşk olmuyor mu? -O zaman fena bir takıntı, bir hastalık oluyor. "Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum. Bilseydim, bu mutluluğu koruyabilir, her şey de bambaşka gelişebilir miydi? Evet, bunun hayatımın en mutlu anı olduğunu anlayabilseydim, asla kaçırmazdım o mutluluğu. Derin bir huzurla her yerimi saran o harika altın an belki birkaç saniye sürmüştü, ama mutluluk bana saatlerce, yıllarca gibi gelmişti." cümleleri ile başlayıp " Füsun'un fotoğrafını aşkla öptü ve ceketinin göğüs cebine dikkatle yerleştirdi. Sonra bana zaferle gülümsedi. "Herkes bilsin, çok mutlu bir hayat yaşadım." cümlesi ile biten hüzünlü bir aşk hikayesini anlatan bir romandır Masumiyet Müzesi.. 1975 yılının bahar aylarında Sibel ile nişanın arifesinde uzaktan akrabası çocukluğundan tanıdığı Füsun ile karşılaşan Kemal'in bu karşılaşma ile kimyası bozulur. Kemal, Sibel ile nişan hazırlıkları yaparken diğer taraftan Merhamet Apartmanında Füsun ile görüşmeye devam eder. Hilton Otelinde zamanın en gösterişli nişanını yaparken ve henüz nişan yüzüğünü takmışken gözü "Güzelim" dediği Füsun'u arar. Bir ara Kemal ortada bir tarafında Avrupai nişanlısı Sibel diğer tarafında küçük sevgili Füsun ile masada otururlarken kendini dünyanın en şanslı en mutlu kişisi olduğunu düşünür. Füsun Kemal' e sorar:"Biz ne olacağız?" Nişandan hemen sonra Füsun Kemal'i terk eder. Ve asıl bundan sonra başlar Kemal'in takıntılı, hastalıklı, karasevda dedikleri aşk hastalığı.. Sibel ile ayrılır.. Bütün İstanbul sokaklarında Füsun dan bir iz arar.. Roman boyunca kırık , hüzünlü bir aşk hikâyesine tanık olacaksınız. Detaylar, ayrıntılar okuyucu kitaba bağımlı hale sokuyor, diyebilirim. Dokuz yıl boyunca aşkına sadık, Füsun dan geleceğe yönelik olumlu bir ışık bekleyen Kemal, Füsun' un eşinden ayrılması ile bu mutluluğu yakaladığını düşünür. Ancak Füsun eski Füsun değildir... "İlerideki otele doğru değil, az ötede yolun kenarındaki çınar ağacına doğru bütün hızımızla yaklaştığımızı, kazanın kaçınılmaz olduğunu anladım. O zaman yaşadığım mutluluğun sonuna geldiğimizi, bunun bu güzel âlemden ayrılış zamanı olduğunu ruhumda derinden hissettim. Son hızla çınar ağacına doğru gidiyorduk. Bizi o hedefe Füsun kilitlemişti. Böyle hissettim, kendime onunkinden başka bir gelecek de görmüyordum artık. Nereye gidiyorsak onunla birlikte gidiyorduk ve bu dünyadaki mutluluğu kaçırmıştık. Çok yazık olmuştu, ama bu sanki kaçınılmaz bir şeydi." Kemal'in trafik kazası mı yoksa bir çeşit intihar mı bilinmez bu kazadan sonra Füsun' u kaybetmesi; ardından Füsun'un ailesi ile yaşadığı evi annesinden satın alması, yıllar boyunca Fusun'a ait biriktirdiği her çeşit özel eşyalar ile oluşturduğu Masumiyet Müzesi.. Sonu okuyucuya göre hüzünlü, Kemal,e göre "İster inanın ister inanmayın, bana acımaya devam edin isterseniz ama mutluyum. Bu hayat bana aitti ve canım nasıl istiyorsa öyle yaşadım. İyi ki böyle yaşadım." mesajı ile biten, mutluluğun yalnızca toplumun dayattığı şablonlara uyarak elde edilemeyeceğini ifade cümle ile biten Masumiyet Müzesi.. "Canım artık bizim bu evden, bu hayattan birlikte çıkmamız lazım," diye fısıldadım. "Hayat kısa, günler yıllar inatlaşarak geçiyor. Artık bizim birlikte başka bir yere gidip mutlu olmamız lazım." "Sabırla, tevekkülle insanın kazanamayacağı kalp, fethedemeyeceği kale yoktur, değil mi?" Füsun için yıllardır çektiğim bütün çile, bir solukta özetlenebilecek tatlı bir aşk hikâyesine dönüşmüştü. Sonu mutlu biten bütün aşk hikâyeleri, birkaç cümleden fazlasını hak etmez zaten! "..gövdemin içinde bir kalp, bir mana olduğunu, her şeyin istek, dokunma ve aşktan yapıldığını, bunun için acı çektiğimi hayatın temel gerçeği olarak artık anlıyordum.. Yakınlarda bir yerde açık bir radyo olmalıydı. Udun baygın iniltisi ve kanunun neşeli tımbırtısı ..bana ulaşıyor ve "Aşktır, aşktır âlemde her şeyin sebebi,'' diyordu. "Füsun kolonyayı dökerken, Kemal'i sona saklamıştı.. İnsan vedalarda da en sevdiğini en sona saklar..." "Çok sevdiğimiz bir varlığa, hicbir karşılık beklemeden en değerli şeyimizi verirsek, işte dünya o zaman güzel olur." "Ölmekte olduğunu anlayan Füsun, iki-üç saniye süren bu son bakışmamızda, bana asla ölmek istemediğini, hayata her saniyesine kadar bağlı olduğunu, onu kurtarmamı yalvaran gözlerle ifade ediyordu. Ben ise, kendimin de ölmekte olduğunu sandığım için, hayat dolu güzelim nişanlıma, hayatımın aşkına, birlikte başka bir dünyaya yolculuğa çıkmanın sevinciyle gülümsedim yalnızca." 'Herkes bilsin, çok mutlu bir hayat yaşadım.' Keyifli okumalar dilerim.
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202241,5bin okunma
··
572 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.