Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

272 syf.
·
Puan vermedi
ÜVEYSİM
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM Bugün bir aşk kitabı okudum, Akılların durduğu, dillerin şaştığı, gözlerin görmediği bir aşk. Bugün bir aşk okudum, yarenleri kıskandıran bir aşk. Bu aşk ilahi aşk, Bu aşk peygamber aşkı Bu aşk anne aşkı Bu aşk uğruna canını feda edecek Üveys aşkı Şimdi dilerseniz size birazcık anlatmak istiyorum. Yetim üveysin geriban anası varmış. Anasının ne ayağı tutar ne de gözleri görür. Öyle oğlunu üveysini sever ki sabah develeri otlatmaya giden oğlunun hasretine dayanmazmış nasıl kalkarda aylarca bir yolculuğa, peygamberimi, canımı, cananımı görmeye giderim diyebilir. Ne kadar konuyu annesinin önüne atsa da annesi razı olmaz. Ne edecen anne yüreği işte hasretine dayanamicağından korkar. Üveys o kadar ister ki bir kere olsun o nur yüzünü göreyim, mübarek ellerini öpeyim der. Peygamber efendimiz her gün üveysin rüyasına gelir onunla konuşur. Üveys hasretini rüyalarında giderir. Yıllar birbirini takip edince bir gün annesi rüyasında Allah tarafından izin vermesini ister. Annesi de buna razı görür ve üveysi çağırır. Oğlum git ama yollarda oyalanma, hasretine dayanamam diye korkarım der. Üveys sevinsin mi üzülsün mü bilemez. Çünkü hem annesinden ayrılacak hem de peygamberimize, yarenine, sevgilisine kavuşacak. Tez zaman da hazırlanır annesini de komşunun yanına bırakır. Yola koyulmadan önce annesinin ellerini doyasıya öper yazmasını alır yolda seni özlerse kokunu kokliyim diye. Annesi de her gün develeri otlatırken kendisiyle beraber taşıdığı mendili alır. Üveysin kokusu, üveysin ter kokusu ama ter kokusu deme miskten daha güzel kokar. İman kokar, aşk kokar... Deveye biner yola koyulur ama aklı annesinde zaman kaybetmeden hemen gidip hemen geleyim der. Annesinin yazmasını göğsüne sıkıca bastırır ve hızlanmaya başlar. Kumları, denizleri, yıldızları, ayı, güneşi aşar varır bir kuru ağacın yanına. Biraz oturur gölgede, sonra da ağaçtan izin alır kuru dalından bir parça koparır. O parçayı da ikiye böler. Biri nur yüzlü Muhammede biri de canparesi annesine. Medineye varır sokakta oynayan çocuklara sorar peygamber Muhammed nerede çocuklar cevap verir burda değil 2,3 gün sonra gelecek. Üveys haykıra haykıra ağlamaya başlar. Ben nasıl Muhammedimi görmeden geri dönecem diye. Kapıdan Fatıma çıkar ne oldu der anlatır üveys. Ben baban için geldim ama baban yok. Sonra da çocuklara döner bunlar hasan ve Hüseyin değil mi? Fatıma şaşkın şaşkın evet der ama sen bizi nereden tanıyorsun der. Cevap verir üveys baban her rüyamda sizden bahseder. Sizi ne kadar sevdiğini söyler. Hediyeyi Fatıma ya verir bunu babana ver der. Fatıma tamam demekten başka bir şey yapamaz. Kaç gün sonra peygamber efendimiz evine gelirken bu ne güzel kokudur, yabancı kokudur der. Kızı Fatıma doğrudur Üveys diye bir adam geldi der. Peygamber efendimiz üzülür, bu kadar yol gelmesine rağmen beni görmemiş diye. Kısmet değilse ne yaparsan yap olmaz. Yoldan dönerken şunları der kendine senin için geldim nur yüzünü görmek için ellerini doyasıya öpmek için ama olmadı sana yetişemedim der. Evine Varır annesinin yanına gider hasret giderirler. Bir gece amansız annesi üveysi çağırır ve derki ; üveysim artık benim gitme vaktim gelmiş. Bak gökyüzüne beyaz kuşlar var ve her bir kanatın üstünde Muhammed yazıyor Beni çağırıyorlar. Üveysim seninde sakalların bembayaz kuşlar gibi beyazlaşmış der ve dünyaya gözlerini yumar. Üveys annesini gömdükten sonra eşyaları, evi ne varsa herşeyi fakirlere dağıtır ve yine yola koyulur. Muhammedi görmek için, canını, aşkını görmek için. Yolda kendi kendine derki Ömrüm, özüm ve sözüm üç aşk üzerine örüldü: Allah aşkı, Peygamber aşkı ve Annem. Bana kendini üç kelimeyle anlat deseler; yetimlik, yalnızlık ve yolculuk derim… Babasız kalmanın acısını imanla doldurdum, yalnızlığımda Allah’a sağındım. Yolculuğumu Habibullah’ın aşkına adadım.“ oraya varır ama ne yazık ki peygamber efendimizi göremez. Bu sefer umumi gitmişti. Ne yapacağını bilmez, Allah'a bolca dua eder, bazen niyazlarda bulunur ve hıçkıra hıçkıra ağlar. Hz. Ali ve Hz. Ömer yanına gider ve neden ağladığını sorar. Muhammed gitti diye. İsmin ne der üveys der. İşte onlarda onunla ağladılar üçü birlikte ağladılar ve Hz. Ali bir çocuğa peygamberin hırkasını getir der. Çocuk koşar hırkayı getirir. Bu yetkiyi Ömer'e verir. Ömer de ey Üveys peygamberim senin geleceğini biloyordu ve diyordu ki eğer ki gelirse hırkamı ona verin. Buyur. Üveys alır ve bağrına basar. Kokuyu içine, çiğerlerine kadar çeker ve gözyaşlarına hakim olamaz.... Biz görmeden sevdik, görmeden aşık olduk, görmeden inandık, görmeden iman ettik. Allah tüm İslam alemini üveysin makamına erdirsin Okuyam gözlerinize sağlık ^_^
Aşk'a Yolculuk
Aşk'a YolculukSinan Yağmur · Destek Yayınları · 20121,844 okunma
··
128 görüntüleme
Rüveyda okurunun profil resmi
Kalemine sağlık abla çok güzel yazmışsın
SÖHEC okurunun profil resmi
Teşekkür ederim
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.