Yaşam ve ölüm arasındaki o ince çizgiyi ne kadar güzel aktarmış. Yaşamında mevkii ve para peşinde koşarken asıl gerçeği mutluluğu unutması ve kendiyle hesaplaşması. Evlilik için bir taktik geliştirmek gerektiğini düşünüyor. Hayatını ölüm zamanı geldiğinde sorguluyor ve ölüm öncesi yalnızlığı, sahteliği ve hayatın boşluğunu anlıyor İvan İlyiç. Bizler de başımıza gelmeden hiç birşeyi bu kadar düşünmeyiz, ölümü bu kadar düşünüp yaşayamayız zaten. Ölürken bizi en çok korkutan şey iyi ve doğru yaşamamış olmak olabilir. Seçimlerimiz belki yanlıştır. Belki bizde ömrümüzü yaşadık ama gerçek bir hayat sahibi olamadık kim bilir..
Başarılı bir kitap