Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hıçkırıklarım ve tek nefeslik gecelerimin şairine ithafen yazıyorum bu gece... Hıçkırık on altı; Olmuyor. Hiçbir şey düzelmiyor. Eskisi gibi olsun artık diyemiyorum bile. Bilincindeyim. Her geçen gün biraz daha farkındalaşıyorum. Ve bu farkındalık da yoruyor beni. Bu soluksuz kaçıncı gecem? Tanrı şahidim olsun ki ben saymayı hiçbir zaman beceremedim. Sol yanağımda hissettiğim o beş parmağının izi ve yine sol yanımda hissettiğim ağır küfür ve hakaretlerinin soluk lekesi ile başımı yastığa gömdüğüm ama uyuyamadığım herbir gece gitmeni istedim. Kimi zaman sadece nefessiz ağladım, kimi zaman tavanı izleyemeyecek kadar ağır parçalar taşıdım. Kızardın. Ağlamama hiç olmadığı kadar çok kızardın ve benim yapabileceğim tek şey dişlerimi sıkmak, gözlerimi gözlerine sabitleyerek beceremediğim nefreti taze tutmayı arzulamaktı. Gözlerine her baktığımda o gördüğüm iğrenç duygu ve düşüncelerle kendimi, kendime getirmeye çalışırdım. Besleyemediğim kinimi harlamaya, paramparça olan yanlarımı hatırlamaya ve asla unutmamaya niyetlenirdim. Yanından gitmek için gece yarılarını beklemek de çok çabası olurdu. Senin için saat halt yemişti her şeyin yanında. Dokunuşların... Vücuduma temas eden ellerin... Mide bulantılarım kesilmiyor. Ne adam akıllı, tat alarak yemek yiyebiliyorum ne de içtiğim tek şey olan su boğazımdan takılmadan geçiyor. Hayat senden sonra hiç yaşanası devam etmedi. Nefes aldığım, özellikle seninle aynı havayı soluğumu bilerek uyandığım her bir sabah ile gece bir kere daha ölüyorum. Bu kaçıncı ölüşüm? Tanrı’ya bir sor, ben kimdim? Hayatımın senden öncesindeki çamuru bataklık yapan adam, tanrının karşısına çıktığında ne yapacaksın? Tanrı sana beni sorduğunda- midem bulanıyor, s*kerler.
·
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.