Gönderi

Marks da Orta Çağın yeni yetme kelamcılarınca kullanılan metodu ve siyasî şantajları andırır biçimdeki aşağılık bir yöntemle, kendi rakip düşünce ekolünü yanlış ve sapkın anlayışlara dayandırmak suretiyle bazı dindarlara saldırmakta ve alay etmektedir. Marks'ın dinin kökeniyle ilgili olarak kendi bakış açısından tek doğru analiz ve akıl yürütmesi şu meşhur sözüdür: "Din insanın yaratıcısı değil, insan dinin yaratıcısıdır." Burada Marks'ın yaptığı, sadece Feuerbach'ın cümlesini tekrar etmekten ibarettir! Feuerbach'ın cümlesini kendine aitmiş gibi göstermek için onun cümlesindeki Tanrı kelimesinin yerine “din” kelimesini koymuştur. Böylece kendi cümlesini anlamsız laştırmak ya da en azından kapalı hale getirmekten başka bir sey yapmamiş. “Din insanın yaratıcısı değildir." de ne demek Yoksa “Din insanın yaratıcısıdır” diyen mi var? Marks devam ediyor: Din, henüz kendisine hakim olamayan ya da kendisini tekrar kaybeden birinin kendisinden haberdar olmasıdır. Ancak bu, insan yazgısının hayret verici gerçekleşimidir. Çünkü insan yazgısının nesnel bir gerçekliği yoktur.” Sonuç olarak dine karşı savaş açmak, ruhsal özü din tarafından oluşturulan evrene karşı savaş açmaktır.” Dinî bir felaket, gerçek felaketin ve bu felakete karşı koymanın açıklayıcısıdır. Din, çaresiz bir varlığın âhı, katı kalpli bir dünyanın kalbi, ruhsuz bir varlığın ruhu konumundadır. Din halkın afyonudur. Dinî eleştiri, dinin çevrelediği göz yaşı denizini eleştirmeyle sonuçlanır. Hangi bağımsız düşünce, bu tabirlerde edebî gücün felsefî derinlikten daha fazla olduğunun farkına varamaz? Eğer Feuerbach teorisinin özünü bu ifadelerden çıkarıp alırsak geriye bir "kompozisyon numarası'ndan başka ne kalır ki?
Sayfa 84 - FecrKitabı okudu
·
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.