"Dinin insanlarla ilk buluştuğunda özgürleştirici bir güç olarak yaşama dokunduğu görülür. İlerleyen süreçte ise din özgürleştirici dinamiklerini kaybeder ve kurumsal yapılar üzerinden bir tahakküm aracına dönüşür." Burada bize düşen görev dinin bu özgürleştirme boyutunu ele alıp, kişilerin ve kurumsal yapıların tahakküm aracı olmayan asli boyutuna tekrardan evirmemizdir.