Gönderi

Concorde Yanılımı
2. Dünya Savaşı’ndan sonra sesten hızlı uçabilen (supersonic) bir yolcu uçağı yapma fikri ortaya çıkmıştır. Başta İngiltere olmak üzere birçok ülkede bu amaçla komiteler kurulmuştur ve süpersonik bir jet tasarlanmaya başlanmıştır. 1962 yılında Fransa ve İngiltere supersonic uçak projesini başlattı ve 7 yıllık emekleri sonucu ‘Concorde’ isimli jet doğmuş oldu. Ancak üretimi için çokça para ve zaman sarf edilen Concorde, daha deneme uçuşunda beklentilerin altında performans sergiledi ve başarısız bulundu. Concorde uçağının yakıt maliyeti çok yüksekti ve yolcu kapasitesi azdı. Ayrıca güvenirliği yeterli bulunmamıştı. Buna rağmen uçağın üretimine ve yatırımına devam edildi. Ve 1976 yılında kullanıma sunuldu (Teger, 1980). Concorde yanılımı, daha önce yapılan yatırımın içerdiği genel kayıpları değil de yatırılan kaynağın kaybedileceği gerçeğinden kaçmak için daha fazla yatırım yapılması gerektiği mantığıdır. Teorinin ismi Concorde isimli supersonic uçaktan geliyordu. Concorde’un üretilmesi için 7 yıl boyunca çaba harcayan proje yetkililerin geçmişteki çabalarını kaybetmemek için başarısız buldukları uçağı kullanıma sunması gibi bizler de günlük hayatta sırf geçmiş yatırımlarımızın ‘yüzü suyu hürmetine’ başladığımız işi yarım bırakmaz, bize zarar verecek olsa dahi devam ettiririz. Nihayetinde olumsuz gidişat devam eder ve yine olumsuz sonlanır. Alex Kacelnik’in teorisine ‘Concorde’ ismini verdiği tarihten 4 yıl kadar sonra, 25 Temmuz 2000 tarihinde 113 kişinin ölümüne sebep olan Concorde uçak kazasının gerçekleşmesi gibi… İnsanları kazançlarından çok yitirdikleri şeyler harekete geçirir. Ve yitirdiklerimizi kurtarmak için daha riskli davranışlar sergileriz. Bahis oyunlarında parasının çoğunu önceki oyunlarda kaybetmiş olan bahisçinin son oyunda yitirdiklerini geri almak umuduyla tüm parasını ortaya koyması bu teorinin en tipik örneğidir. Aslında bahisçi olumsuz gidişatı sürdürmeyi, elinde kalandan vazgeçmeye tercih eder. İşlerin düzeleceğini umut etmek, uğruna çokça yatırım yapılmasına rağmen içinde bulunduğu kötü durumu kabullenmekten daha kolaydır. Sosyal çevremizde özellikle evlilik gibi karşılıklı ilişkilerde gördüğümüz daha çok emek veren tarafın ilişkideki çıkmazlara karşın ilişki sürdürme isteğine ve Concorde Yanılımı’na düştüğünüzde hasta olsanız bile konsere gitmeye karar vermeniz olasıdır. Aksi takdirde paranızı boşa harcamış ve yatırım yaptığınız kaynağı kaybetmiş olursunuz. Oysa parayı çoktan harcamıştınız. Gitseniz de gitmeseniz de geri alamazsınız. Bu nedenle geçmişte yapılan yatırımı dikkate alarak verdiğimiz karar mantıklı olmaktan uzaktır. Otellerde ya da açık büfe restoranlarda ‘Verdiğim para kadar yemeliyim.’ motivasyonu ile tabağını taşana kadar dolduran insanlar, başladığı kitabı okumaktan hoşlanmadığı hâlde okuduğu kısımdan vazgeçemediği için yarım bırakmayıp tamamlayanlar, yazıldığı kursu verimli bulmadığı halde başladığı için terk edemeyip sonuna kadar devam edenler ve buna benzer daha birçok durum Concorde Yanılımı’na örnek olarak verilebilir. Bu örneklerde de gördüğümüz gibi Concorde Yanılımı sadece maddi alanda kendini göstermez. İnsan ilişkilerinde, geçmişte duygusal yatırım yaptığımız için vazgeçemediğimiz durumlarda da kendini gösterir. Bu iki terimin farkını şu örnekle daha iyi anlayabiliriz. Spor salonuna bir yıllık üyelik yaptırmış olan birini ele alalım. 4 ay boyunca düzenli olarak spora gitmiş ama son zamanlarda motivasyonunu kaybetmiş olsun. Spora gitmek için isteksiz olduğu bir gün ‘Bir yıllık paramı peşin ödedim. Paramın karşılığı kadar gitmek zorundayım.’ şeklinde düşünürse bunu Parayı Batırma Yanılımı’na örnek olarak verebiliriz. Eğer parayı değil yaptığı diğer yatırımları hesaba katarak ‘4 aydır düzenli şekilde devam ediyorum. Bugün gitmezsem verdiğim çaba boşa gitmiş olacak. Fiziksel yorgunluğum ve spora ayırdığım zamanımın karşılığı kadar spora gitmeyi sürdürmeliyim’ şeklinde düşünürse bunu Concorde Yanılımına örnek olarak gösterebiliriz. Kısacası Concorde parasal, zamansal, fiziksel tüm yatırımları kapsayan durumlarda kullanılırken ekonomik bir terim olan Parayı Batırma Yanılımı sadece kişinin maddi yatırımlarını kurtarmak için harekete geçme motivasyonudur. Hal Arkes ve Catehrine Blumer, 1985'te Parayı Batırma Yanılımı’nı göstermek amacıyla bir deney hazırladılar. Deneklerden Michigan'da bir kayak gezisi için 100 dolar harcamış olduklarını varsaymalarını istediler. Ancak Wisconsin'de 50 dolara daha iyi bir kayak gezisi düzenlediler. Ve denekler bu yolculuk için de bir bilet aldı. Daha sonra araştırmacılar deneklere iki gezinin aynı tarihe denk geldiğini söylediler. Denekler iki tatilden birini seçmek durumunda kaldılar. Ayrıca biletlerin geri ödenmesinin veya satılmasının mümkün olmadığını belirttiler. Deneklerin 50 dolar verdikleri ama daha kapsamlı görünen kayak gezisini mi yoksa ilk önce aldıkları Michigan'daki kayak gezisini mi seçeceklerini sordular. Çalışmadaki insanların yarısından fazlası daha pahalı olan geziyi tercih etti. Kayıplarının daha çok olduğu durum için risk aldılar. Geçmişte zaten ödemiş oldukları parayı kaybetmekten korktular. Bu yanlış, geçmişteki yatırım için hissedilecek kaybetme duygusunu ortadan kaldırmaktansa, gelecekte daha iyi bir deneyim vaat eden seçeneğin daha mantıklı olduğunu fark etmelerini engellemiş oldu. (Arkes & Blumer, 1985 Concorde Yanılımında gerçekçi olmayan bir umut beklentisi söz konusudur. Bu sebeple ‘Umut Teorisi’ olarak da isimlendirilir. Umut etmek kişinin hayat motivasyonunu, olumsuz hayat olaylarına karşı direncini arttıran bir etkendir. Ancak Concorde Yanılımı’nda görüldüğü gibi realist olmayan umma davranışı, zaten olumsuz gidişatta olan kişiyi düze çıkarmayacak; olumsuz gidişata neden olan davranışını olumlu sonuç bekleyerek sürdürdüğü için olumsuz durumun sürmesine ya da daha kötü sonuçlanmasına neden olacaktır.
·
49 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.