Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

480 syf.
·
Puan vermedi
·
30 günde okudu
Öğrenme aşkıyla geçti ömrümüz, aşkı öğrenemesek de...
“ İstanbul dediğin unutkanlıklar şehri. Orada her şey suya yazılmış. Ustamın eserleri hariç, onunkiler taşa yazılmış. O taşlardan birine bir sır sakladık. Çok zaman geçti üzerinden, nice alametler birikti ama hala orada olmalı, bıraktığımız noktada. Bilmem bulan çıkar mı? Bulsa bile anlar mı? Ustamdan geriye kalan yüzlerce eserden ve binlerce, binlerce taştan bir tanesi var ki, altında gizli Arzın Merkezi.” Aşk, kalp ağrısında bulur aksini. Hakikat ise hikayelerde. Hepimiz aynı görünmez gök kubbenin altında yaşıyor, didiniyoruz. Zengin ve fakir, Müslüman ve vaftizli, kadın ve erkek, efendi ve köle, sultan ve filbaz, usta ve çırak… Bütün ayrımların ortadan kalktığı bir hal var, tekmil sesler kubbede toplanıp som bir sessizliğe dönüştüğünde. Belki de kainatın merkezi yerin altında değil, üstünde: Kubbede. Elif Şafak’ın muhteşem kurgusuyla öyle bir hayal dünyası içine daldım ki 16. yüzyıl İstanbul’unu okurken günümüze dair çok şey buldum. Kariyerinde önemli eserler veren, Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim ve III. Murat dönemlerinde başmimar olarak görev yapan Büyük Usta Mimar Sinan’ı okudukça her defasında hayran kaldım. Algıda seçicilik yaratmış olsa gerek özellikle cami mimarisine büyük ilgi uyandırdı Ustam Ve Ben. Bu sayede Süleymaniye Camii ve Selimiye Camii’nin yapısal özelliklerini, yapıların gizemlerini araştırma fırsatım oldu. Üstadın çırağı Cihan “Ustamın malzemesi akan suydu. Ve ne vakit herhangi bir engel yolunu kapatacak olsa, bir şekilde, ya altından, ya üstünden, ya etrafından dolaşıyor, çatlaklarından bir yol buluyor, akmaya devam ediyordu” demiş ustası için. Sinan da “Dünya su gibi aksın” dermiş. Bu roman benim gönlümden su gibi akıp geçti. Dilerim sizde aynı keyifle okursunuz.
Ustam ve Ben
Ustam ve BenElif Şafak · Doğan Kitap · 201312,3bin okunma
··
169 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.