Gönderi

152 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Taşrada Bir Ay,Umay Öze çevirisiyle ilk J.L. Carr romanı... Kelime anlamı, “Bir ülkede başşehir veya diğer önemli şehirlerin dışında kalan yerler,” olan taşraya yazar bambaşka bir anlam yükler. 1920 yazının yağmurlu bir günü Oxgodby istasyonuna inen ana karakteri yazar öyle bir anlatımla sunar ki , sinematografik satırlarla yağmurun sesini, yolcuların kakafonisini ve trenin homurtusunu o kadrajın içindeymiş gibi duyumsarız. 14. yüzyıla ait ve üzeri badana edilerek kapatılan bir duvar resmini açığa çıkartmak için orada bulunan ana karakter, resme ulaşmak için attığı her adımda aslında savaşın yıpratıcı etkisiyle üzeri örtülen kendi benliğine de adım adım yaklaşıyordur. Ana karakter hakkındaki detaylı bilgiyi, hakkında görevi hariç hiçbir şey bilmediğimiz başka bir karakterden öğreniriz. Tesadüf o ki, atasının 14. yy dan kalma mezarını arayan bir kadın tarafından tutulan bu karakter ile pek çok ortak yanı vardır. Her ikisi de savaşın yıkıcı etkisini bedenlerinde taşırlar. Ana karakterin yüzünde kalan seğirme ile diğer karakterin bacağında kalan şarapnel parçası ... Kuşkucu, itici derecede soğuk, paspal bir karakter olan papazı her iki karakter de sevmez. Ana karakter, uyuyakaldığı taş levhadan kalkarken papazın çok etkileyici ve güzel eşinin bakışlarıyla karşılaşır. Onu #boticelli’nin ilkbahar tablosuna benzetir. Papaz ile eşi birbirlerine oldukça zıt iki karakterdir. Ortaya çıkan her figür ve renk ile ana karakterin zihnindeki imge de aydınlığa kavuşur. Lâkin biten her şey gibi, yaz mevsimi de bitmiştir, vakit ayrılık vaktidir. Kendisini sağaltan bu yerde daha fazla kalsa da mutlu olmayacağının bilincindedir.
Taşrada Bir Ay
Taşrada Bir Ay
Taşrada Bir Ay
Taşrada Bir AyJoseph Lloyd Carr · Jaguar Kitap · 2021303 okunma
·
28 görüntüleme
Ersan arda