Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

377 syf.
8/10 puan verdi
Ortaçağda Müslümanların Yaşayışları Nasıldı?
Ortaçağda Müslümanların Yaşayışları başlığını taşıyan bu kitap, adının hakkını vererek kapsamlı bir çalışma ortaya koymuş. Yazarı Ali Mazaheri, çevirmen ise Bahriye Üçok. Yazar hakkında kitabın arka kapağında sadece Fransız bilgini ifadesi yer alıyor. Keşke yazarın hayatı ve eserleri hakkında kapsamlı bir biyografi sunulsaydı. Kitabın çevirisine gelecek olursam: yer yer anlaşılmayan yerler olsa da genel olarak meramı anlamaya yetecek düzeyde bir çeviri olduğunu söyleyebilirim. Ancak bazı kavramlar ve yerler konusunda kapsamlı bir açıklama yapılsa, hatta haritalarla desteklense daha anlaşılır olurdu. Başka bir eksiklik ise kaynak olarak kullanılan eserler, açıklamalar sonnot değil de, dipnot şeklinde olsa daha yararlı olurdu. Bu yöntemin dikkat dağıtmama noktasında kısmen yararı olsa da bence okumayı zorlaştıran bir duruma sebep oluyor. Bunun dışında verilen bilgiler, üslup, kapsam gerçekten anlatılan dönemleri hissetmeye, anlamaya büyük bir katkı sundu. ----------- Şimdi de kitabın içindekilere ve onları daha kapsamlı açıklamaya geçeyim. Bu kitap, toplam 10 bölümden oluşmaktadır: Birinci Bölüm - Dinsel Hayat, s. 5. İkinci Bölüm - Beşikten Mezara, s. 47. Üçüncü Bölüm - Ev, s. 72. Dördüncü Bölüm - Siyasal ve Toplumsal Hayat, s. 113. Beşinci Bölüm - Entelektüel ve Artistik Hayat, s. 159. Altıncı Bölüm - Şehir Yaşantısı, s. 207. Yedinci Bölüm - Dükkancılar, Zanaatkarlar ve İşçiler, s. 240. Sekizinci Bölüm - Kırsal Yaşayış, s. 274. Dokuzuncu Bölüm - Endüstri Hayatı, s. 314. Onuncu Bölüm - Trafik ve Ticaret, s. 342. ----------- Bölümler hakkında daha detaylı bir açıklama yapayım: Birinci Bölüm - Dinsel Hayat, s. 5 - 47. Mazaheri, bu bölümde sufiler, sufilik, mescitler, din görevlileri, Ramazan ayı, Hac, ibadetlerin nasıl icra edildiği gibi konulara değinmektedir. Burada dikkatimi çeken birkaç nokta olarak şunlar söylenebilir: - Caminin kapsamlı işlevleri, Türklerin müslüman olmalarıyla birlikte azalmış, sadece ibadet hane haline gelmeye başlamıştır. - Gündüz ezanlarını okuyacak müezzinlerin genelde kör olanları tercih ediliyor. Bunun sebebi ise avlularda gezen örtüsüz kadınların rahatlığı için. - Hac ibadetini yapmak o zamanlarda çok zor ve tehlikeli bir durumdu. Hem maddi imkanı hem de sağlığı iyi olmak mecburiyeti vardı. Çünkü Hac hem uzun ve meşakkatli bir yolculuk olmakla birlikte ayrıca tehlikelerle dolu bir maceraydı. - Bazı Hac yolculuklarında birçok hacı ölmüş, susuzluk, baskınlar gibi sebeplerden dolayı esir alınan, yağmalanan bile olmuştur. - Hacca gelen insanlar, orada namazlarını kendi mezhep imamları arkasında kılarlardı. ----------- İkinci Bölüm - Beşikten Mezara, s. 47 - 72. Bu bölümde yazar, çocuğun doğumu, ilk eğitimi, sünnet edilmesi gibi bir insanın başlangıçtan itibaren hayatının nasıl şekillendiğini ortaçağ Müslümanları özelinde bahsetmeye çalışıyor. Daha sonra evlenme, cenaze töreni gibi başlayan hayatın sonu anlamına gelen şeylerle konuyu bitiriyor. Burada dikkatimi çeken birkaç nokta olarak şunlar söylenebilir: - Kölelerin özel isimleri olsa bile, halk arasında bunlar değil, efendilerinin ön adından yapılmış sıfatlara sahiptiler. - Gayrimüslimlerin hem kendi isimleri hem de Müslüman isimleri olurdu. Bu onların Müslüman olduğu anlamına gelmezdi. - Çocukların sünnet edilmesinde Samileşmiş olan Mısır, Afrika gibi ülkelerde hem kız hem erkekler sünnet edilirken, İran ve Acem ülkeleri sadece erkek çocuğunu sünnet etmekte ısrar ettiler. - Matem elbisesi beyazdı. - İslam'ın ilk yıllarında herkes kendi doğduğu yere gömülürken, 10. yüzyıldan sonra birçok Müslüman ülkesinde insanlar din büyüklerinin yanında gömülmek istediler. ----------- Üçüncü Bölüm - Ev, s. 72 - 113. Bu bölümde çarşaf ve peçe, harem, hadımlar, fuhuş, kadınların günlük hayatları, güzellik için yaptıkları, elbise ve moda, ev içi eşyaları, düzeni, mobilya, bahçe, evlerin pencere düzenleri, ısınma sorunları, mutfak, yemekler, tütün, kahve gibi birçok konudan bahsetmektedir. Kitabın en eğlendiğim bölümlerinden birinin bu bölüm olduğunu söylemeliyim. Burada dikkatimi çeken birkaç nokta olarak şunlar söylenebilir: - Harem deyince insanların aklına geneleve benzer bir manzara geldiğini söyleyen yazar, bunun son derece yanlış bir algı olduğunu, doğrusunun ise evin kadınların ve çocukların olduğu yer anlamına geldiğini belirtiyor. Harem kelimesinin manası kutsal ve gizli yer demektir. Burası yabancı erkeklere kapalıydı. Ayrıca harem müreffeh sınıfın elde edeceği bir imkândı. Dar gelirli aileler için böyle bir durum söz konusu değildir. - Haremlerde hizmetçiler genelde hadımlardan seçilirdi. Bunun sebebi ise onların herhangi bir şekilde kadınlara bir şey yapmayacağından emin olmaktı. - Hadımlar genelde Bizans tutsaklarından oluyordu. Çünkü Bizanslılar, kadınları rahatça kiliseye gidebilsin diye papazlarını hadımlaştırmayı adet edinmişlerdi. - Genelevler başta gizli olsa da, daha sonra bunların büyük bir gelir kaynağı olduğunu gören devletler bunları kabul ettiler ve bunlardan vergiler almaya başladılar. - Ziyafetlerde güzel cariyeler gelirdi hatta bunlar özel olarak ziyaretler için kiralanırdı. - Yine ziyafetlerde, ziyafet sahipleri misafirlerini eğlendirmek için şarkıcı, dansöz kiralardı. Elbette bu tür imkânlar maddi durumu iyi olan kişiler için geçerliydi. - Kahve başlarda içki içmeyenlere alternatif olarak sunulurdu. ----------- Dördüncü Bölüm - Siyasal ve Toplumsal Hayat, s. 113 - 159. Bu bölümde yönetim biçimleri, yönetim düzeni, yargı, vergiler, hazine, zimmiler ve bunlara tanınan haklar, askerlik hizmeti gibi daha çok yönetimle ilgili konulara değinilmektedir. Burada benim dikkatimi çeken noktalardan birisi önemli memurlukların yeni gelen devlet yöneticileri ile değişmesi meselesi. Galiba bu durum tarih boyunca her zaman böyle olmuş. Diğer bir ilgi çekici konu ise ailelerin kuşaklar boyu aynı meslek dalına ait kişiler çıkarması. Zimmilerin yüksek yerlere gelmesi sebebiyle ilk defa hristiyan ve müslümanlar arasında çekişmeler yaşanmıştır. Zimmilere avukat, adl gibi şeri nitelikteki meslekler dışında hiçbir meslek yasak değildi. ----------- Beşinci Bölüm - Entelektüel ve Artistik Hayat, s. 159 - 207. Bu bölümde eğitim sistemi, okulun ısınması, müfredatı, mezheplere göre tahsisi, yazarlar ve kitaplar, Binbir Gece Masalları, Moğolların katliamlarının entelektüel hayata yansımaları, kitapların üretimi ve ticareti, resim, müzik, falcılık gibi birçok farklı konu bir arada ele alınmaya çalışılmıştır. Dikkatimi çeken bazı noktalar şunlar : - Dereceli eğitim sistemini Şiiler kurmuştur. - Çocukları şiddetli şekilde dövmek yasaktı. Gerekirse öğretmen değnekle öğrencilerin avuçlarına, daha büyük suç işlediklerinde ise ayaklarının altına birkaç kere vururlardı. - Medreseler lise düzeyinde olur ve mezheplere göre düzenlenir, farklı mezhepler bir arada eğitim görmezdi. - Nizamiye medreseleri Şia ile mücadele etmek için kurulmuştu. Hocaların ve eğitim sisteminin müfredatı Şafiiliğe düzenlenmişti ve bu mecburiydi. - Mustansiriyye medresesi ise dört mezhebe göre eğitim vermekteydi. - Binbir Gece Masalları, bir kütüphane, bir eklemeler zinciridir. - O zamanlarda yazarlık bir geçim kaynağı olmadığı için yazarlar, başka meslek sahibi olmaya mecburdular. - 10. yüzyıldan sonra falcılık ve sapık inanışlar İslam topraklarında artmaya başlamıştır. Bunun iki sebebi vardır: cahillerin çok olması ve okur yazarların hayatlarını kazanmak için başka işleri olmayan işsizler sınıfının çok oluşu. ----------- Altıncı Bölüm - Şehir Yaşantısı, s. 207 - 240. Bu bölümde küçük ve büyük şehirlerin özellikleri, su ve aydınlatma işleri, hastaneler, hamamlar, halk eğlenceleri, halk bayramları, sporlar ve oyunlar, yolculuk ve turizm, hayvanat bahçeleri gibi konulardan bahsedilmektedir. Burada önemli gördüğüm bir konu ise müslümanların hıristiyan ve diğer bayramları kutladıkları, ancak Haçlı Seferleri ile birlikte bunları bıraktıkları oldu. ----------- Yedinci Bölüm - Dükkancılar, Zanaatkarlar ve İşçiler, s. 240 - 274. Bu bölümde hanlar, çarşılar, pazarlar, gezgin satıcılar, dükkancılar, ağırlık ve ölçüler, fiyatlar, zanaatçılar ve işçiler gibi konular işlenmektedir. ----------- Sekizinci Bölüm - Kırsal Yaşayış, s. 274 - 314. Bu bölümde köylü, köylü evi ve hayvanları, köylerde çalışma düzenleri, sulama, sebze tarımı, tahıl kültürü, sanayide kullanılan bitkiler, meyve ağaçları, arıcılık, ipekçilik, yaylacılık ve göçebelik gibi konulardan bahsedilmektedir. ----------- Dokuzuncu Bölüm - Endüstri Hayatı, s. 314 - 342. Bu bölümde madenler ve madenlerin işlenmesi, tahta ve kağıt endüstrisi, cam, seramik ve fayans, kimyasal endüstri, boyalar, parfümler, şeker, mum, sabun, dokuma endüstrisi, keten, pamuk, ipek, halı, mekanik endüstri, sarkaçlı saatler, değirmenler gibi konulardan bahsedilmektedir. ----------- Onuncu Bölüm - Trafik ve Ticaret, s. 342 - 372. Bu bölümde ipek yolu, kervan yolları, denizcilik, posta hizmetleri, kölelere muamele, para ve banka gibi konular vb. hakkında bilgi verilmektedir. Bu bölümde dikkatimi çeken şeyler özellikle gelişmiş posta sistemi ve kölelere yapılan muamelelerin son derece iyi olduğu, hatta kölelerin zamanla önemli işlere geldiği bile olması. İşin daha ilginci ise seyyidlerin köleleri kıskanmaya başlaması olarak söylenebilir. ----------- Sonuç olarak ortaçağda müslümanların nasıl yaşadığını etraflıca görmek ve farklı, orijinal bilgiler öğrenmek adına kesinlikle okunması gereken bir kitap var karşımızda. Bu kitaptan yaptığım alıntıları bir arada görmek için tıklayınız: sametonurr.medium.com/orta%C3%A7a%C4%...
Ortaçağda Müslümanların Yaşayışları
Ortaçağda Müslümanların YaşayışlarıAli Mazaheri · Varlık Yayınevi · 19725 okunma
·
130 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.