#küçükağacıneğitimi
Nasıl çocuk yetiştirmek isterdim? İşte tam da bu kitaptaki gibi. Hayvanlardan korkmayan,ağaç dallarını kırmayan, doğayı en saf hali ile tanıyan.Saf sevgiyi hisseden. Kuşların çeşitlerini bilen, dillerini çözen. Kendimde olmayan, içimde yara olan özgür bir çocukluk.
"Küçük ağaç, öğrenmenin yapmaktan başka yolu yok. Senin buzağıyı almanı engelleseydim her zaman bir buzağın olması gerektiğini düşünecektin. Sana satın almanı söyleseydim, öldüğü için beni suçlayacaktın. Yaşam içinde öğrenmek zorundasın"
O kadar güzel bir kitap okudum ki... Bana bir şeyler katan kitapları çok severim. Arıların üzerine saldırmaya kalkıştığı anda bir ateş yakıp dumanı ile onları kaçırmam gerektiğini, biri yılanın saldırısına uğradığında bıldırcını, yarasına bastırıp hemen ateş yakıp o kişiyi ısıtmam gerektiğini, Misk böceği diye bir böcek olduğunu ve çiçekten bile daha güzel koktuğunu, viskinin mısırdan yapıldığını, geyiklerin fasulyeye bayıldığını, karpuz seçerken tank sesini duymak gerektiğini ve bir sürü şey...
Kitapta en beğendiğim bölüm ise keresteciler meşeleri kesmeye geldiği zaman Çerokiler, toplanıp yolu bozuyorlar böylece keresteciler bozuk yolu düzelterek akşamı ediyorlar. Ertesi gün yine aynı, yine aynı sonunda keresteciler vazgeçip gidiyor. Birlik olmak ne güzel.
"Büyükbaba, sen kandaşımsın derdi. Bunun anlamı seni seviyorumdu. Onlara göre sevgi ve anlayış aynı şeydi. Büyükanne, anlamadığı bir şeyi sevemeyeceğini söyledi"
Ve ırk ayrımını, renk ayrımını, insan ayrımını anlatan çok net yaşanmışlıkları buraya bırakıp içinizi burkup kaçayım:
Bir gün hükumet askerleri Çerokileri topraklarından sürgün ettiğinde, dağlarından uzaklaştıkça ölmeye başlarlar.
"Ve bu yüzden o yola gözyaşı yolu adını verdiler. Çeroki ağladığı için değil. Yola gözyaşı yolu adını verdiler çünkü bu ad romantik geliyor ve yoldan geçenlerin hüznünü anlatıyordu. Bir ölüm yürüyüşü romantik değildi oysa.
Annesinin kollarında, annesi yürürken kapanmayacak gözlerle sarsılarak gökyüzüne bakan katılaşmış bebek hakkında şiir yazamazsınız"
Kitaptan öğrendiğim birkaç kelime :
Tırıs: hızlı yürüyüş
Sundurma: çatı
Enfiye:Burun otu
#kitapyorumu #kitapalıntıları #kitapönerileri