Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

479 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
Huzursuzluğun Kitabı: Yaşama Uğraşı
“Henüz varoluşun trajedisinin ne olduğunu anlamış, bu konuda kesin bir yargıya varmış değilim.” –Cesare Pavese İtalyan edebiyatının önemli isimlerinden
Cesare Pavese
Cesare Pavese
, 1908 yılında Torino'da doğuyor. Küçük yaşlardan itibaren edebiyata ilgili olan Pavese, Torino Üniversitesi'nde edebiyat bölümünden mezun oluyor. Amerikan ve İngiliz edebiyatıyla yakından ilgilenmesine ek olarak, tezini de
Walt Whitman
Walt Whitman
şiirleri üzerine yapıyor. Anti faşist eylemlerin içinde bulunan Pavese, dönemin siyasi atmosferinin kurbanı olarak 1935’te hapse giriyor ve ömrünün bir yılı bu şekilde geçiyor. Hapiste günlük yazmaya başlayan yazar ölümüne dek bu uğraşını sürdürüyor. Uzun yıllar aktif olarak edebiyat dünyasının içinde yer alıp öykü, şiir ve romanlar yazan Pavese bir yandan da editörlük, çevirmenlik, eleştirmenlik ve yayınevinde yöneticilik gibi işlerle meşgul oluyor. Edebiyatla yatıp kalkan ve geçimini bu şekilde sağlayan Pavese'nin eserleri her geçen yıl daha büyük başarılara koşarken, belki de o, günlüklerinin tüm eserlerinden daha fazla meşhur olacağının farkında olmadan uzun yıllar boyunca günlük tutmaya devam ediyor. Kendisini dünya çapında daha tanınır bir hale getirecek olan günlükleri 1935-1950 yılları arasını kapsıyor. Yazarın düşünce dünyasına, içsel sıkıntılarına ve var oluş sancılarına ışık tutan bu eser “Yaşama Uğraşı” ismini taşıyor ve hayatını tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. İncelemenin başlığındaki “Huzursuzluğun Kitabı” tanımı yazar ve şair kimlikleriyle dünya edebiyatının en büyük isimlerinden biri olan Portekizli
Fernando Pessoa
Fernando Pessoa
’ya bir gönderme şüphesiz. Huzursuz ruhların kutsal kitabını yazan Pessoa’nın kitap ismi aynı zamanda Cesare Pavese’nin de kitabını en iyi tanımlayan cümlelerden biri olduğunu düşünüyorum. Fernando Pessoa’nın kitabı yazıldıktan yıllar sonra basıldığı için Pavese’nin bu kitabı okuma ihtimali bulunmuyor fakat her iki yazarın da benzer bir kitaba imza attığını söylemek mümkün. Fernando Pessoa, Bernardo Soares isimli bir karakterin günlükleri olarak tasarladığı kitabında aslında kendisini anlatır ve bu günlükler uzun yıllar devam eder. Kendi ruhunun bir yansıması olan bu karakter eşliğinde bizler de Pessoa’nın ruhunun derinliklerine ineriz. Özetle, Huzursuzluğun Kitabı da tıpkı Yaşama Uğraşı gibi bir insanın içsel dünyasını başarıyla yansıtan oldukça önemli bir yapıttır. Pessoa’nın günlüklerinin kitapta 1935 yılında son bulduğunu, Pavese’nin günlüklerinin de 1935’te başladığını fark etmek yüzümüzde bir tebessüm oluşturmaya yetiyor. Sanki birinin bıraktığı yerden bir diğeri devam ediyormuş gibi zira her iki kitap peş peşe okunduğunda çok yüksek oranda benzerlikler seziliyor ve her iki yazarın da hayatları birbirine benziyor.
Huzursuzluğun Kitabı
Huzursuzluğun Kitabı
’nı okuyup çok seven her okur Yaşama Uğraşı’nı da aynı zevkle okuyabilir. Üstelik yazarın başka hiçbir eserini okumasına gerek olmadan, direkt tercih edilebilir. Bu eserden sonra şiirlerine ve romanlarına geçiş yapmamak olanaksız. Pavese'nin günlüklerinde sıkça karşımıza çıkan "var oluş sancısı"nın akıllara getirdiği bir diğer önemli kitap ise
Jean-Paul Sartre
Jean-Paul Sartre
'ın "
Bulantı
Bulantı
"sı. 1938'de yayımlanan bu kitabı günlüklerinin 1938'den 1950'ye kadar olan kısmında Pavese'nin okumamış olma ihtimali çok düşük. Hayata karşı duyulan tiksinti bağlamında büyük benzerlikler bulmak mümkün.
Cesare Pavese
Cesare Pavese
dendiğinde Türk okurların aklında ilk beliren imgelerden biri ise elbette “Türk edebiyatının nostaljik prensesi” olarak anılan
Tezer Özlü
Tezer Özlü
’dür. Eserlerinin hemen hepsinde Pavese’yi anan Özlü’nün yazara karşı olan sevgisi ve hayranlığı büyüktü. Onun eserleri sayesinde ülkemizde Pavese kitaplarının okunma sayısının arttığını söylemek yanlış olmaz. Pavese’nin intiharından 7 yıl önce, Pavese ile aynı gün (9 Eylül) doğan Tezer Özlü,
Yaşamın Ucuna Yolculuk
Yaşamın Ucuna Yolculuk
adlı eserinde Pavese’nin hayatının ve eserlerinin izini sürer. Bu ek bilgilerden sonra şimdi Pavese’nin kitabına ve hayatına daha yakında bakabiliriz. “Hayat, yaşantı aramak değil, kendimizi aramaktır.” diyor Pavese ve hayatı boyunca kendisiyle bir hesaplaşma yaşıyor. Tam olarak anlam veremediği bu hayatı yaşamaya çabalıyor. Bir yerlerden dahil olmak istediği hayat onu sürekli geri iterken yapıyor bunu hem de. Karamsar ve duygusal bir insan olmasının acısını ömrü boyunca derinden hissediyor. “Güzel, küçücük anıları sıralamak istiyordum, oysa kıvranmalardan başka bir şey anımsamıyorum.” diyor yine günlüğünün bir bölümünde çünkü yaşamı boyunca sürekli diğer insanların ona yaşattığı üzüntülerden muzdarip olduğunu dile getiriyor. Hüznünün en büyük nedeni olarak ise kadınları gösteriyor Pavese. Kimileri günlüğünde yazdığı cümleler nedeniyle Pavese’yi “kadın düşmanı” olmakla itham etseler de, benim görüşüm bu yönde değil kesinlikle. Aşık olduğu, birlikte olduğu kimi kadınlar tarafından terk edilen duygusal bir adamın anlık gaflet ve üzüntüyle yazmış olduğu cümleler olarak görüyorum. Sevdiği kadınlara tutkuyla bağlanan Pavese yaşadığı her ayrılıktan sonra biraz daha dağılır. Günlüğü aracılığıyla kendisiyle ikinci tekil şahıs olarak iletişim kurarak dağılan düşüncelerini ve hayatını toplamaya girişir ve bu süreç 15 yıl boyunca bu şekilde devam eder. "Ancak böyle açıklayabilirim içimde duyduğum intihar dürtüsünü. Ne zaman bir güçlükle ya da acıyla karşılaşsam, hep intiharı düşünmeye yargılı olduğumu biliyorum. Beni korkutan da bu: Temel ilkem intihar, gerçekleştiremediğim, hiçbir zaman gerçekleştiremeyeceğim, ama düşüncesi duyarlığımı okşayan intihar." Sürekli bir var olma acısıyla karşı karşıya olan Pevese kadınlar konusunda da istediğini elde edemez fakat edebiyat alanındaki başarıları her geçen gün artmaya devam eder. Döneminin en meşhur İtalyan yazarlarından biri olan Pavese, saygın bir çevrede geçirir günlerini ve ülke içinde sıklıkla Roma, Milano, Venedik ve Torino gibi şehirlere giderek kendisine takdim edilen ödülleri alır. Bu ödüllerin en büyüğü ise şüphesiz 1950 yılında kazandığı ve İtalya’nın edebiyat alanında en büyük ödülü olarak görülen “Strega Ödülü”dür. Bu ödülü aldıktan kısa bir süre sonra intihar edecek olan Pavese, hayatta birçok aşamadan geçtiğini ve artık hayatın kendisini heyecanlandırmadığını, istediği şeylere ulaştığını ve ulaşmak istediği başka bir şey olmadığını belirtir sık sık. Birçok kez intihara dair düşüncelerinden bahseden fakat cesaret bulamadığını dile getiren Pavese 1950’de senelerdir aklında olan fikri gerçekleştirir ve yaşamına kendi elleriyle son verir. Planlı bir intihardır onunkisi ve hatta ertelenmiş olduğu da söylenebilir. Fakat bu erteleme, onun kaleminden daha fazla eser okuma şansına erişmemize sebep olmuştur. Pavese’nin intihara karar vermesi de yine bir kadından ayrılmasının akabinde gerçekleşir. Aşk acısını iliklerine dek hisseden ve hüzünlü yaşamıyla adeta acının kitabını kaleme alan Cesare Pavese’nin hayatı böylece yarım kalır. Ya da tamamlanır mı demeli? Hayatı boyunca yalnızlıkla mücadele eden “Kendimi yalnız bırakmamak için bütün gece aynanın karşısında oturdum.” diyecek kadar yalnız bir adam olan Pavese, acılarının artık sabahı da kapladığını belirtiyor günlüğünün son kısımlarında. Son cümleleri ise gerçekten tüyler ürperten bir cinsten: "Tiksiniyorum bütün bunlardan. Sözler değil. Eylem. Artık yazmayacağım." O andan yalnızca birkaç gün sonra, Torino’da bir otel odasında intiharı gerçekleştiriyor, tıpkı
Yalnız Kadınlar Arasında
Yalnız Kadınlar Arasında
isimli romanında karşımıza çıkan ve romanda intihar eden Clelia isimli karakteri gibi. Bu açıdan bakıldığında
Sylvia Plath
Sylvia Plath
’in
Sırça Fanus
Sırça Fanus
romanında intihar temasını işlemesi ve ardından intihar etmesiyle paralel bir yaşam öyküsü olarak görebiliriz. Friedrich Nietzsche’nin, “Eğer uçuruma uzun bir süre bakarsan, uçurum da sana bakar.” Sözüne atıf yapan Pavese ise şu cümleyi not düşmüştü günlüğüne: "Uçurumdan kurtulmanın tek yolu ona bakmak, derinliğini ölçmek ve kendini o boşluğa bırakmaktır." Nitekim bıraktı da. İntihar etmiş bir insanı dışarıdan bakarak eleştirmek kolaydır fakat onun hayatının detaylarına hakim olduğumuzda acılarına son verdiğini düşünürüz. Yaşama Uğraşı'nın salt acı ve hüznün kitabı olduğunu söylemek de elbette yanlış olacaktır. Günlüklerinde mitolojiden şiire, tarihten sinemaya, edebiyattan insan ilişkilerine, politikadan ruhbilime ve daha bunun gbi birçok konuya detaylı yaklaşımlarıyla okurunu etkisi altına almayı başarıyor yazar ve şair Pavese. Dünya edebiyatının en büyük isimleri günlüğünün sayfaları arasında arzı endam ediyor ve tüm o yazarlara ve onların eserlerine başka açılardan bakmamızı sağlıyor.
Homeros
Homeros
,
Marcel Proust
Marcel Proust
,
Giacomo Leopardi
Giacomo Leopardi
,
Lev Tolstoy
Lev Tolstoy
,
Arthur Schopenhauer
Arthur Schopenhauer
,
Stendhal
Stendhal
,
Charles Baudelaire
Charles Baudelaire
,
Ernest Hemingway
Ernest Hemingway
,
Franz Kafka
Franz Kafka
,
Arthur Rimbaud
Arthur Rimbaud
,
Edgar Allan Poe
Edgar Allan Poe
,
Francesco Petrarca
Francesco Petrarca
,
William Faulkner
William Faulkner
,
Johann Wolfgang Von Goethe
Johann Wolfgang Von Goethe
,
Honore de Balzac
Honore de Balzac
ve
Giovanni Boccaccio
Giovanni Boccaccio
başta olmak üzere daha birçok yazar ve şair hakkındaki görüşlerini okuma fırsatı bulduğumuz Pavese'nin en çok etkilendiği isimler ise şüphesiz ki
William Shakespeare
William Shakespeare
,
Dante Alighieri
Dante Alighieri
,
Platon (Eflatun)
Platon (Eflatun)
,
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
ve
Friedrich Nietzsche
Friedrich Nietzsche
'dir. Özellikle Dosyoyevski ve Shakespere'in eserleri ve düşünce dünyaları hakkında paragraflarca çözümleme okuyoruz. Hayatı ve eserleriyle günümüzün en çok okunan İtalyan yazarlarından Cesare Pavese'nin "yaşama uğraşı"nı yakından gözlemlemek isteyen her okura şimdiden başarılar diliyorum. Okudukça zorlaşan, sonlara doğru insanın boğazına bir yumrunun oturmasına sebep olan, çok şey öğreten ama buna rağmen ruhu huzursuz edici bir yapısı da olan, salt günlük olmayıp aynı zamanda bir edebiyat şöleni de olan bir başyapıt Yaşama Uğraşı. Bir yazarın kendi hayatını şiirselleştirmesine ve ardında büyük bir eser bırakmasına tanıklık edin. "Ancak uzun acılardan, uzun susuşlardan sonra ortaya çıkacak önümdeki günlerin nasıl olacağı. Yeni değerler, yeni bir dünya buluncaya kadar şaşkın, belirsiz ve karanlık bir dönemin geçmesi gerekiyor."
Yaşama Uğraşı
Yaşama UğraşıCesare Pavese · Can Yayınları · 20212,045 okunma
··
1 artı 1'leme
·
6,5bin görüntüleme
Bertha Mason okurunun profil resmi
Emeğinize sağlık, biz de okumuş kadar olduk sayenizde :D 🙏🏼🎈
Bahri Doğukan Şahin okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. ☺️ Bir günlükten daha fazlası kesinlikle. Okunmalı. ^^
Yağmur okurunun profil resmi
Müthiş, müthiş :) Ağzına sağlık.
Bahri Doğukan Şahin okurunun profil resmi
Teşekkürler Yağmur! :)
Bu yorum görüntülenemiyor
Fama okurunun profil resmi
Kaleminize sağlık zevkle okudum, iki kitabı da okuma listeme aldım. 👏🏼👏🏼
Bahri Doğukan Şahin okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim. :) Her iki kitap da edebiyat şöleni. Keyifli okumalar diliyorum. ^^
Beyza Nur okurunun profil resmi
Şuan bu kitabı okuyorum. Kendimi okurken bütünleștirdiğim sayılı kitaptan biri. Ve bu da, bu kitaba yazılabilecek en güzel inceleme. Elinize, emeğinize sağlık hocam. Bu kitabı okurken hissettiklerimi bir tek Sartre'nin Bulantı kitabını okurken hissetmiştim. Ve siz incelemeniz de hem Huzursuzluğun kitabı hem de Bulantı'dan bahsetmişsiniz. Yaşama Uğraşı biter bitmez Huzursuzluğun kitabına başlamalıyım öyleyse. Sayenizde sırada ki kitabımı da bulmuş oldum. Tekrardan teşekkürler 🌺
Bahri Doğukan Şahin okurunun profil resmi
Benim de okuduğum en özel kitaplardan biridir Pavese’nin günlükleri. Başucu kitaplarım arasındadır ve her sayfası çok değerlidir… Bulantı ve Huzursuzluğun Kitabı ile aynı kulvarda bulunuyorlar. Özellikle Pessoa’yla çok benzerlik yakalamıştım ve incelemede de değinmeye çalıştım. Kitabı takip ettiğim için alıntıları da gördükçe mutlu oluyor ve tekrar tekrar okuyorum. Çok teşekkür ederim bu güzel yorum için. :) Ve son olarak, evet Huzursuzluğun Kitabı mutlaka okunmalı yakın bir dönemde. ^^
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.