ŞEB
"Ne yapıyorsun? Nasıl bir kadın olduğunu biliyorum ben senin. Yahu sen dünyayı karşına alacak kadar korkusuzsun. Sen... Zehra, sen kendini küçümsüyorsun."
"Çok olmak derdinde değilim Güven; ünvanım, kimliğim, varlığım... Neden anlamıyorsun, sen benim için fedakarlık yaptığını sanıyorsun ama ben kıvranıyorum."
Bir baktığında var olan sevdiğin adam, bir baktığında yoksa böyle anlatılmalı ömrünün en başından en sonuna. Sonuna "daha" konmalı ama öyle zamanlar oluyor ki bitti sanıyorsun, bir daha nefes alamayacağın için bir daha da yaşayamayacaksın. Sonra bir mucize oluyor,yaşıyorsun. Nefes de alıyorsun üstelik. Belki biraz kirli oluyor hava, biraz tıkıyor ciğerlerini ama işlemez ki sana, zaten pare pare olan ciğerlerin buna katlanmaya hazır ve nazır.
Güven Bana serisinin 2. Kitabı olan Şeb, aşk, hüzün, aldatmaca ve macera dolu bir kitap olarak seriyi çok iyi bir şekilde devam ettirmiş.
Zehra'nın Güven'e olan sevgisi asla tükenmemiş seneler süren ayrılıklarına rağmen. Beklediği 11 sene içinde Zehra'nın hayatı tahmin edemeyeceğimiz kadar değişmiş açıkçası. Okurken her satır da şaşkınlığa uğramadım desem yalan olur. Çözdüğü ilk davanın ardından katıldığı polis ekibi arkadaşlarıyla çözdüğü vakalar ise onu artık tecrübeli rütbesine ulaştırmış .
Güven'in hapisten çıkmasıyla beraber yeni cinayetlerin ortaya çıkmış olması yine herkesin kafasında binlerce soru işareti oluşturmuştu.
Güven' in ölen şahıslarla ne bağlantısı vardı?
Yoksa cinayetlerde bir parmağı mı vardı ?
Peki ya cinayete kurban giden insanların bağlantıları neydi?
Neden Emel ve Güven aynı cinayetler ve aynı kişilerin ölümleri arasında göze batıyordu?
İşte tum bunların cevabını ve Zehra'nın aşkının kazanıp kazanmadığını kitabı okuyup keşfedeceksiniz.
@yediverenyayinlari
@butikkitapcom
@mehtapsoyudurucicek