Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

506 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Stefan Zweig - BALZAC
Stefan Zweig, hârikulâde eserlerinin yanısıra , Dünya Edebiyatının önde gelen ustaları da dahil olmak üzere bir dizi biyografik çalışmaya da imzasını atmış son derece üretken bir yazardı. Hayatı ve sanat yaşamı, tüm Avrupa üzerine 1930 lardan itibaren kâbus gibi çöken Nazi Almanyası ve SS fanatizminden kurtuluşun aslâ mümkün olmayacağına dair tutulduğu ümitsizlik bunalımı sonucunda, eşiyle birlikte yerleştiği Brezilya'da beraberce intihar etmeleriyle son buldu. Eğer bu şekilde son bulmasaydı ömrü, Zweig usta, daha kimlerin yaşam öyküsünü en ince teferruatına kadar yazacaktı kim bilir? Balzac a gelince... Hiç kuşkusuz, Dünya edebiyatının gelmiş geçmiş en büyük amirallerinden birisi olan Honore de Balzac, birçok sanatçının da kaderine uygun biçimde, çağının çok ötesinde, çağdaşları tarafından aslâ yeterince anlaşılamamış, olağanüstü bir dehâ, sınırsız bir hayâl gücü ve resmetme-canlandırma yeteneğiyle iki bin den fazla karaktere ölümsüz romanlarında hayat vermiş ele avuca sığmaz, durdurulamaz, çalışma temposuyla yarışılamaz, tutarsızlıklar, zıtlıklar, dengesizliklerle dolu yaşamı boyunca Dünya tarihinin gördüğü en başarılı ve üretken yazarlardan birisi olmasına ve aralıksız bir şekilde kaliteli eserler üretebilmesine rağmen, giriştiği hemen hemen tūm projelerinde maddeten iflâsa sürüklenen bir şanssızdı da. Ailesi tarafından terk edilip dört yaşına kadar yabancı bir kadında, on yaşına kadar da yetiştirme yurdunda kalan, ardından da acımasız derecede sert bir hristiyan kolejinde kötü şartlarda yatılı okuyan Honore, bu süreçte özellikle, hastalıklı annesine karşı duyduğu sevgisizlik ve maddî yetersizlik, manevî ve fiziksel cezalar da dâhil acıklı şekilde yaşadığı tüm dramlar içerisinde, kendi kaptan köşkünü ve çift karakterli şahsi Dünyâsını yaratmıştır. On dört yaşında ilk kez aile ocağına dönen Honore, eğitimini tamamlayacağı college sonrasında artık memuriyet e girmesine rağmen huzursuz ve karamsar şekilde ailesiyle anlaşarak Yazar olma dürtüsüyle 20 yaşındayken Paris'e gelir. Korkunç sefâlet içindeki yaşadığı tavan arasında Cromwell i kaleme alır ancak hiç ümit vaadetmeyen bir eser olmuştur.... Bu şekilde başlayan yazarlık serüveni ve akılalmaz bir yaşam öyküsü. Ardı ardına girişilen projeler, Ismarlama yazılan romanlardan tiyatro eserlerine, altın-bakır madenciliği teşebbüsünden, kendi gazetesinin işletmeciliğine, matbaa işletmeciliğinden dergi editörlüğüne. Bitmek bilmeyen demir disiplinli çalışma temposu, Kısa sürede zengin olma arzusu, Bohem yaşam gösterişli, pahalı, süslü bir lüks yaşam geçirme isteği, Yaş ve mevkî olarak kendisinden üstün kadınlar tarafından çok sevilme ve korunması, kendisine hedef olarak seçtiği "zengin ve soylu bir dulla yapacağı evlilik" yoluyla zengin ve ekonomik olarak rahat edebilme isteğinin peşinde oradan oraya savrulup boşa vakit kaybetmesi, Oturduğu evlerinde bile bir yanda şatafat diğer yanda ödenemeyen ve faiziyle üst üste biriken borç ve faturalar, senetler, çekler sonucunda da defalarca iflâs etmesi. Sorumsuz, kaygısız, ölçüsüz ve sınırsız tüketilmiş günler. Muazzam bir irâdeyle geceleri canlanan ve akarcasına yazan bir zihinsel hayâl gücü. Balzac, boşuna Balzac değildi. Hayallerinde Napoleon ile yarışan bu adam, gerçekten de kendi iddiasindan da anlaşılacağı üzere gerekli tüm yeteneklere sahipti. Ama Çağını oldukça aşan bu dâhinin ömrü, maalesef hep alacaklılarından kaçarak geçti. O, tüm bunlara rağmen Stendhal i keşfeden, Vadideki Zambak ve Louis Lambert gibi ölümsüz eserler dışında kütüphaneleri dolduracak sayıda ciltlerce yazabilen muazzam bir sanatçıydı. Ölümü öncesinde neredeyse akıl sağlığını ve görme yeteneğini yitirdi. Hiç kuşkusuz, bu duruma, on yıllık uzatmalı nişanlısı ukraynalı güzel dul bayan Hanska'nın aşırı egoist, kuşkucu, kalpsiz tutumları kadar bizzat Balzac'ın muazzam zekâsıyla orantısız plansızlığı, savurganlığı ve aşırı hesapsız harcamalarıyla lüks ve gereksiz gösterişe düşkünlüğü sebep olmuştu. En büyük hedefi, " insanlık komedyası" nı yazabilmekti. Başaramadı. Cenaze töreni sağanak yağmur altında yapıldı. Tören konuşmasını, Victor Hugo yaptı...
Balzac
BalzacStefan Zweig · Can Yayınları · 2017374 okunma
·
78 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.