Gönderi

Çanakkale'nin Kadın Savaşçıları
Destan üstüne destan yazılan Çanakkale'de kadın kahramanlar da var. Onlardan bahsetmemek, bugün bile, şehit çocuklarını bayrağa sarılı tabutundan alıp yüreğini toprağa verircesine kara toprağa verdikten sonra, kameralara dönerek, “Vatan sağ olsun" diyen vatansever Anadolu anasına haksızlık olur... Bilinen şu ki, Çanakkale Savaşı'nda kadınlar daha çok geride, hastaların bakılmasında, askere malzeme hazırlanmasında ve cepheye mermi taşınmasında değerlendiriliyorlardı... Babaları şehit olmuş kimsesiz çocukları evlât edinen, yetimlere bakıp büyüten kadınlar da var... Ayrıca Çanakkaleli kadınlarımız cepheye yiyecek, içecek ve mermi taşımış, gözlerini kırpmadan ateşe atılmışlardır. Fakat ön plana çıkarılmamışlardır... Ne de olsa tarihi erkekler yazıyor. Fakat yabancılar bizden daha insaflı: Onların anıları yayınlanmasaydı, Çanakkale Savaşı'nın kahraman kadınlarını hiçbirimiz hatırlamayabilirdik. İyi ki tarihe not düşmüşler... Tarihe not düşen yabancılardan biri de Avustralya piyade er J. C. Davies'tir. Annesine yazdığı bir mektupta bir kadın kahramanımızdan şöyle söz ediyor: “Benim de vurulduğum 18 Mayıs 1915 günü keskin nişancı bir Türk kızı, pusuda çarpışıyordu... Gizlendiği yerden gün boyunca ateş etti ve çok sayıda adamımızı vurdu. Ancak gün batmadan bir Avustralyalı tarafın dan vurulmasına gene de üzüldüm. Güzel, yapılı ve tahminen 19-21 yaşlarında bir genç kızdı. Ölü ele geçirdiğimizde, yaninda başka bir Türk'ün ölüsünü de bulduk. Genç kızın bedeninde tam 52 kurşun yarası vardı.” The Egyptian Gazette adlı gazetede yer alan bir başka hikâye ise şöyle... “15 Ağustos 1915 Pazar günü savaşa katıldık ve büyük bir tepeyi ele geçirme görevi aldık. Bu arada çok can kaybı verdik. Şarapnel parçaları ile makineli tüfek mermilerinin yanı sıra, pusuda ateş eden keskin nişancı Türk kadın savaşçıların ateşi altında adeta cehennemde ilerlemek gibi bir şeydi bizimkisi... Burada çarpışanların çoğu kadın ve kızdı. Kendilerini yeşile boyayıp, ağaç ve bodur bitkilerle uyum sağlamışlardı.” Yeni Zelanda'dan gelen Otago Birliği'ne mensup bir asker de savaştan sonra ülkesine döndüğünde, kendisiyle yapılan ses kayıtlı görüşmede şöyle diyor: "Bir keskin nişancı Türk savaşçısını yakalamak için operasyon düzenledik. Bu nişancıyı ele geçirdiğimizde hepimiz çok şaşırdık. Zira bize kan kusturan bir Türk kadınıydı."
Sayfa 163Kitabı okudu
··
230 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.