Çok güzel ve etkileyici bir kitap... Bu kitapta da anladım ki parayla saadet olmuyor... Tam ulaştım derken elinden kayıp gidiyor, hep bir yanın eksik hep birşeyler eksik kalıyor. Çocukluğunda Türkiye'nin hatta Ortadoğu'nun kanayan yarası haline gelen, aile içi şiddet ile büyüyen sürekli babasının annesini aldatması, zulmetmesi, hakaret etmesi, en sonunda annesini öldürmesi ile büyüyen Haluk daha sonra dedesinin yanında yaşamak zorunda kalır... Bir süreliğine kendini hayata kapatır... İstanbul'a alışmaya çalışırken ve tam alıştı derken bu sefer dedesini kaybeder. Daha sonra üzüntüsünü unutabilmek için İtalya' ya gider. Venedik' te insanların mutlu yüzleriyle karşılaşıyorsunuz, San Marco meydanı, Correr Müzesi, Rialto Köprüsü Floransa' nın Arno Nehri, Ponte Vecchio, Palazzo Vecchio' nun o gün batımını yaşıyorsunuz... ve daha ismini sayamadığım bir sürü yer geziyorsunuz, evet geziyorsunuz dedim, çünkü yazar öyle güzel anlatmış ki kendinizi orada hissediyorsunuz. Yapmış olduğu bu gezi sırasında kafede oturduğu esnada babasıyla Türkçe konuşan kızın sesine aşık olur. Daha sonra sohbete dahil olur, kitabın konusu bundan sonra büyük bir aşk, büyük bir tutkuyla devam eder. İstanbul'a döndükten sonra Bilge' yi bulur ve birbirlerine aşık olurlar ve bir süre sonra nişanlanırlar. Hayatları tozpembe devam ederken düğün arefesinde Bilge arabasıyla birine çarpar ve ortalıktan kaybolur... Yıllar sonra karakoldan haber gelir, Bilge' nin cesedi birinin itirafı üzerine ormanlık alanda bulunan bir mezardan çıkar ve tekrar hayatı kararır, kendini hayata kapatır. Koskoca bir malvarlığı, milyonlarca insanın yaşadığı bir şehirde kendini yapayalnız kimsesiz hisseder. Okumayan arkadaşlara kesinlikle tavsiye ederim çok güzel çok etkileyici bir kitap keyifli okumalar...

Bir Ömürlük GünMehmet Pekmezci · Ayzıt Yayınları · 201946 okunma

·

36 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

1kitapyolcusu_