Gönderi

Yazdıklarım belli düşüncelerin desteğiyle ayakta durabilen metinler ise onların okunmaya değer metinler olma niteliği de tartışmalı hale düşerdi. Şiirlerimle yüzyüze gelenler dünya ile olan ilgilerinde yeni bir açılımı, gerekirse bir rahatsızlığı farketmeliydiler. Bu yüzden genel kabul içinde şiire yakışır sayılana değil, şiire girdiği zaman bir şeyleri kurcalar olana rağbet ediyordum. Örnekse, Çağdaş Bir Ürperti'de Fidel Castro adı geçiyor. Turgut Uyar şiiri okuduğunda Che Guevara'nın burada daha iyi gideceğini söyledi. Sessiz bir tebessümle geçiştirdim. Bunu birçokları, kimbilir o dönem Türkiye’sinde belki herkes böyle düşünüyor olabilirdi. Nitekim dünyanın bir çok yerinde olduğu gibi Türkiye'de de Che Guevara için şiirler yazılmış­tır. Ernesto ve Fidel, Küba Devrimi'ni başarıya götü­ren iki lider. Bunlardan biri kendi ülkesi ve kendi insanlarını ön plana alıp Küba'da kalıyor. Diğeri Latin Amerika'da başka devrimler yapabilmek için yeni cepheler açmaya koşuyor. Benim için bu ikili tercih çok önemliydi ve hâlâ önemlidir. Bir kere devrimci tavrının mitoslarla beslenip şişirilmesi her zaman midemi bulandırmıştır. İkincisi eğer gelecek günler iyi günler olacaksa sözkonusu iyilik bir inşa faaliyetinin sonucu olabilirdi. İşi gücü çatışmadan ibaret ve dövüş zevkini tatminden öteye gitmeyen bir devrimcilik bana temelsiz göründüğü kadar, bir ruh bozukluğunun belirtisi gibi görünüyordu. Ernesto Che Guevara anılarında, bir an ilaç kutusu ile mermi kutusu arasında bir seçme zorunluluğu kar­şısında kaldığını ve yanına ilaçları değil mermileri aldığını anlatır. Bence her iki seçim de birbirleriyle bağlantılıdır; öyle düşünüyorum ki Küba'yı seçen Fidel, bir bakıma ilaç kutusunu seçme dirayetini de göstermiş sayılırdı. Adının anlamı da zaten «sadık» tı ve o sadakatini Jose Marti'ye göstermişti (Marx'a değil!)
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.