Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

233 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
"Bu ülke için fazla iyiydin. Bu taşlı toprak için fazla soylu bir çiçektin(Sf. 220)." Kitapta iki albay var. Birisi 'albay' ki kitabımızın başkarakteri diyebiliriz, diğeri de 'Albay'dır. albay'ın evinde Albay'ın fotoğrafı asılı ve sık sık gelip o fotoğrafa bakar. Aslında bu fotoğraftaki Albay, İran tarihinin önemli askeri liderlerinden olan ve infaz edildikten sonra bir ulusal kahramana dönüşen Muhammed Takı Han Pesyan'dır. albay, için bu resim bir üst benlik gibidir. albay da askerdir ancak daha sonra karısını öldürmüş ve birçok suçtan hapis yatmıştır. Mesleğinden de olmuştur. Sadece fotoğrafla kalmaz adeta canlı olarak da görmeye başlar Albay'ı. Bu sahneler bence çok etkileyici özellikle Albay'ın başının kesilerek öldürülmüş olmasına atıfta bulunmak için hep boynundan kanlar akması... Kitap boyunca ağırlıklı olarak albayın adamın düşüncelerini okuyoruz. Daha doğrusu gerçek dünyadan, içinde bulunduğu andan kaçışını. Evlatlarını toprağa gömen bir baba, o. İki oğlunun ardından küçük kızı Pervane'yi toprağa veriyor. Pervane'nin cenazesi beni en çok etkileyen yerlerden. Abisi Emir ise içimdeki cümleyi dillendiriyor: "Asılmak için çok genç değil miydi? (Sf.58)" Evet, gencecik bir kızdı Pervane. Daha on dört yaşında bir çocuktu. Mezar taşına isminin bile yazılması yasak edildi. Abisi Mesut'un tabutları omuzlarda taşınırken onun cenazesi babası ve zorunlu gelen iki askerin eşliğinde bir gece karanlığında gerçekleşti. Emir... Babasının suçuna şahit olan, oğlu. Deli olmadığına inandığı oğlu. Emir, babasıyla birlikte aynı hapishane kalmıştır. Siyasi bir suçtan ve cinayetten dolayı içeri girmiştir ki o dönemler ortalık aşırı derecede karışıktır. Onlarca işkenceden sağ çıkmış evine gelmiştir ancak artık zaman, mekân... Kısacası dünyadan çok uzaktadır. Kabusları onun yakasını bir türlü bırakamaz ve kendisini kapattığı bodrum katında hiç konuşmadan adeta ölümü bekler. albay gibi kitapta yer yer konuşan, iç dünyasını gördüğümüz diğer karakter de Emir'dir. Kitabın saçma bulduğum ve anlamlandıramadığım bir tarafı vardı. Kezir Cavit ve Emir arasındaki ilişki. Birisi polis diğeri siyasi suçlu. Kezir, Emir'e hapishanede işkence eden, eşinin ölümüne sebep olan adam. Ama Emir ona evini açıyor, yemek veriyor, yatağında uyumasına izin veriyor. Neden?? Kitapta bu noktayı hiç anlayamadım. Kezir yüzünden kardeşi Muhammet Taki evi terk ediyor. Neden biri dönüp 'Senin gibi bir adamın evimizde ne işi var?' demiyor? Aklım karmakarışık oldu. Bunun yanı sıra kardeşlerin hangi fikirleri savunduklarını da tam olarak anlayamadım. Bu kitabın karışık bir şekilde kaleme alınmasından mı yoksa benim İran hükümeti, İran'ın siyasi çalkantıları konusundaki bilgisizliğimden mi emin değilim. Şüphesiz bu konuda biraz bilgim olsaydı kitabı daha çok anlayabilirdim. Kitapta emin olduğum noktalardan birisi çocukların babaları albayı sevmelerine rağmen ona tam olarak saygı duymuyor oluşları. Bunun sebibi de eskiden Şah'a çalışmış olmasından kaynaklanıyor. Kitapla ilgili değinmek istediğim diğer bir konu daha var. Kitapta italik yazılar, birinci tekil şahıstan; düz yazılar, üçüncü tekil şahıstan verilmiştir. Kahraman bakış açısını ve İlahi bakış açısını kitapta iç içe görüyoruz. Güzel ve oldukça farklı bir eserdi. İyi ki okumuşum dedim, sizler de bir şans verebilirsiniz.
Albay
AlbayMahmut Devletabadi · Kafka Yayınevi · 2015127 okunma
·
130 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.