Gerçek bi yaşam öyküsü olduğu için daha dikkatli okumam gerektiğine inandığım #aşkıkıyamet kitap yorumuyla geldim. Kitaptan kısaca bahsedecek olursam ; Esas kızımız Esra ' Çocukluğum' diye sevdiği, Ali'm diye sarıldığı, yaralarını sardırdığı adam tarafından öyle bir darbe yiyor ki kim olursa yıkılır... Ve yıkıldığını sandığı o gece hayatına bir ışık gibi doğuyor esas oğlumuz Devrim. Abisinin yaptığını kabullenmeyen 'Can parem' diye Esra'yi kardeşi gören Ayşegül ailesini savuruyor bir kenara Esra'nın yanında kalmayı seçiyor. Bazen geçte olsa bir şeylerin farkına varmak iyidir. Esra'nın babasıda hatalarından dönüyor ve kızına sahip çıkıyor.Hikayemiz bu şekilde başlıyor ve olayların biri bitmeden diğeri başlıyor. Esra'nın dik duruşuna hayran kaldım. Asla mücadeleden geri dönmedi. Susup oturup kaderimdir demedi. Adalere güvendi ve başı dik gezdi eyvallah. Ama Ayşegül benim gözümde bambaşka bir yerde... Ayşegül bir anda her şeyden geçti. Ardına bile bakmadı. Helal kız sana! Devrim... Esra'yı sardı, sarmaladı ve en önemlisi 'Geçecek.' dedi. Bence en önemliside bu. Bazı anlar vardır karşımızdaki için elimizden bir şey gelmez. Ama emin olun sadece 'Geçecek.' demek bile yaraya tampon etkisindedir. Yazarımızın ilk kitabı olduğundan dolayı sanırım fazlaca detaylı bir anlatım vardı. Bazı yerlerde ilişkilerde ki sevgi sözcükleri de beni yormadı diyemem.Lakin okunmayacak etkide değildi. Merakta bırakan bir kurgu. Helede yaşanmış bir hikaye olması ayrı bir etkiydi. Bu hikaye de daha kimler var kimler.. Her an sizi kahkaha attırabilen Cemo , ailemizin muazzam avukatı Harun, masum ama yaralı kardeş Burcu, seven adam Okan, kötü ve adi herif Ali, kötü kadın Asu.. Hikayenin 2. Kitabı haziran ayında çıkacakmış. Bakalım o kitap bizi nerelere götürecek?

Aşk-ı KıyametSelin Fesci Bozkurt · Perseus Yayınevi · 202049 okunma

·

14 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Gamze Yılmaz