Gönderi

Bir kişinin, bir ailenin, bir topluluğun, bir etnik grubun, bir cinsin, bir ırkın veya bir toplumun menfaatini temin etme gayesi üzerine kurulmuş olan beşeri sistemler, varlık sebebi olan gayeyi gerçekleştirmek için diğer bütün insanların haklarını gaspetmekten, onları sömürmekten, bunu gerçekleştirebilmek için zulme, zorbalığa, baskıya, işkenceye başvurmaktan hiçbir zaman geri durmazlar. Bunu ise gizli, üstü kapalı şekilde değil, çoğu zaman ve hatta her zaman gayet açıkça yaparlar. İşlerini, özellikle haklı göstermek için gerekçeleri hazırdır; yapılanlar "büyük, ulu kralın iradesi gereğidir", "mübarek ve ulu soyun hakkıdır", "yüce milletin menfaatleri icabıdır", "seçkin ırkın üstünlüğünün gereğidir" vs... İnsanlar ise bu gerekçelere eğer düşünce kabiliyetleri yok edilmiş, idrakleri köreltilmiş ise isteyerek boyun eğerler. Bile isteye sömürünün, baskının, zulmün muhatabı ve aracı olurlar. Veya düşünce kabiliyetini tamamen yitirmeyenler, idrak güçleri hâlâ canlı olanlar ise "çaresizlik", "güçsüzlük", "imkansızlık" gibi gerekçeleriyle sömürülmenin, baskı ve zulmün muhatabı ve aracı olmaya devam ederler. Çünkü "za'fa" uğratılmışlardır. Birileri ise bu arada sorumsuzca, haksız ve zorba bir tarzda saltanatlarını sürdürmeye, herkesin hakkını gasp edip zevk ve sefa içerisinde yaşamaya devam ederler. İşte bütün bu gerçekleşenlerin varıp dayandığı temel özellik, batıl / yanlış olanın, kendini hak / doğru gösterme hilesidir. Oynanan oyun, büyük bir sahtekarlıktır...
Hz. Muhammed'in Hayatı ve İslam Daveti 1
Hz. Muhammed'in Hayatı ve İslam Daveti 1
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.