Gönderi

“Eğer sen peygamber isen gökteki ayı, bir yarısı Ebû Kubeys Dağı, diğer yarısı Kuaukıan Dağı üzerinde olmak üzere ikiye yar da görelim!” Kısır aklın acizliği ve çaresizliğiydi bu. İmanı akılla tartmaya çalışıyordu çünkü. Kalbin, gözün, kulağın, parmağın yahut ruhun, mekânın, zamanın, rengin, şeklin birer mucize olduğunu düşünmüyor da gülümden mucize istiyor, şüphelerine ispat arıyordu. Her zerresinde hayran olunacak şu âlemin karşılıksız sunduğu mucizeleri içinde nefes alıp verenler, olurlara bakmayıp olmazı istiyorlardı.
Sayfa 248Kitabı okudu
·
8 görüntüleme
Lee ☆⁵