Oy oy...
Baskısı olmayan iki kitabı hariç tüm kitaplarını okudum Mustafa Kutlu'nun. Hikâyelerine hayranlıkla bakan, denemelerine temkinli yaklaşan biriyim. Uzun süredir hikâye kitabı yayımlamıyor. Bu kitabı da deneme türünden. Gazetedeki yazılarından oluşuyor. Düşünmeden okuyanlara hoş gelebilir ancak düşünerek okuyorum ve kitap beni yoruyor. Yapma diyorum, yapma. Oturduğun yerden itiraz etmekle, reddetmekle, yok saymakla sorunlar çözülmez. Küçüklüğümden beri insanların sürekli sistemden, kapitalizmden, teknolojiden, gençlerin bozulduğundan, kültürel yapının değiştiğinden vesaire dem vuruyor ve şikayet ediyor. Bazen hakaret... Mustafa Kutlu da bunu yapıyor. Denemelerin ekserisi böyle. Tarım toplumuna dönelim, ben teknolojiye karşıyım, diyor. Nasıl karşı çıkılabilir teknolojiye? Çok basit bir şekilde ifade edelim. Şu an pandemiden ötürü eğitim sistemi çok büyük bir yara almış durumda. Teknoloji olmasa tamamen sona erecek. Bir şey insanı rahatsız ediyor olabilir, ancak bunun çözümü onu reddetmek, yok saymakla olmaz. Antitez üretmekle olur. Evet, çok şey eskiden daha güzeldi. Lâkin eski eskidi artık. Yeni ne söylenebilir, ona bakmak lazım. Üretmek lazım. Üç yüz sene geriye gitmek hem fiziken hem ruhen mümkün değil. Çünkü buradayız ve bu ânı yaşamakla mükellefiz. Ya da bu ânı iyileştirmekle, yaşanır kılmakla. Sosyal medya gençleri olumsuz etkiliyor, kötü alışkanlıklara ve düşüncelere sevk ediyor. Evet, katılıyorum. Ancak sosyal medyayı yok saymak mümkün mü? Reddetmek? Bunlar rahatsız ediyorsa eğer, bunların karşısına gençleri geri kazanabilecek projeler ortaya atmak gerekmez mi? Kapitalizm berbat bir şey, kabul ediyoruz. Lâkin karşılığında neyin var? Ne yapalım hepimiz köye dönüp var olanı, olacak olanı, yaşamı yok mu sayalım? Karadeniz'in dağlık köylerinden birindeyim şu an. Memleketimde. Üç kardeşiz bir dönüm arazi bile yok. Ne yapalım biz köyde? Geriye dönmek düşüncesi çözüm olamaz. Daha ileri gitmek fikri çözüm olabilir. İslamî düşünürler, Yunan felsefesi düşüncesine karşı çıkmışlar, gitmişler, araştırmışlar, kendi dillerine çevirmişler ve yeni felsefe oluşturarak (İslam felsefesi) dünyayı etki altına almışlar. İşte bunu yapacak kudret var mı, mesele bu? Karşı çıkmakla olmaz, üretmekle olur. Atalarımızı örnek alacaksak önce üretimle almalıyız, diye düşünüyorum. Yok saymayı, yok saymak gerek.