Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

584 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
53 günde okudu
Özdemir Bey'e Mektup
Özdemir Asaf'ın bu kitabı nasıl incelenir, bilemiyorum. İçinde karşılıklı diyaloglar, günlüklerinden kesitler, belirli konu başlıkları içinde kısa yazılarının derlendiği bir kitabı bitirmiş bulundum. Ben sadece bu kitabın değil, Özdemir Asaf'ın da iyice tanınması gerektiğini düşünüyorum. Popüler kültürün dayattığı kısa, hatta tek kelimelik şiirlerinden öte bir insan kendisi. "Sen bakma, ben senin baktığın yönde olurum"lardan, "Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz"lardan çok daha öte bir insan var karşımızda. Türkçe'nin imkanlarını sonuna kadar kullanmaya çabalarken kendi ana dilini ("ana dil" ayrı yazılıyor, teşekkürler TDK) de mümkün mertebe koruyan bir kişi Özdemir Asaf. Çoğu kişi onu şiirleriyle tanıyor, gerisini de araştırmaya ihtiyaç duymuyor. Lavinia'dan öteye geçmeyen bilgiye sahipler ve bu kadarıyla tanımayı, sevmeyi yahut sevmemeyi uygun görüyorlar. Devamını getirmek, çağımızın tembelliği içinde çok ama çok zor. Bir şeyi biraz olsun sevelim, hemen "next" tuşuna basıp yenilerini sevmeyi/sevmeyip eleştirmeyi uygun görüyoruz. Çok hızlıyız, en hızlı biziz. Bütün videoları en yüksek hızda izler, 5 saniyelik bir reklam çıktığında duvara yumruk atıp sabırsızlanırız (elbette reklam çıkması hoşuma gitmiyor, kastettiğim şey sabredememek). Yalnızca yaşadığı çağın değil, bugünün Türkiye'si, hatta dünyası için çok değerli bir insan Özdemir Asaf. Bunu şiirlerinde değil, yazılarında daha iyi gördüm. Politikanın yalancı ve kandırıkçı yapısına o zamanlardan beri baş kaldıran, asilik ve huysuzluk yerine tepkisini kibarlık doğrultusunda sözcüklere döken bir kişi gördüm karşımda. Belirli bir görüşe sahip olan insanları ayrıştıran değil, hak yiyen, diğer insanlara durduk yere karışan herkese karşı durmaya çabalamış. Öyle ki, çalıştığı dergiden "Evladım, sen hep kısa şeyler yazıyorsun. Arkadaşlarına bak, uzun şiirler yazıyor." eleştirisini aldıktan sonra dergiden sessizce ayrılmak istemiş bir kişiden bahsediyoruz (bu bilgiyi okuduğum kitapta görmedim, en son paylaşacağım video linkinde kendisinden duydum). Yüreği güzel, r'leri söyleyemeyişiyle daha da tatlı duran adam, keşke değerin daha çok bilinseydi, keşke daha çok okunsaydın. Kitabı bitirdikten sonra burada 800'lerde okunduğunu görmek beni ne kadar üzdü, bilemezsin. O kadar saçma sapan kitaplar ne tirajlar yaptı senden sonra. Sen, hiçbir zaman ünlü olmaya çabalamadın, biliyorum. Kendi halinde yaşamayı seven, insanlara tepkini sadece ve sadece kağıda döken bir adam oldun. Türkçe'yi eğip büktüğün için eminim ki epey eleştiri de almışsındır, varsın alayım demiş olabilirsin. Bugünlerde yaşasan daha fazlasını alırdın. Bugünlerde her şey, çok ama çok fazla. Abartılan sevgilerimiz de, nefret ve öfkelerimiz de çok fazla. İnsanlık, çok fazla. Üç kitabını tek bir kitap halinde derleyip basmışlar, umarım sorun etmemişsindir. Ben üçünü de çok beğendim, ancak en beğendiğim ilk kitap olan "Yuvarlağın Köşeleri" idi. Yapma tanrı aşkına, yuvarlağın köşesi mi olur be adam?! Yaptırdın, oldurdun. Sadece dilin değil, mantığın karşısında da "şakacı" bir şekilde karşı durabildin. Yazılarında gördüğüm kadarıyla her zaman bilime ve sanata önem verdin, çok okudun. Atatürk sevgini de şiirlerinde görmemiş olsam da yazılarında görmüş bulundum ve sana olan saygım daha da arttı. Memurun hakkı olan zammı isteyip geri çevrilme durumunu, yazdığın trajikomik bir memur-işveren diyalogla belirttin (bu kısmı sonradan epey arasam da bulamadım, ama son 100 sayfa içinde olmalı. Bağışlayınız). Toplumsal olaylara sessiz kalmayıp, ironiyle harmanladığın üslubunla yazılarında işledin. Dilin imkanları demiştik, sahi, neden bu kadar karşıydın ünlü daralmasına? "Arıyor" yerine "arayor" neden yazdın? Başkası yapsa çok kötü dururdu, ama sende durmadı. Kalıpları yıkarken benim kalıplarımı da yıkmış bulundun. Eh, bu inceleme de mektuba benzesin bakalım. Kendisiyle konuşmuş, içimi dökmüş oldum bir nebze. Bu değerli adamı tanıyınız, sadece tek cümlelik şiirlerden ibaret birisi olmamalı. En sona da, yazı içinde bahsettiğim videodan, röportajdan bir kesit koyuyorum. TRT bunu 2 yıl önce, kendisinin ölüm yıl dönümünde paylaşmıştı. Bunca sene neden paylaşmadılar, bilemiyorum. Türklerin tarihini şahlandıran diziler çekmekle meşgul olma ihtimalleri yüksekti. youtube.com/watch?v=uJHz_hh...
Kırılmadık Bir Şey Kalmadı
Kırılmadık Bir Şey KalmadıÖzdemir Asaf · Yapı Kredi Yayınları · 20172,099 okunma
·
1.292 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.