Gönderi

456 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
47 günde okudu
Martin Eden genç, fiziken gücüyle her daim dikkat çeken, zorlu hayat koşulları içinde yetişmiş, buna ve getirdiği kavgalara dirençli biri. Etrafında kendi seçim iradesi dışında gelişen ve oturmuş koşullar sayesinde edindiği bir konuşma şekli, bir yaşam tarzı var. Esasen Martin bundan herhangi bir rahatsızlık duyduğunu hissetmezken ve zamanını yakışıklılığına ve gücüne hayran kızlarla geçirmekte olan bir delikanlı iken Ruth Morse isimli kız ile tanışması ile bakış açısı değişiyor. Ruth, kendisinin bulunduğu çevreden çok farklı şekilde, burjuva bir ailenin eğitimli bir kızı. Martin kendisinin fiziksel güzelliğinden, şimdiye kadar hiç öyle bir kız görmemişliğinden yani çekici gelen farklılığından ve 'okumuşluğundan' çok etkileniyor. Yakın bir duyguyla, bu kesimdeki insanların da saygın ve 'benzemeye değer' insanlar olduğu kanaatine varıyor. Ancak kitabı okudukça Martin'i tanıdıkça anlıyoruz ki bu tamamen kendisinin saf, bozulmamış mayasından karşıdakine yansımış bir yanlış anlamadan fazlası değil. Martin, aşık olduğu Ruth'a kendince layık olmak için kendini değiştirmeye çalışıyor. Kendinden üstte olduklarını zannettiği aile ve sosyal çevrelere uyum gösterebilmek için dilbilgisi, konuşma, sohbetlere katılabilmek için geniş bir bilim, edebiyat okuması yapıyor. Bunun için insan sınırlarını aşacak kadar çok çalışıyor. Bunları Ruth için yaptığını zannediyoruz. Ancak Ruth, her ne kadar Martin'i sevse de - ki Ruth'un daha önce hiçbir erkekle bir ilişkisinin olmadığını ve içinde hiç dokunmadığı arzular olduğunu okuyoruz, Martin'in o yapay çevre içinde tamamen doğal ve güçlü oluşu, yakışıklılığı bana asıl sebep gibi geldi. Kitapta aşık olduğunu belirttiğinden daha fazla Martin'in boynu ve kollarından bahsediyor -- dürüst şekilde söylemek gerekirse, şekle ve paraya düşkün bir aileden geldiği ve bu onun kodlarına işlediği için Martin ile evlenmiyor. Olaylar bundan sonra iş yönünden Martin lehine gelişiyor. Martin'in yazıları çok fazla satıyor ve neredeyse milyoner oluyor. Ancak Martin asıl amacından koptuğu için bunun mutluluğunu hissedemiyor ve günden güne artacak bir boşluğa sürükleniyor. Kitap, Martin'in intiharı ile sonlandı. Burada arkadaşı Brissenden'ın intiharının da büyük etkisi vardı. Bir okur olarak anladığım şu ki: Martin'in hayali ve dileği aşık olduğu kızın 'diğerlerinden' farklı olarak kendisini anlamasıydı. Anladıktan sonra başaracağına güven duyması da ikinci dileğiydi. Ancak burada Martin'in burjuva toplumuna yabancılıktan kaçırdığı bir şey var. Ruth'un en başlardaki harika tavırları kendisine karşı bir anlayış çabasından değil sınıfının sahtelik kültürünün ona öğrettiği nezaketten ileri geliyordu. Martin bir gönül insanı. İçinde aşkı çok yoğun hissediyor ve bunu anlatmadan da duramayacağı kadar parlak bir yeteneği var. Ayrıca hayat mücadelesinde de çok güçlü. Böyle birinin yazmaktan ve sevmekten başka çaresi zaten olamaz. Ruth'u bir yansıma olarak görüp ona içindeki aşkı yüklediğini düşünüyorum. Martin'in özü kendini anlatmak istiyor, anlaşılma isteği diğer tüm isteklerinden daha çok içini kaplıyor. Bunun ona en uygun yolu olduğu için de yazmak istiyor. Yazmak için bir şeye mutlaka aşkla bağlılık gereklidir. Bu soyut, görünmez şeyin bir bedene ihtiyacı olacaktı. Ruth hikayeye uygun şekilde farklı, ilk kez karşılaşılan, dikkat çekici bir figür ve bedenen dikkat çekici bir genç kızdı. Martin içinden Ruth'un bedenine yansıyan ve onda somutlaşan kendi aşkını sevdi. Çünkü bu ruh sayesinde yazıyordu, amaç buluyordu. Asıl Ruth, burjuva Ruth'tu ve onu sevmemişti. Zaten öyle bir gönül insanı sahtelikten hoşlanmaz, insan olmanın zaafiyetiyle tutulabilir ama bu sadece bir yanılgı olur ve kendisine iyi şeyler kazandırmadığı gibi çok şey kaybettirir. Paralel bir evrende; Ruth eğer sevgilisinin 'ev'ine benzer bir evde büyümüş olsaydı, onu ağlatan ve güldüren şeyler Martin'inkilerle benzer olsaydı o zaman Martin'in mücadelesi anlam kazanırdı ve aşkları da beklenen haline kavuşurdu. Martin her şeyden sonra bunların farkına vardı. Anlaşılmadığını kabullendi ve bu onun sonu oldu. Bozuk ağızla konuşan, hiç kitap okumamış bir denizci olarak Lizzie ile evlense belki mutlu veya en azından kesinlikle gerçekten sevilmiş olarak ölebilirdi. Karakterleri çok sevdim, güzel hikayeydi.
Martin Eden
Martin EdenJack London · Kaldırım Yayınları · 201793,2bin okunma
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.