Gönderi

536 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 8 days
"Şey mi dostum; yine Dan Brown yine ben.."
youtu.be/h0UTh4jpxjY "Aramızda yaşanacak, yarım kalan bir şeyler var; Gitme dur, daha şimdiden deliler gibi özledim.." Düşündüm. Kitabı okurken ortalarından itibaren düşünmeye başladım. Belki de ilk defa bir incelemeye nasıl başlasam diye bu kadar uzun süre düşündüm. 4-5 kez Notlarım kısmına bir şeyler yazıp sildim. Düşünmeyi artık bırakınca bir şarkı duydum. Durumumu daha güzel anlatacak bir şeyi günler boyu düşünmeye devam etsem yine de bulamayacağımı anladım. Herkesin mutlaka geç gelmiş bir şeyleri olmuştur. Kimi için geç gelen sevgili, kimi için geç gelen para vesaire vesaire. Sorgularsınız hep, bu zamana kadar nerdeydin, gözlerim görme şerefine erişemedi seni. Bu zamana kadar nerdeydin, kulaklarım duyma şansından mahrum kaldı sesini. Uzar da gider bu böyle. Dan Brown.. Geç gelen sevgili.. 21 yaşımdayım lakin zannedersin ki binlerce yıldır senin hasretinle yaşayıp durmuşum. Aradığım ne varsa sendeymiş. Boşuna bu dünyada kendimi yormuşum. Monoton sevdalar peşinde koşmuşum. Seneler boyu bana ait olmayan şeylerle kendimi avutmuşum. İllimunati, Masonluk, Din, Komplo Teorileri, Derin Devlet, Bilim, Sanat, Tarih; her şeyi harmanlayıp sunmuşsun da ben gidip başka sevdaların peşine koşmuşum. Bu da uzar gider böyle.. Dünyalılar, böylelikle seriyi bitirmiş oldum. Diğer bir tabirle ki tabir caizse şayet hatim etmiş oldum. Aslında kitabı okumaya başlamadan önce bayağı korkuyordum. Korkarak okudum kitabı. Bu kadar güzel  başlayan ve devam eden serinin kötü bitmesini bu aslan yüreğim kaldıramazdı. Lâkin kitabın final kısmını çıkarırsak korktuğum başıma gelmedi. Aslında gelmesi de pek ihtimal dahilinde değildi. Kitabın arka kapağında öyle bir yazı ile karşılaşıyorsunuz ki, daha iki cümle okumadan kitabın içinde buluyorsunuz kendinizi. "Kim olursan ol, Neye inanırsan inan, Çok yakında her şey değişecek." Kitabın öykü konusu ile ilgili pek bir şey yazasım yok. Verdiğim bilgiler kitabın bazı kısımlarda iştahınızı kaçırabilir. Bu hataya ben düştüm lakin sizlerin düşmenizi istemem. Lâkin şunları biliniz: Edmond Kirsch Yüce Profesörümüz Langdon'ın eski öğrencisidir. Bir bilgisayar dehasıdır. Alanında bayağı ünlüdür. Aynı zamanda ateisttir. Yapay zeka alanında çok büyük araştırmalar yapmıştır. Yapay zeka robotu Winston'a acayip şekilde ısınacaksınız ve hayran kalacaksınız. Kirsch insanlığın başlangıcı ile ilgili nerden geldik, nereye gidiyoruz sorusunun cevabını bulduğunu ve tüm alanında etkin, özel kişileri aynı zamanda tüm dinlerin önemli isimlerini davet ettiği bir sunumla  bunu anlatacağını açıklar. Bu sunuma elbette Robert Langdon da davetlidir. Ve macera diğer kitaplarda olduğu  gibi bir davetle başlar..   Hepimiz mutlaka düşünmüşüzdür; Hepimiz sorgulamışızdır. Ben çok sorguladım. Hâlâ da sorgulamaya devam ediyorum doğrusu. Nereden geldik, nereye gidiyoruz? Yaşam neden var? Trigonometri neden var? Bu dünya bir imtihan dünyası mı, aptallar da bizi sınamak için mi var? Bla bla bla.. Kitap da bunun üzerine kurulmuş Dünyalılar. Bundan mütevellit kitabın ismi de Başlangıç. Başlangıç, insanlığın nasıl var olduğunu, nereden geldiğini ve insanlığın sonunun nereye gittiğini anlatmaya çalışmaktadır. Dinlerin neden oluştuğunu, nasıl ortaya çıktığını, artan teknoloji ile dinlerin yok olacağını vurgusu yapılmaktadır. Dan Brown Bey'imiz kafaları kurcalamayı pek sever. Kitapta da sürekli bu cümleyi okursunuz farklı sayfalarda. Nereden geldik, nereye gidiyoruz? Yaratılış'a mı inanıyorsunuz yoksa evrime mi? Bu konudaki fikrimi söylemek istemiyorum lakin kitabımızın başkahramanı Yüce Profesör Robert Langdon'ın yönelttiği bir soruyu ben de sizlere sormak istiyorum: Fizik kanunları bir canlıyı yaratacak güçteyse bu kanunları kim yarattı? Dan Brown Bey'imiz kitaplarında sürekli gezdirir bizi. Bizi gezdirdiği yerlerin güzel ve gizli yönlerini anlatarak iyice besler. Kendimizi oranın vatandaşı gibi hissederiz. Ardından da odamıza bırakır. Bu kitapta bizi seyahate çıkardığı ülke ise İspanya. İspanya'nın görülmesi gereken yerleri hakkında bizlere bilgi vermiştir. Dönemin İspanya Yönetiminden detaylı şekilde bahsetmiştir. Dan Brown'un kitaplarının konusu genelde Din-Bilim-Sanat-Tarih dörtgeninden oluşur. Bu dört öğeyi mutlaka işler. Özellikle Din konusundaki düşüncelerini bu kadar cesurca söylemesine hayranım. Da Vinci Şifresi kitabının ardından Hristiyan dünyasında adeta ortalığı birbirine katan Dam Brown'u Vatikan kara listeye almıştı. Bu kitabı yine böyle cesur cümleler üzerine kurarak, dine adeta çomak sokarak bir kez daha kendisine hayranlık uyandırttı. Yalnız neden hâlâ öldürmediler merak etmiyor değilim. Bizim ülkemizde böyle bir şey söz konusu olsa sonuç net şekilde bellidir.. Kitapta Yapay Zeka konusu çok işlemiştir Dan Brown. Teknolojinin ilerlemesinin getireceği sorunlara değinmiştir. Teknolojiye bu kadar merakı olmasına rağmen kitaplarını yazarken araştırmalarının sonrasında kendisini kapattığını söylemişti bir röportajında. İnternetin dahi olmadığı yerde yazdığını söylemişti. Çok garibime gidiyor bu. Gerçi neyi normal ki bu adamın.. Kitapla ilgili canımı sıkan tek şey ise finali. Öyle bir yüksek doz verdi ki Dan Brown, final kısmı tatmin etmedi. Kitabı okumayan birisine sadece finalden bahsettim ve etkileyici buldu. Belki de öyledir ama kitabın içersindeki olaylardan sonra çok daha ütopik bir final beklerdim açıkçası. 9 puan verecektim bundan dolayı kitaba lakin kırgın ayrılmayı istemedim. Kendisine bir hayranı olarak mektup yazabilme imkanım olsa ve Dan Brown bunu okuyabilse ona yazacaklarımla sizlerden ayrılmak istiyorum. Selametle kalınız. "Ah Dan Brown; benim az şerbetli şekerparem, benim buzlu kolam.. Robert Langdon'la yaşatmış olduğun maceralarda hep seninleydim. Senden 1 cm bile uzaklaşmadım. Senin dışında bir tek Galatasaray'ı düşündüm. Sahura kadar ki bütün vaktimi sana ayırdım lakin artık veda vakti.. Ben ki vedalardan hiç hoşlanmayan birisiydim seni tanıyana kadar.. Şimdi defol git, bir daha gözüm görmesin seni. Duygu hırsızı, beyin kemiren kurtçuk, defol git şimdi kendi Cehenneminin dibine,orada geber. Ufak bi anekdot: Şu ana kadar sen hep ters köşeye yatırdın beni, bu sefer de ben yatırmak istedim. Şimdi seni gerçekten okuduğuma ikna olmuşsundur. :D "
Başlangıç
BaşlangıçDan Brown · Altın Kitaplar · 201722.4k okunma
··
530 views
Sultannn okurunun profil resmi
Ellerine sağlık. Çok güzel olmuş. Lakin bazı konularda bir büyüğün olarak seni uyarmak isterim :) Sen şimdi, aradığım ne varsa sendeymiş diyorsun ya, bu cümleyi 30 yaşında başka bir yazar için kullanacaksın. Dan Brown'a yazdığın mektubu okuyunca, aklıma Nâzım ve Piraye geldi. Nâzım, Piraye'den şekerli mektup almayı ne çok istemiş. "Şekerparem" kelimesini okuyunca aklıma geldi birden :)
Kadir Tribbiani okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Hocam. Evet, hakkınız var; öyledir muhakkak. Lakin bu tür gizemli konulara oldum olası merakım vardı. Bundan mütevellit böyle düşündüm. Nâzım ile bir benzer noktamız daha varmış öyleyse :)
Sibel okurunun profil resmi
Bu metni bir ileti olarak okusaydım, Kadir çok sevdiği sevgilisine veda mektubu yazmış derdim. Sevgi, sevgiden doğan sitem ne ararsan var. :) Emeğine sağlık.
Kadir Tribbiani okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Sevgili Sibel. Önce bir sevdiğim olsun, veda mektubu kolay. :D
1 next answer
AlegriA okurunun profil resmi
Efsane yazar Dan Brown ‘ a yakışır bi inceleme olmuş. 👏🏻👏🏻👏🏻
Kadir Tribbiani okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Hocam. Beğendiyseniz ne âlâ :)
2 next answer
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.