Gönderi

147 syf.
·
Not rated
·
Read in 9 days
Yeni kitaba taze yorum :)
Mustafa Kutlu 'nun adına vurulduğum yeni kitabı: Akıntıya Karşı. Peki nedir bu akıntı? Kitabın genel tavrından da çıkarabiliyoruz maksadı ama kıymetli yazar, kitabında şöyle açıklıyor: " Efendim; bu 'Akıntı' kan içici kapitalizmin tüm dünyayı önüne katıp sürükleyen boz bulanık ve karanlık selidir, sömürü düzenidir." Bu karanlık sel'e, bu düzene "Karşı" olanların da kimler olduğunu söylüyor kitapta yazar: "Âmentü'ye inananlar!" İşe nereden başlamalı diye soracak olursak ona da şöyle bir açıklık getiriyor: "Tüketim toplumuna direniş, akıntıya karşı dik durmak; dirilişin ilk adımıdır." Kitabın içeriğine dair özet, yukarıdaki gibidir. Şimdi biraz da Akıntıya Karşı'dan bana kalanlara bakalım: Kitabın türüne değinmek istiyorum öncelikle. Dergâh "Deneme" demiş ama sadece deneme demek eksik kalır. Çoğu yerde sohbet ve fıkra özellikleri öne çıkan bir fikir sepeti âdeta Akıntıya Karşı. Kitabın öyle bir çekim gücü var ki kitabı okurken yakınılan özelliklerdeki akıntıda sizin de sürüklendiğinizi fark ediyorsunuz. "Bu gidiş nereye?(Fe eyne tezhebûn?)" sorusunu sık sık yineliyorsunuz. Kitapta bazı metinlerin serileri mevcut. Sosyal Medyanın İç Yüzü 1-2-3 gibi. Bu tarz metinler hem devamlılığı hem içeriğin farklı boyutlarını görmemizi sağlıyor. Kitapta güzel öneriler de bulunmakta. Sosyal Dilemma adlı bir belgesel filmden ve bu yapımın içeriğinden, yorumlarından bahsediyor yazar. Ben de daha kitabı bitirmeden bu yapımı seyredenlerdenim, tavsiyedir. Mustafa Kutlu'nun derdinin bir kısmı hatta büyük bir kısmı, toprağa dönüş ve kanaat toplumu oluşturmak meselesidir. Bu fikrini şaşırtıcı şekilde destekleyen bir yapımdır daha demin bahsi geçen belgesel film. İşin mutfağında olan insanlardan kabul etmekte zorlanacağımız hayatî gerçekleri öğreniyoruz. Kitabı bitirmeden üzerine bir de bu yapımı seyretmek Mustafa Kutlu'nun ne kadar öngörü sahibi olduğunu ve isabetli bir konuda kalem yorduğunu, mücadele ettiğini bir kere daha fark etmemi sağladı. Kitapta durulan önemli bir başka mevzu ise "DİL". Dilini kaybeden, kendini kaybeder; diyor yazarımız. Dilimizin yapısını bozmayarak ve gelişimi için özelliklerini muhafaza ederek onu, dış etkenlerden korumalıyız. Kitapta şöyle bir örnek geçiyor: Bir futbol yorumcusu takımda bir mental yorgunluk var,bu kesin; diyor. Zihniyet ve zihnî kelimeleri dilimizden süklüm püklüm ayrılıp unutuluyor." Bu örnek benim için çok isabetli çünkü son zamanlarda zuhur eden ve duyduğumda kulağımı tırmalayan, gözümü rahatsız eden bir kelime; mental. Önümüze gelen her kelimeyi dilimize alarak onu geliştirip zenginleştiremeyiz önce dilimize uygun hâle getirip sonrasında kullanıma sunmalı ve bizdeki karşılıklarını yoklamalıyız. Mustafa Kutlu'nun diğer okuduğum kitaplarına nazaran burada daha da vurguladığını düşündüğüm dil hassasiyeti mevzusundaki tavrı bana -Rabbim ömrünü uzun etsin, adedini artırsın- Yavuz Bülent Bakiler'i anımsattı. O da aynı dertten mustarip ve aynı mücadelenin yorgunu. Burada bu konudaki duruşları o kadar benziyor ki Kutlu da yazılarında dilimize başka dillerden geçen kelime listelerini vermiş ve TDK'ye bu kelimelerin bir kısmını düzenlemesine dair çağrıda bulunmuş. Kitabın okunuşu için ise gittikçe okuru daha çok içine çekiyor diyebilirim. Kitapla ilgili olumsuz olarak diyebileceğim iki şey var: 1.Bazı konularda tekrara düşülmüş ama diğer kitaplarındaki metinler ile bu kitaptaki metinler arasında. Bu, hatırlatma olarak da yorumlanabilir tekrara düşmek olarak da bana ikinci kısmı daha baskın geldi. 2.Yazım ve noktalama hataları. Sevdiğim kitapların biçim özelliklerindeki bu eksiklik beni daha da üzüyor ama bu sadece bu kitaba veya yayına özel bir durum değil. Ne yazık ki bu yazım ve noktalama konusunda beni olumlu düşündüren ve şu an aklıma gelen hiçbir yayın yok. Detaya takılmak sonra düşünülecek iş olsun en azından temel kurallarda yormasın bizi yayınlar. Bundan sonrası için temennimiz, inşallah bütün yayınların bu konuya biraz daha titizlikle yönelmeleri olsun. Özetle Mustafa Kutlu'dan tavsiye etmeyeceğim bir kitap şu ana kadar hiç çıkmadı, bundan sonra da çıkacağını hiç düşünmüyorum. :)) Böyle yazarların sayıları da kitapları da hatta okurları da artsın inşallah. "Akıntıya Karşı" dik durmaya çalışanlar olarak işimiz çok zor ama imkânsız değil!
Akıntıya Karşı
Akıntıya KarşıMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 2021318 okunma
·
59 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.