Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

2/10 puan verdi
Belli ki yazarın hemcinsine karşı bir garezi var.
Nereden başlasam bilemiyorum. İtiraf edeyim, Bridgerton'u (guilty pleasure olarak kabul edebilirim) bir günde izleyip bitirdikten sonra bi' göz atayım dedim. Az kalsın parama kıyıp tüm seriyi alacaktım. İyi ki almamışım. Bu nedir ya? Kitap beni Anthony'den bir güzel soğuttu. İkinci sezon için cast açıklandığında hayranların Kate'i tapar gibi anlattıklarını gördüğüm için direkt birinci kitabı es geçtim. Zaten birinci sezonu da Daphne ve Simon için izlemiyordum, onlar da ayrı bir uyuz ikiliydi. Ama bunu okuduktan sonra diziyi bir daha izler miyim bilemiyorum. Anthony'den başlamak istiyorum. Buraya yazamayacağım çok fazla şeyi geçirdim içimden okurken. Adamdaki kafaya bak. Taparcasına sevdiği babası kendi yaşlarında öldüğü için kendisini de yakında öleceğine inandırmış, bu yüzden elini çabuk tutup evlenmek ve arkasında bırakabileceği bir erkek evlat sahibi olmak istiyor. Ha önemli bir detay var ki, kendisi toplumda beğenilen, güzel, aklı başında bir kızın peşinde ama aşık olmak için değil. Kızı bulayım, evleneyim, o çocuğuma bakarken ben de başka kadınlarla gönül eğlendireyim diyor. Açık açık hem de! Bulduğu kız, ana karakterimiz Kate'in kız kardeşi Edwina. Edwina kitabın başında ablasına entelektüel tiplerden hoşlandığını anlatırken ne ara hödük Anthony'i kabullendi, bunu da anlamış değilim. Ayrıca ilginçtir ki, kendi hislerini ve fikirlerini tamamen hiçe sayıp, evleneceği adama tamamen ablasının karar vermesini istiyor. Bunu duyan Anthony de tabii Kate'in kanına girmeye çalışıyor. Ama bu sırada ikisi birbirinden etkilenmeye başlıyorlar. Yazar buna gerçek aşk demiş ama ben mezhebi genişlik olarak nitelendiriyorum. Kate de kitabın başında Anthony'den nefret eden, asla kız kardeşiyle evlenmesine izin vermeyen, adamdan tiksinen bir kızdı. Yazarken bile sinirim bozuluyor, kızım sana noldu da bu adamı öpecek kadar düştün? Anthony önceki kitapta kız kardeşine gelen hiçbir talibi beğenmezken, kimseyi ona layık görmezken nasıl böyle iğrenç bir adama dönüştü? Bunu da geçtim, bir de şiddet yanlısı. Öh. Bu karakteri artık değil Jonathan Bailey, Sebastian Stan oynasa bile izlemem (ki tabiri caizse dibimin düştüğü bir aktördür). Dizinin en büyük düşmanı kitaplarmış meğer. Okumak için kendimi zorlamam gerekti, o da kitapları yarım bırakmaktan nefret ettiğim için. Ama Anthony'nin gündüz Edwina'nın peşinde koşarken, rüyasında Kate'le yattığını gördüğü bölümde pes ettim. Yazar ablamızın acil bir doktora görünmesini tavsiye diyorum. Resmen ikinci bir Grinin Elli tonu vakasıyla karşı karşıyayız. En üzücü tarafı da yazar ablamız belli ki Anthony'i yazarken gerçekten iyi bir iş çıkardığını düşünmüş. Yazık. Kısacası yine aşktan deli gibi kaçıp cinselliğe sığınan, aslında çok katmanlı bir karakter olduğuna inanmamız beklenen, özünde çok romantik olan o yakışıklı erkek karakterin, kendisinin çok aklı başında olduğunu iddia ettiği, burnu havada, "ben senin ne mal olduğunu biliyorum" ayağı çeken yarım akıllı kadın karaktere vurulma hikayesi. Gerçekten çok hayal kırıklığına uğradım. 20 yaş altı okurlara sesleniyorum: Okumayın ablacım. Aşk, evlilik, tutku böyle şeyler değiller. Kafanızı kullanın. Kate gibi olmayın.
En Çok Beni Sev
En Çok Beni SevJulia Quinn · Epsilon Yayınları · 20191,422 okunma
·
112 görüntüleme
Anıl Coşkun okurunun profil resmi
bu eleştiriden yola çıkarak amy harmon - tersyüz kitabı tam sizin için biçilmiş kaftan,saygılar.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.