Gönderi

Quid terras alio calentes Sole mutamus? Patria quis exul Se quoque fugit? ''Neden başka bir güneşin ısıttığı bir ülkeye gitmeyi istemeli? Vatanından çıkarak, kim kendinden kaçabilir?'' (Horatius, Güfteler, II, XVI, 18) Kendini ve ruhunu bunaltan ağırlık hafifletilmezse, çalkantı kendini daha çok hissettirecektir; istiflendiği zaman yüklerin bir geminin manevrasını daha az engellemesi gibi. Hastanın yerini değiştirmekle, ona iyilikten çok kötülük yapılır. Bir çuvala tıkar gibi, kötülükleri çalkalamak onları daha fazla üst üste yığar sadece; aynı biçimde, kazıklar hareket ettirildikçe daha derine batar. Bu nedenle görülüyor ki, halktan uzaklaşmak yeterli olmaz, yer değiştirmek de yeterli değildir; gerekli olan, halkın içinde olduğu davranışlardan uzak durmaktır: Kendi içine kapanmak ve kendini bulmak gerekir. rupi jam vincula, dicas: Nam luctata canis nodum arripit, attamen illi, Cum fugit, a collo trahitur pars longa catenae. ''Prangalarımı kırdım diyeceksiniz. Evet, uzun çabalardan sonra zincirini kıran köpek gibi; ama o kaçtığında bunun uzun bir parçasını boynunda sürükler.'' (Perse, V, 158) Prangalarımızı kendimizle birlikte götürüyoruz. Mademki geride bıraktıklarımıza hala bakıyoruz ve kafamız bunlarla dolu, öyleyse tam bir özgürlük değildir bu. Nühil purgatum est pectus, quae praelia nobis Atque pericula tunc ingratis insinuandum? Quantae conscindunt hominem cuppedinis acres Sollicitum curae, quantique perinde timores? Quidve superbia, spurcitia, ac petulantia, quantas Efficiunt clades, quid luxus desidiesque? ''Ruh arınmadıysa eğer, nice savaşları ve nice tehlikeleri yararsız göğüslemiş olmaz mıydık? Nice acı kaygılar tutkularının pençesinde insanın bağrını parçalar, nice korkular da! Gurur, uçarılık, öfke, onlar kaç felaketi peşlerinden sürüklemez ki? Kaç sefahat ve tembelliği? (Lucretius, V, 44) ''Kötülüğümüz ruhumuzdadır bizim; kendinden kaçıp kurtulamaz;'' In culpa est animus, qui se non effugit unquam. (Horatius, Lucillas'a Ahlaki Mektuplar, I, XIV, 15) Bu yüzden onu götürmek ve kendi içine yeniden hapsetmek gerekir; gerçek yalnızlık budur; kentlerin göbeğinde de kralların saraylarında da erişebilir ona. Ama sapa yerde bu daha da kolay olur. Tek başına yaşamak ve dolayısıyla başkalarından vazgeçmek zorunda kaldığımız zaman, hoşnutsuzluğumuz sadece kendimize bağlı olması gerekir; bizi başkalarına bağımlı kılan tüm bağları koparalım, gerçekten tek başımıza yaşamayı başarmak ve ondan keyif almak için kendi üstümüze alırız bunu. *denemeler 1
Sayfa 310 - Say YayınlarıKitabı okudu
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.