Gönderi

Son zamanlarda dikkatimi çeken iki peşin bilgi üzerine dünündüm. İlki, işyerinde dedikodunun sebebi iş yoğunluğunun az olmasından kaynaklanır; ikincisi, kadın dırdırı üzerine. Haliyle sosyal medyada da sık sık haber akışıma düşüyor bu konular hakkındaki aforizmalar falan. İşyerindeki dedikodu hakkında düşünürken kendimi gözlemledim. Gençliğimden beri özel sektör dahil pek çok işyerinde çalıştım. Normal şartlar altında dedikodu yapmayan biriyim, öyle sanıyorum, sanıyordum. Sonra baya baya dedikodu yapmaya başladığımı fark ettim bazı durumlarda. Şunu fark ettim. Tapu Müdürlüğü gibi işerin çok ama çok yoğun olduğu zamanlarda bile dedikodu yaptık. İş yoğunluğu buna engel değil. Peki neyin, kimin dedikodusunu yaptık? Düğüm aslında burada: Tutarsızlık karşısında, tutarsız personeli, yöneticiyi, müdürü vs. eleştirdik. Tutarsız yönetim çalışan kişiyi güvensiz hissettirdiği için elinde olmadan kendi konumunu korumaya almak, savunmaya geçmek gibi maksatlarla bilgi toplamaya yöneliyor. Bunun en kolay yöntemi de dedikodu. O ne demiş, niye böyle davranmış, neler oluyor, senin yorumun ne, falan filan. Vesselam işyerinde bugünlerde de yaşadığımız bir takım sıkıntıların ardından, çalışanlar arasında dedikodunun arttığına şahit oldum. Dedikodunun önü alınmak, şiddetinin azaltılmasını sağlamak isteniyorsa, çalışanların güvensizliğinin ortadan kaldırılması gerekiyor. Çünkü dedikodu yoluyla bilgi toplamak, asılsız iddiaların da yayılmasına neden oluyor. Bu da dedikoduyu körüklüyor. Kısır döngü. Yönetim açık ve net olmalı. Bir çalışan için işleyen kural herkes için de uygulanmalı. Yazısız kurallar tutarlı olmalı vs. İkinci konuya gelirsek; kadın dırdırını her ne kadar erkekler espiri konusu yapıyorlarsa da, bunun kendileri için bir nimet olabileceğini bilmiyorlar. Farkında değiller. Daha önceleri dırdır yaptığı halde artık dırdır yapmayan bir eşiniz varsa, muhtemelen o kadın sizin için savaşmaktan vazgeçmiş demektir, sizi kazanma gibi bir derdi kalmamıştır. Kadınlar bir dertleri olduğu zaman konuşurlar, maksatları akıl almak değil dertleşmektir, kendilerini ifade etmektir. Bunun çünküsünü sonra konuşuruz belki. Kadın dırdır yoluyla size bir yardım mesajı yollar aslında, dırdırın alt metninde “ihmal ettin beni” falan yazıyor belki. Siz onu duymazdan gelmeye ve bunu sadece bir kadın dırdırı olarak görmeye devam ettikçe kadın susmaya başlar. Sizin dikkatinizi çekmek için kullandığı silahını (dırdırı) atar, pes eder. Belki yanınızda kalmaya devam eder ama... vesselam, eşiniz hala susmamışsa, ilişkiniz için büyük umutlarınız da var demektir. Kadının dırdırı bir nimet olarak görülmeye müsaittir. Sesli düşündüm tabi. İfade edebildim mi bilmiyorum. Söylemesem de olurdu ama söyledim. Selametle.
·
103 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.