Gönderi
Çılgın Sade
Söylendiğinde kulağa hoş gelen sözcükler vardır: Sevgi, saygı, hoşgörü ve erdem... Bu kelimelerin anlamlarında sabit bir “olumluluk" yatar. Kötülük, cinayet, ölüm, yok olma sözcüklerindeki olumsuzluk gibi... İşte Sade bu durumu tepetaklak hale getiriyor. Sıkça kullandığımız, hayata bakış açımızda çok önemli bir yere sahip olan bu değerlerin Sade'ın bakış açısından nasıl göründüğünü öğrenmek için okudum bu kitabı.
Peki neden öğrenmek istedim? Sıkça kullandığınız kelimeler veya değer verdiğiniz ögelerle ilgili aslında gerçekten ne hissettiğinizi merak ettiğiniz oldu mu? Sevdiğiniz bir kişiyi ya da herhangi bir şeyi neden sevdiğinizi düşündüğünüzde kendinizle ilgili rahatsız edici gerçeklerle karşılaştığınız oldu mu? Kendi inanç ve düşüncelerinizin temeline indiniz mi ya da düşüncelerinizin emanet gibi üstünüzde ağırlık oluşturduğunu, aslında size ait olmadığını fark ettiğiniz oldu mu? Ben tüm bunları yaşadım ve aykırı bir düşünüş, bambaşka bir bakış açısının varlığını hissetmek istedim ve yanlış ya da doğru mu yaptım buna şu an karar veremesem de, bunun için Sade okumaya karar verdim ve Sade beni çoğu zaman rahatsız etti, çünkü kendi değerlerimle ilgili ağzına geleni söyledi, tabi kendi gerekçelerini detaylı bir şekilde sunarak. Kimi zaman rahatlattı, hatta evet daha çok rahatlattı, kişiliğimi, özümü ön plana çıkarmamın önemini tamamen farklı konulardan ele aldığı için...
Baş kahramanımız, kitabın adından da anlaşılacağı üzere, Juliette... Bu karakter üzerinden, erdemsizliğin övgüsü yapılır. Juliette, tüm ahlaki kuralları reddeden, toplumun tüm değer ve düşünce yapısına aykırı, cinselliğini en uçlarda, cinsellik içgüdüsünün onu götürdüğü her hazzı ve isteği hiç korkmadan, çekinmeden, özgürce gerçekleştiren güzel bir kadın. Yani Sade, tüm düşünce ve değer sistemini Juliette karakteri üzerinden somutlaştırmış anlayacağınız. Onun dışında, bazen sayfalarca süren, bazen önemli bir tartışmanın ortasında birden patlak veren, çok detaylı bir şekilde açıklanmakla birlikte, cinselliği en uçlarda ifade eden sevişmeler kitap boyunca yer alıyor.
Kişinin cinsellik içgüdüsüyle ilgili Sade, çarpıcı fikirlerini her fırsatta dile getiriyor, hatta bazı fikirleri birçok kez tekrarladığı için sıkıldığım küçük anlar oldu. Cinselliğin özgürce yaşanabilmesini, bekaret mevzusunun insana acı çektiren bir durum olduğunu, tüm bunlar üzerinden hayatta önemli şeylerin başında kişinin tüm haz, mutluluk ve istekleri peşinde korkmadan ilerlemesi gerektiğini savunuyor Sade. Buraya kadar evet, sorun yok fakat olay dediğim gibi çoğu zaman aşırılığa kaçıyor...
Sade'ın okuduğum ilk kitabıydı fakat ben Sade'ın tüm fikir ve düşünce yapısını bu kitapta gördüğümü düşünüyorum. Çünkü gerçekten birkaç konuyla sınırlandırmamış kendisini. Toplum içerisindeki sınıfsal sistemden, cehennem korkusuna; ikili ilişkilerden ekonomik yapıların hakimiyetine; güçlülük-zayıflılık durumundan, ahlaki kuramların kişi veya toplum üzerindeki etkisine kadar birçok şeye içinden ne geliyorsa açık açık konuşup, el atmış.
Özellikle, din, ahlak ve Tanrı üzerinden yaptığı aykırı yorumlar, hatta dinin aslında kötülüğe ve acıya sebep olduğunu düşünen yazar, asıl gücün ve mutluluğun tamamen doğada olduğunu savunur. Kitabın da asıl amacı olan erdemsizliğin ve kötülüğün övgüsü yapılır çünkü dünyada kötülüğün hüküm sürdüğü, her zaman böyle olacağı, iyiliği tercih etmenin her zaman acı getireceğine inanılır. İnsan eseri tüm yasaların, kuralların ve değerlerin sadece acı getirdiğini; kişinin tamamen doğa yasalarına bağlı kalmasını, kendi istek ve düşüncelerinde belli kuralları tanımaması gerektiğini savunuyor. Her şeyi eleştiriyor, her şeyi fırlatıp atıyor, hatta kişinin mutluluğunu olumsuz anlamda etkileyecek en ufak bir şeyden nefret ediyor. Çünkü yazarın mutluluk anlayışı, “doğru” anlayışı, alışılmışın çok dışında... En başta bahsettiğim kavramlarla ilgili bakış açısı ise, birçok konu üzerinden, özellikle cinsellik üzerinden oldukça ilginç bir şekilde dile getirilmiş. Cinsellik üzerinden sınıfsal sistemi ele alması, kitabın bana göre en başarılı kısmı.
Kitabı okumanızı tavsiye etmek gibi bir duruma girebilir miyim peki? Hayır, girmem çünkü Sade gerçekten anlaşılması, psikolojisinin irdelenmesi ve hatta çoğu konuda tahammül edilmesi zor bir kişilik. Karşılaşacağınız cümleler: Hayatın içinde edindiğiniz değerler, düşünceler ve inançlarla ilgili bakış açınızı düşünmeye sevk edecektir. Yetersiz ve karışık bir inceleme olduğunun farkındayım, bir yandan kitap bittiği için de üzgünüm.
Çok gereksiz bir inceleme oldu galiba...
·
443 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.