Gönderi

269 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
İhsan Oktay Anar'ın kitaplarını kronolojik olarak okumaktayım. Bunu yaparken hocanın gelişimini ve başarısını ayrıca gözlemleyebiliyorum. Bir önceki kitap Amat, denizcilik dünyasına dair bir hikaye idi. Suskunlar ise musikinin, musikiye duyulan aşkın, sessizliği de kapsayan seslerin, insana üflenen nefesin, iyilikle kötülük arasındaki kavganın romanı. Kitapta her zamanki gibi yazarın bol bol tasvirleri mevcut. Zaman makinesine binseniz o eski İstanbul'un sokaklarını hiç yabancılık çekmeden gezebilirsiniz. Bu sefer biraz fazla olmuş gereksiz gibi hissettiğim detaylar da var. Ama ustanın işine tabi ki de karışılmaz. Roman içeresinde geçen ve daha sonra birbirine ustaca bağlanacak çok zengin, mizah yüklü ve şaşırtıcı bir hayal gücünden fışkıran hikâyelerden oluşuyor. Romanın başarısındaki belki de en önemli etken de kullanılan iç içe öyküleme tekniğinin neredeyse kusursuz olmasıdır. O kadar çok kişi ve mekan zenginliği var ki kitabı özetlemek neredeyse imkansız bu yüzden özet bekleyenler kitabı okusalar daha iyi olur. Üstelik bu sefer felsefe ve tarih dışında polisiye de var. Romanda her zamanki gibi metaforlar var. Bu sefer bombardıman seviyesinde olmuş. Ara ara kahkaha attıran bölümler okuma zevkini bir adım öteye götürüyor. Günümüz politikacılarına, bağnaz cemaatçilere de aslında sizin tarikat dediğiniz yozlaşmış oluşumun bilinen geçmişini net bir şekilde anlatıyor Pereveli İskender karakteriyle. Nasıl ki günümüz tarikatçıları Musevi tarzı zikirleri ile ön planda ise Pereveli İskender aslında İsa peygamberi öldürmeye çalışan güruhun lideri olarak görüyoruz. Öncesinde Zahir'in "içinizden biri beni gammazlayacak" demesi ve devamında linç ediliş şekli tam anlamıyla metaforun resmini şüphe duymayacak seviyeye getiriyor. Eflatun'un malum sesin kaynağını arama sürecinde bir insansı ve ilahı taraf bulunur. Eflatun, bu süre boyunca 7 kişiyle karşılaşmıştır ve bunların her biri yedi ölümcül günahı temsil eder: öfke, açgözlülük, kıskançlık, oburluk, şehvet, gurur, tembellik. Yedisi tarafından da kovulmuş, yani nefsini yenmiş ve aydınlanmaya giden yolda başarılı olmuştur. Yazar bir röportajında, “sanatın bir oyun olduğunu ve sanatçının bir çocuğun oyun oynarken aldığı zevki alabileceğini” söylemesinin meyvelerini yemekten çok ama çok memnunum. İşte bu sayede kitabın gizemli/esrarengiz/sırlı bir kurgusal dünyasının içinde keyifle geziyoruz. Sonuç olarak; nasıl ki Kitab'ül Hiyel'de mühendisliğe ve Amat'ta denizciliğe yönelik çok ciddi bir çalışma varsa Suskunlar eflatun renkli musiki, içinden suskunluk çıkan müzik kutusu. Keyifli okumalar dileğiyle...
Suskunlar
Suskunlarİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20219,5bin okunma
·
31 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.